Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Kasım '08

 
Kategori
Özel Günler
 

Atatürk

Atatürk
 

Fransız asıllı yazar Claude Farrere Atatürk'le ilgili yorumunda

'O, yüce bir dağa benzer. Eteğinde yaşayanlar bu yüceliği fark edemezler. Bu dağın azametini kavrayabilmek için, O'na çok uzaklardan bakmak gerekir.'

diyor.

Çok saygın bir hocamın elektronik posta listemize attığı bir mesajdan öğreniyorum Claude Farrere'nin bu sözünü.

Ve anlatıyor hocam:

Şili'nin başkenti Santiago'ya yaptıkları bir gezide şehrin önemli meydanlarından birinde ATATÜRK Park'ını görüyorlar. Parkın meydanındaki anıtın altında ispanyolca bir not var. Rehbere rica ediyorlar tercüme ediyor.

'Şili ve Dünya halkları, M. K. Atatürk'ü dünya barışı ve tüm insanlık için yaptığı hizmetler nedeniyle saygıyla selamlar!'

mesajda yazanları okuduğumda çok duygulandım, ne yalan söyleyim utandım biraz da...


Dün akşam ATATÜRK ÇOCUKLARI'nı seyrettim bir kanalda. Atatürk çocukları 30'lu yıllarda Atatürk tarafından yurt dışına gönderilmiş 700 akıllı, zeki, parlak çocuktan hayatta kalan 10 tanesi.

Bu pırıl pırıl 90'lık gençlerden biri diyor ki,

Önce Almanya sonra ABD'ye gönderildim, bu fırsat tanınmasaydı yaşadığım kasabada tenekeci olarak yaşayıp ölecektim...

Bir başka Atatürk çocuğu diyor ki 'onu gördüm.'

Rorörtajı yapan kişi soruyor:

'O mavi gözleri gördünüz yani!?'

Yanıtlıyor dudağında alaycı bir kıvrımla :

'benimde gözlerim de mavi, bu iş bir çift mavi gözle olsaydı, benim bir farkım olmazdı Ata'dan'.

Düşünüyorum;

Çocuk yaşta yetim olmak, tarlada karga kovalamak, bir çift mavi göz, iki duble rakı, bir paket sigara?...Dünya benzer özellikler taşıyan milyonlarla doldu taştı yüzyıllarca, binyıllarca...

Ondan başkası Atatürk olmadı ama...

Atatürk dağının tam da eteklerinde yaşayan bizler, 20. yüzyılın başında, kendi kaderimizi belirleme hakkımızın hunharca katledildiği, yurdumuz bildiğimiz her yeri, bizim bildiğimiz her değeri kaybetme aşamasında bize ve kendi değerlerini kaybetme tehlikesi yaşayan diğer uluslara bağışlanan Yüce Atatürk'e karşı farkındalıktan çok uzaktayız. Şımarıkça yalpalıyoruz yolumuzda...

Zaman O'nu farklı kılanı irdelemek, Taa Şili'den yükselen minnet sesini dinlemek, ona uzaktan bakmak... zamanı iken, dibine girmek, özeline bu kadar dokunmak...

Şımarıkça...Evet, şımarıklık diz boyu bu aralarda...

Tam da bu noktada düğümleniyor utancım, bıkkınlığım, güvenim, dağın eteğinde yaşarken yüceliğini görebilme hırsım...

 
Toplam blog
: 146
: 1061
Kayıt tarihi
: 05.12.06
 
 

Hep yazmak istedim. İnsan düşüncelerini yazıya dökünce kendi başınadır çünkü, kaygısız, katıksız ..