- Kategori
- Güncel
Aşk aşısı değil ki...
Geçmiş olsun! http://www.news-adhoc.com/wp-conte
Gözümüzü kırpmadan vurulalım…
Toy olmak.
Tay tay durmak.
Tir tir titremek.
Kısa bir sürede; ölümcül hastalığın yayılmasını önleyecek aşı piyasaya çıktı.
Haberlerde duydum ama sevinemedim.
Tıp dünyası bana yabancı; eleştirebilmem için bilgi sahibi olmam gerekli.
Bu konuda toyluk büyük bir engel; yine de düşünmeme engel olamadı tabii ki…
Aşı çarçabuk bulundu; nerde nasıl denendi yan etkileri var mı yok mu?
Şip şak! Aşılar hep böyle mi yapılır?
Aşıların Tay tay döneminde; neden ilk önce hamilelere uygulanır?
Embriyo ya da doğmamış yavru aşıdan nasıl etkilenir; etkilenir mi?
Asker, polis, jandarma gibi birimlere öncelik tanınacakmış; genç yaşta olanlara da… Altmış dört yaş üstü bekleye koysun; bu gurup; hastalıktan pek fazla etkilenmezmiş! Zaten onlar evlerinden köylerinden dışarı çıkmazlar diye mi düşünüldü acaba?
İlginç bir zaman diliminde yaşıyoruz.
“İtimat” ya da “Güven” Sözcüklerine güvenmek cesaret istiyor.
Gündelik olaylar ve bin bir türlü nedenden ötürü inanç sözcüğünü sıkça yitirir olduk.
Aşının uygulanacağı ülkeler arasında yerimiz belli olmuş!
En önlerde… Bizim sağlığımıza duyulan ilgi, gözlerimi yaşarttı.
Tir tir titreten bir duygu; başkalarının bizleri koruyup gözetmesi…
Kendimizi şanslı mı hissetmeliyiz yoksa bir deneme tahtası gibi mi?
Ülkemiz insanının; Yüce’nin yarattığı sevimli hassas varlık domuz ile sıkı bir iletişim içinde olduğu söylenemez.
Aşının uygulamasına; bu hayvanın yaygın olduğu ülkelerden başlamak daha mantıklı olmaz mı?
Kendi halinde bilmediklerinden gocunmayan; yaşına başına bakmadan öğrenmek için çaba gösteren bir bireyim; boş ve dolu zamanlarımda kafa yorarım.
Domuz aşısı konusunda; düşüncelerim beni çelişkilere sürükledi.
Bilgi ve hayırsever kişilerin aydınlatıcı fikirlerine ihtiyaç duyuyorum.
Şimdiden kendilerine teşekkürlerimi sunuyorum.
Alev Meisel
11.Ağustos 2009 Salı İzmir