- Kategori
- Basın Yayın / Medya
Ateşböceği = Kiralık Aşk
Başrollerinde Seçkin Özdemir ve Nilay Deniz'in yer aldığı Ateşböceği için Yeşilçam tadında bir proje geliyor denildi ama dizi bildiğiniz Kiralık Aşk çıktı.
Ateşböceği'nin; senaristi Ebru Hacıoğlu, yönetmeni Barış Yöş, yapımcısı Mia Film ve yayınlayıcı kanalı Star TV...
Kimse kusura bakmasın.
Belki biraz sert bir eleştiri olacak ama maalesef ki Ateşböceği, baya baya fos bir dizi çıktı.
Benim içinse, tam anlamıyla büyük bir hayal kırıklığı oldu.
Zira bayram kıtlığından çıkınca, dün akşam pek bir iştah ve heyecanla ekran karşısına oturdum.
Ancak hevesimin kursağımda kalması pek de uzun sürmedi.
Niye mi?
Çünkü Ateşböceği = Kiralık Aşk.
Şaka değil.
Hoş, "şaka" değil belki ama "şaka gibi" olduğu da koca bir gerçek.
Oturulmuş, Kiralık Aşk bölüm bölüm izlenmiş, tüm kodlar çıkarılmış, karakter tahlilleri dökülmüş, sonrada Ateşböceği yapılmış.
Tabi sonuç olarak da, ortaya kötü bir kopya çıkmış.
Neler mi?
Yakışıklı, kariyerli, zengin, yalnız ve soğuk adam var.
Bakınız Kiralık Aşk, Ömer İplikçi.
O adamın, sahibi olduğu hukuk bürosunda iyi bir mevkiye terfi eden kankası var.
Bakınız Kiralık Aşk, Sinan.
Zeki ama biraz şapşal, güzel taksici bir kadın var.
Bakınız Kiralık Aşk, Defne.
Ve bu taksici kadına, önce esas adamın kankası aşık olur.
Bakınız Kiralık Aşk, Sinan aşık olur Defne sahnelerine.
Esas adam, onca yıl taş gibi kadınların arasından kimseye aşık olmaz ama bu kadına nedense hemen vurulur. Dolayısıyla da kadını, içten içe kankasından kıskanır.
Bakınız Kiralık Aşk, Ömer Sinan 1. Sezon sahneleri.
Daha bitmedi...
Kötü niyetli, bakımlı, güzel, gözü esas adamda olan, kadın iş arkadaşı da var.
Bakınız Kiralık Aşk, Yasemin.
Hepsi deliden hallice, Hukuk bürosunun çalışanları da var.
Bakınız Kiralık Aşk, Passionis. Bakınız, Koriş.
Bu arada esas adamın ailesi biraz değişik. Hatta çatlak da denilebilir.
Bakınız Kiralık Aşk, Neriman İplikçi.
Esas kadının ailesi, adamın ailesine göre daha bir normal.
Bakınız Kiralık Aşk, Defne'nin ailesi.
Pardon, pardon, hemen haksızlık etmeyelim. Ateşböceği ile Kiralık Aşk arasında bir fark var.
Esas kadının bu sefer, bir ağabeyi bir de ablası var. :)
Oysa Defne'nin bir tane erkek kardeşi vardı.
Tabi burada da esintiler var.
Zira Ateşböceği'nde abla, mahalleden bir çocuğa aşık. Aile de bu aşka karşı.
Bakınız Kiralık Aşk, Serdar ve Nihan.
Ne gerek vardı Star TV?
Koysaydınız Kiralık Aşk'ı, izlerdik biz.
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, yan karakterlerin tümü Kiralık Aşk'tan alıntı ama onlar kadar şirin değiller.
Hatta itici ve sevimsiz bile diyebiliriz.
Esas adamın ailesi korkunç ötesi.
O sahnelerde, zaman geçmek bilmedi.
Zaping yapmamak için kendimi zor tuttum.
Olay örgüsü = Saçmalıklar silsilesi
Evin genç çocuğu doğum gününde esas adamın arabasını alır. Partide kafayı bulunca, arabayı çaldırır ve araba bir trafik kazasına karışır.
Soru 1: Arabayı çalan kişi sonra arabayı geri mi getirdi? Zira olan biteni doğum günü çocuğu dahil tüm aile ve esas adam, boşanma davasını aldığı kadının kocası tarafından, tehdit edildiğinde öğrendi.
O gece arabayı çalan kişi, esas kadının yeğenine çarpıp kaçar. Yeğen şu an tekerlekli sandalyede.
Soru 2: Arabada hiç mi hasar olmadı? Klasik araç tutkusu olan esas adam, nasıl olur da fark etmez?
Soru 3: Parti gece. Küçücük çocuğun gecenin o saatinde sokakta ne işi var?
Sonra mı?
Çocuk geceye dair bir şey hatırlamıyor ya, hatırlaması için neler neler yaptılar, akıllara zarar.
Balık yağı içirmeler mi dersiniz, baş aşağı dikmeler mi, parfüm sıkarak çalan kişinin kokusunu anımsatmaya çalışıp, abuk sabuk hallere sokmalar mı...
Yazdıkça içim şişiyor desem...
Tahmin edeceğiniz gibi; esas oğlan ve kadın arasında ki engel de, bu kaza.
Kiralık Aşk'ta, Defne Ömer'in kiralık aşkıydı ve bu durum aralarındaki en büyük engeldi.
Zira ha söyledi, ha söyleyecek, ha ortaya çıktı, ha ortaya çıkacak halleri ile kaç sezon gitti, şöyle bir anımsayın.
Burada da esas adam, esas kadının yeğeninin başına gelen kazaya karışan arabanın sahibi.
Yani gün gelecek, sen beni kandırdın denilecek.
Esas adam aşktan yanarken, esas kadına gerçeği asla söyleyemeyecek.
Tabi olmazsa olmazımız, mantık hatalarımız yukarıda yazdığım üç soru ile sınırlı da değil.
Esas adamın esas kadını gördüğü ilk sahne...
Kahve alma sahnesinde denk gelmelerini, filmin yönetmeni Barış Yöş'ün göründüğü sahneyi saymıyorum.
Esas adam arabada.
Esas kadın çimler üzerinde dans ediyor.
Mevzu toprakla elektrik atmak.
Hop, esas kadın başlar dans etmeye.
O da yetmez, taksicilerde dansa katılır.
Niye?
Bilen yok.
Ben olsam deli herhalde der, arkama bakmadan olay mahallini terk ederim.
Bizim adamın hoşuna gitti.
Demek öyle seviyor.
Esas adam sonra esas kadının taksisine biner.
Kızın belalısı bir taksici vardır.
Adamın derdi, kadın başına taksi mi kullanılırmış takıntısı.
Esas kadının peşine takılır ve sonunda da kaza yapmasına neden olur.
Hadi taksici bunu kafaya koydu ve kadına zarar vermek istiyor.
Soru 4: İyi de neden esas kadın yalnızken bunu yapmıyor? Taksinin içinde şahit mi olsun istedi?
Sonuç olarak tahmin edeceğiniz gibi, esas adam arabadan indi. Esas kadını olaya bulaştırmadı ve sonunda da taksici gelip özür diledi.
Peki...
Bu arada esas adam taksiden inerken arabada 200 TL bıraktı.
Esas kadın durur mu?
Kankasıyla adamın şirketini bastı.
Gururlu ya.
Hop, esas adam esas kadını çekiştirerek odasına götürdü.
Bu esnada da arkadaşı çekiştirilen kanka, öylece bekledi ve olanı biteni izledi.
Soru 5: Kankası tanımadığı bir adam tarafından çekiştirilerek götürülürken, insan öyle durur mu?
Bu arada, bahsi geçen kanka, esas adamın kankası ile şirket içinde çarpışarak tanıştı ve aşık oldu.
Korkunç bir sahneydi.
Burada ve daha birçok yerde, yönetmene bir tutam mizansen diliyoruz.
Şirkette bir sekreter var, akıllara zarar.
Kötü kadının bir asistanı var, akıllara zarar.
Ayrıntıya girmiyorum, izleyin görün derim.
Gelelim esas kadının, esas adamın yanında şoför olarak işe girmesine...
Cümleye gel...
"Bir şartla işi kabul ederim. Yeğenim Çiçek'in davasını alacaksınız ve yeğenime çarpan o adamı bulacağınızın garantisini istiyorum."
Tövbe tövbe.
Soru 6: Şoför olarak gireceksin bacım, ne şartı? Bulunmaz Hint kumaşı mısın? Memlekette şoför mü kalmadı?
Bu arada yeğenimin dava dosyası diye uzattığı dosya, tam anlamıyla evlere şenlik.
Buradan sanat grubuna selam çakıyorum.
Soru 7: Öyle dava dosyası mı olur? Kız manyak mı? Ozalitçi'ye gidip neden cepli dosya yaptırmış?
Bu arada dizi boyunca, esas adam ve esas kadın, burun buruna gelip, birbirlerine melül melül baktılar.
Soru 8: Kız niye bu bakışmalarda bir süre sonra geri çekilmiyor? Neden içi giderken, hop ben ne yapıyorum diye irkilmiyor?
Adam bakıyor, kız bakıyor.
Neredeyse adam öpmeye kalksa, karşılık verecek.
Esas kadın devamlı laf sokuşturan, mesafeli kadın mı yoksa değil mi?
Adamı zaten üç dört gündür tanıyor.
Ve ayrıca da patronu.
Geçtik...
Yukarıda bahsettiğim çimenler üzerinde taksicilerle oynama durumu, sonra bir de mahallede gerçekleşiyor.
Tüm aile ve mahalleli sokakta dans ettiler.
Baktım baktım, Roman mı bunlar diye sordum kendi kendime?
Değiller ama mütemadiyen oynuyorlar.
Deliler herhalde.
Belki.
Ne bileyim.
Ha birde hukuk bürosu çalışanları, şirkette horon tepti.
Soru 9: Niye?
Bilen yok.
Mizansen kıtlığı diyorum...
Ama en çok da ayıp diyorum.
Ve tabi hanım kızımızın araba kullanma durumları var ki, bir diğer akıllara zarar durum da burada söz konusu.
Kendisi sözde taksici.
Lakin ilk şoförlük gününde, arabayı kullanamadı.
Mümkün mü?
Değil.
Silecek falan çalıştırdı.
Daha silecek yerinin, en düşük modelden en yüksek modele kadar, direksiyon altından başka bir yerde olduğunu görmedim.
Araba lüks tamam ama bu da değil.
Yemedik...
Esas kadın, esas adamı gece evine bırakır.
Kendi evine dönerken, orman yolunda araba bozulur.
Kız önce esas adamın kankasını arar.
Ulaşamaz.
Sonra patronunu arar, yardım ister.
Soru 10: Hangi şoför ,araba ile ilgili sorun çıktığında patronunu çağırır? Kadın zaten taksici, neden bir taksici arkadaşından yardım istemiyor ya da yol yardımı aramıyor? Bu kadının en az bin kere başına böyle bir durum gelmiş olmalı. Öyle ya, mesleği bu sonuçta.
Peki diyelim, bunu da geçelim...
Ve son olarak patron kadının yanına gelir.
Gelir ama yeğenine çarptığı arabayla.
Niye?
Bilen yok.
Of... Of...
Yazık be bize...
Daha notlarım arasında neler neler var ama yazmıyorum.
Yukarıda yazdığım her şey, daha senaryo aşamasında çözülebilecek sorunlar.
Bu soruda Ateşböceği'nin; senaristi Ebru Hacıoğlu, yönetmeni Barış Yöş, yapımcısı Mia Film ve yayınlayıcı kanalı Star TV'e gelsin.
Soru 11: Neden sahaya çıkmadan, tüm bu mantık hatalarını ve klişeleri masada, senaryo aşamasında çözmeyi denemiyorsunuz?
Ateşböceği Dizi Künyesi
Yayıncı Kanal: Star TV
Yapım Şirketi: Mia Yapım
Yönetmen: Barış Yöş
Senaryo: Ebru Hacıoğlu
Oyuncular: Seçkin Özdemir, Nilay Deniz, Derya Alabora, Umur Yiğit Vanlı, Belma Canciğer, Durul Bazan, Seda Güven, Berkay Tulumbacı, Alicia Kapudağ, Şebnem Dilligil, Çağrı Çıtanak, Tayra Bahar
***********************************************************
Televizyon, sinema, yaşam, patiler, ilişkiler ve sokaktaki hayat üzerine diğer yazılarımı okumak istiyorsanız, http://www.bibaksana.com.tr adresli bloguma uğramayı unutmayın. :)
***********************************************************
Bana ulaşabileceğiniz linkler:
Bibaksana: http://www.bibaksana.com.tr/
Bibaksana facebook sayfası: https://www.facebook.com/bibaksanablog
Bibaksana instagram sayfası: https://www.instagram.com/bibaksanablog/
Bibaksana Twitter sayfası: https://twitter.com/bibaksanablog
Bibaksana Google+ sayfası: https://plus.google.com/+BibaksanaTrblog
Bibaksana pinterest sayfası: https://tr.pinterest.com/bibaksanablog/
Bibaksana linkedln sayfası: https://www.linkedin.com/in/bibaksanablog/
Bibaksana tumblr sayfası: https://www.tumblr.com/blog/bibaksana