- Kategori
- Felsefe
Atatürk dine zarar mı verdi, yoksa hizmet mi etti?
Geleneksel İslamcılar, Mustafa Kemal’i sevmezler.
“Deccal” diye adlandırır bir kısmı. Çoğu da sevmez, önyargı beslerler ona karşı, önyargılarını günlük sularlar, dallanıp budaklanan bir fidan gibi büyüttükçe büyütürler nedenleri ise;
-Osmanlıyı yıkması, padişahın kaçmasına sebep olması.
-Hilafeti kaldırması.
-Tekke, zaviye ve türbeleri kapatması.
-Fesi kaldırıp, şapka giydirmesi.
-Arap alfabesini fesh edip, Latin alfabesi kullandırması.
-Türkçe ezan okutması.
-Kadınlara açık kıyafetler giyebilme özgürlüğü getirmesi.
-Sakalla medeniyet olmayacağını anlatması.
-Batı’dan bir çok yenilik alması…
gibi nedenlere sırtlarını vererek “deccal” derler, sevmezler.
Bir anlasalar, bir düşünseler, bir akıl etseler, bu işlerin dine zarar değil, bilhassa yarar olduğunu…
Nasıl mı yarar?
Anlatayım:
-İslam tek adam yönetimiyle yönetilmekten kaçar, asla kabul etmez.
-İslam, dini bir merkezi yönetim olarak değil, bireysel olarak görür, din bir vicdandır.
-Tekke, zaviye ve türbeler birer şirk mekanlarıdır, buraları kapatmak, Allah’ın dinine çok büyük bir hizmettir.
-Fesin zorunluluğu kaldırılmasından 100 yıl önce gelmişti, garibim düşünebilmekten yoksun n’apsın.
-Latin alfabesi, dünyada ki en yaygın alfabe. Kolay olan, yaygın olan bir alfabeye geçmek hizmet değil midir?
-”Allah-u Ekber” deyince yaratıcıya ibadet, “Tanrı uludur” deyince ibadet değilmiş. (!)
-Kadınlara kıyafet özgürlüğü getirmek, onlara torba giydirmek zulmü yanında gerçek bir hizmettir hemde.
Sakalla kılla, sarıkla çarşafla medeniyet olmaz, medeniyet akılla olur.
Sorarım, bunlar hizmet değil mi?
Hem de bal gibi hizmet.
Cumhuriyet bayramı kutlu olsun.
-Mustafa Yıldırım 29 – 10 – 2012