Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ocak '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Aşk Üzerine Metaforlar -1-

Aşk Üzerine Metaforlar -1-
 

Sevginin ne olduğunu tam olarak bilemediğimiz gibi, çoğunlukla, "arzu ve beğeni" ile "aşkı" da birbirine karıştırırız..

Beğeni, çogunlukla "sahip olma" arzusuyla açığa çıkar!

Bir nesneden hoşlandığında, beğendiğin şeye sahip olmak ve üzerinde tasarruf edebilmek arzusuyla yaşarsın.

Bu tüm mahlukatta çok yaygın bir duygudur!

Kimi, beğendiğini cebine sokmaya kalkar, kimi beğendiğine tasma takıp yanında taşıyarak onunla var olmak ister; kimi yakalayıp inine sürükler.

Her mahlûk yaradılış fıtratına göre, beğendiği üzerinde tasarruf etmek ister.

"Aşk" ise bundan çok farklıdır.

Aşık olunca, yalnızca sevdiğin için yaşamak istersin!.

Yalnızca yanında olmak, yalnızca onun olmak, yalnızca onun zevk aldığıyla zevk alıp, sevmediğinden kaçmak istersin!

Aşk öylesine sarmıştır aklını, fikrini, ruhunu ki, her şey sana, onu hatırlatır; yanında iken bile onun içinde olmak istersin!

Yakınlık bile uzak gelir sana!

Sen kaybolursun, sende; sevdiğin kalır yalnızca, beyninde!..

Onun bakışıyla bakar, onun değerlendirmesiyle değerlendirir, onun diliyle konuşmaya başlarsın!

Gözün ondan başkasını görmez, kulağın ondan başkasını duymaz, elin ondan başkasına uzanmaz olur!

Her an sana sahip olmasını; varlığının, tasarrufunun her an üzerinde olmasını, her an seni kucaklamasını istersin!

Bedensel yakınlık bile, korkunç uzaklık gibi gelir sana; ve onunla tek bir beden, tek bir ruh, tek bir şuur olmayı dilersin!

Sevgi, fıtratın müsait ise, sevdiğinde yok edesiye yakar seni; ve gün gelir kaşında-gözünde, yüzünde-dilinde sevdiğini görürler de, "sen o olmuşsun"hatta yok olmuşsun derler!

Arzu eden sahip olmak ister aşık ise aşkında yok olur; feda eder her şeyi aşkı uğruna!

Bazıları arzu eder, aşk ya da "aşığım" sanır...

Ama aşkı uğruna, vazgeçmeye, bir şeyleri terketmeye yeni seçimler yapmaya gelince sıra, o koku siliniverir üzerinden "kopamama" sabunuyla!

Parasından kopamaz. Statüsünden kopamaz. Konforundan kopamaz. Yakınlarından kopamaz. Rahatından kopamaz. "Etraf"tan kopamaz!

Derken kusurlar belirmeye başlar aşık oldugunu sandığının üzerinde.

Eksiklikler görmeye, yetersizlikler görmeye başlar.

Bunlar önce acıma duygusuna dönüştürür aşk sandıgı şeyi, uzaktan acıyarak seyretmeye başlar.

Sonra tatlı bir anıya dönüşür, aşk sandığı duyguları!

Bu tecrübe gösterir ki, onun fıtratında aşk programı yoktur!..

Beğeniyi ya da arzuyu, aşk sanmıştır!..

Uzaklaşma ondan gelmemiş de, karşısındakinden gelmişse, bu defa "nefret"e döner "beğeni"; ondan intikam alma duygusu gelişir içinde ve vicdanla intikam dalgaları arasında bir o yana bir bu yana sürüklenir durur; terkedilmişliğin, uzaklaşmanın, layık olmadığını yaşamanın sancısı içinde!..

Oysa yalnızca, dokusunda olmayan gerçek aşkın sonuçlarını yaşamaktadır!

Cüzdanı için, güzelliği-yakışıklılığı için, kendisine hoş gelen huyları için, staüsü-koltuğu, konforu için, fikri için beğenmiştir; aşık oldugunu sanmış; sahip olamayınca da arzusuna erişememenin düş kırıklığı içinde kopmuş; yalnızca çıkarları doğrultusunda yaşamayı tercih etmiştir.

Aşık ise göze almıştır kopmayı.

Dışlanmayı.

Paradan-puldan, namdan nişandan, dosttan akrabadan uzak kalmayı.

Fıtratından gelir aşk!.

Kulluğu sevmek üzerinedir.

Onunla, aşkı yaşamak istediği için yaratmıştır onu tanrısı.

O yüzden gerekirse kopar anadan-babadan; dünyadan paradan!

Sahici aşık, karşılıksız beklentisizce sever!

Beğenen karşılığını ister!

"Benim istediğim gibi yaşarsan seni boğarım sahip olduklarıma" der..

Onun dogasında yoktur aşk, bilmez aşkın ne olduğunu!..

Ne üzere yaratılmışsa, odur tüm meşgalesi.

Karınca gibi çalışır; maymun gibi çiftleşir; aslan gibi yavrularına sahip çıkar.

Ama pervane gibi sevemez!

Atamaz kendini ateşe!

Aşk sonunda yanmayı getirebilir!..

Arzu ve beğeni ise sonunda kaçmayı!

Beğenen mahlûkat çoğunluğuna göre, "aşk" delilikten bir türdür!..

Anlamazlar onlar, aşkı uğruna, etraf ne derse desin deyip, her şarta katlanmayı.

Beğenme bir tür "hobi"dir! Arzu da ikiz kardeşi.

Bazen ömür boyu sürer, bazen bir kaçyıl, bazen bir kaç ay!..

Aşk ise bir bilinemezdir, yolda kanayabilirsin de, bir mezara birlikte girebilirsin de.

Bitmez, tükenmez, bazen durulur, bazen coşar ama gerilemez!

En kötü ihtimal infilak eder, ama her şeye deger.

Arzu edip begenmeli mi yoksa aşık olup yanmalı mı?

İşte ol hikaye burada başlar ve tefrika olarak daha çok devam edecege benzer...

 
Toplam blog
: 88
: 1115
Kayıt tarihi
: 09.01.07
 
 

Ankara SBF'yi bitirdim. Öğrencilik yıllarında gazetecilik, sonrasında uzun yıllar özel sektörde ü..