Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mart '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Aşk imkansızlıktır bana göre..

Aşk imkansızlıktır bana göre..
 

Aşk... Herkes bundan bahsediyor. Bütün şarkılar aşkı konu alıyor. Neredeyse bütün şiirler. Aşksız yaşayamıyoruz, aşktan vazgeçemiyoruz.

Herkes tanımını farklı şekilde yapıyor. Bense kendi tanımımı yapmak istiyorum. Aşk bence kavuşamamaktır. Bunu niye mi söylüyorum? Ben de aşık oldum da ondan.

Yıllar önce ortaokul sıralarındayken sınıf arkadaşım bana iskambil falı bakmıştı ve demişti ki: " İleride çok büyük ama çok büyük bir aşk yaşayacaksın, deli gibi aşık olacaksın ama onunla evlenmeyeceksin.."

Haklıymış. Kahretsin ki haklıymış. Bilmem kaç yıl sonra üniversiteye ilk başladığım gün aşık oldum ona.

İnsan hayatta yalnızca bir kez aşık olurmuş. Buna inandım ben. Hem kendimden, hem gördüklerimden. Yalnızca bir kişi... Geri kalan fasa fiso. Herkes aşık olduğunu zannediyor ama değil kanımca. Düzinelerce sevgiliniz olmuş olabilir. Ama içlerinden birinin yeri diğerlerinden ayrıdır. Biri bir tarafta, diğerleri bir tarafta. Ama gerçek aşkı yaşadıysanız tabi. Ben kendi aşkımı yaşarken, aşkın acı çekmek olduğunu, gecelerce ağlamak, yanıp tutuşmak, herşeyini onun için feda etmek olduğunu öğrendim.

Şimdi evliyim. Ama yıllar önceki aşkımla değil. Başka biriyle. Eşimi seviyorum, evet çok seviyorum. Ama bunun aşk olmadığını ve sevgi olduğunu biliyorum.

Birini beğenirsiniz, onu daha çok görmek ve onunla daha çok birlikte olmak istersiniz. Gittikçe onunla ilgili düşünceleriniz, hayalleriniz artar. Kafanız onunla daha fazla meşgul olur. Ancak kavuşamazsanız gittikçe gözünüz kör olmaya başlar, deliye dönersiniz. Kıskançlıktan çıldırırsınız. Gece gündüz onu düşünürsünüz. Sadece sizin olsun istersiniz, başka hiç kimseyle onu paylaşmak istemezsiniz. Bütün şarkılarda o vardır. Bütün hikayelerde. Bütün şiirlerde. Rüyalarınızda onu görürsünüz.

Buradaki duyguyu hisseden tek siz iseniz adı platonik aşk olur. Yok karşılıklı olur da bir türlü biraraya gelemezseniz, beraber olamazsanız, kavuşamaz da ayrılık olursa, ya da birileri sizi ayırırsa, artık o bitmek bilmeyen acılara, gözyaşlarına boğulup kalırsınız. Sevdanızı gözyaşlarınızla yıkamaya başlarsınız. O sizin gözünüzde öyle bir yere yerleşmiştir ki artık, hiç bir olumsuz tarafı yoktur sizin için. Hiç bir kötü huyu... O mükemmeldir. Her şeyinizi ona feda etmeye hazırsınızdır artık. Gözyaşlarınız yetmez. Ağlamaktan kızarmış gözlerle, yazmaktan yorulmuş ellerle dolaşırsınız ortalarda sersefil. Aşk sizi mahveder. Hangi aşkın sonunda sevgililier kavuşmuşlardır ki? Leyla ile Mecnun? Kerem ile Aslı? Ferhat ile Şirin? Romeo ve Juliet? Hangisi mutlu sonla bitmiştir? Hiçbiri... İşte aşkı aşk yapan da bu nokta.

Sevgi ise farklıdır bana göre. Sevgi içinde saygıyı barındırır. Sevgide değer vardır. Kişiliğe saygı vardır. Ortaklık vardır. Sevgi aşk gibi yıkıcı, öldürücü, paramparça bir duygu değildir. Sevgi sonsuzdur...

Bana göre...

Herkesin yorumu ve tanımı farklı olacaktır elbette. Çünkü herkes yaşadığı deneyime göre tanım yapar.

Hangisi mi iyi? İyi kötü ayrımı yapmak pek uygun değil burada. Mantıklı yaklaştığınızda sevginin daha olumlu ve pozitif bir duygu olduğunu görürsünüz. Aşk mı? Yaşattığı duyguları hiç bir yerde bulamazsınız. Büyülü bir duygudur o. Asla unutamazsınız. Kalbinizin en derin noktalarına gömerseniz onu. Ve sadece ömrünüzde gerçek ama tek gerçek aşkı sadece bir kez yaşarsınız.

Bana göre...

Not: Resim htttp://wallpapers.diq.ru/wallpapers/45/True_Love_For adresinden alınmıştır.

 
Toplam blog
: 8
: 2116
Kayıt tarihi
: 24.03.07
 
 

Psikoloğum. İşim insanlarla. Duygular ve düşüncelerle, iç dünyalarıyla... Bazen de dış dünyalarıyla...