Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Nisan '08

 
Kategori
Kitap
 

Atilla Atalay - Sıdıka

Atilla Atalay - Sıdıka
 

En iyisi dürüst olmak.
Pekala; Gerçeği yalnızca gerçeği yazacağıma şahitler ve sizlerin huzurunda…
Tarihini, saatini net hatırlamıyorum ama biraderimin üniversite ilk yıllarıydı. Bir senesini heba etiği Marmara İşletme’de iken mi yoksa İstanbul İletişimdeyken mi net hatırlamıyorum şimdi.

Atilla Atalay diye bir adamın, komik kapağı ve ismi olan bir kitabını bir vakit getirip bırakmıştı ortak çalışma odamıza. Aslında hep getirirdi böyle. Ben de şimdiki gibi daha okunmamış bir sürü kitap varken, oyuncak arsızı çocuklar gibi her girdiğim kitapçıdan kitap almaz O'dan otlanırdım. Sofi’nin Dünyası’na girememiştim ama getirdiklerinden.

Bu komik isim ve kapaklı kitap ise acayip cezbetmişti beni daha ilk satırlarından itibaren. Yazarını da hiç mi hiç duymamıştım daha önce.
-Atilla Atalay.
-Hmm.

Taverna şarkıcısı Atilla Kaya vardı eskiden, O geldi aklıma ismini okuyunca. Ama bu Atilla daha eğlendiriciydi üstelik artısı da vardı. Düşündürüyordu. Ve hatta hüzünlendiriyordu.

Sıdıka idi ismi kitabın. Hani bir dönem Show Tv de bir dizi oynamıştı aynı isimle. Hah işte o dizinin kitabı bu. Hatta Bir Demet Tiyatronun ondan esinlendiğini düşünmüşümdür hep.

Neyse ben kitabı okuduktan birkaç sene sonra çıkmıştı dizisi. Kitabı daha eğlenceliydi ama. Neden bilmem bu kitaptan aklımda kalan bir diyalog vardı benim çok komiğime giden arkadaşlara anlattığım o zamanlar. Hala da unutmuş değilim lakin asıl hatırladığım diyalogun hepsi değil vurucu cümlesiydi. Diğerlerinin çoğunu uyduracağım az aşağıda. Şimdiden affola.

-Sıdıka hadi kızım şu yemeği halana götür. Yazık hasta kadın, sevaptır hem.
-Anne sana inanmıyorum yaa. Bir insan öz evladına hem de bu hava da bunu yapar mı?
-Ne varmış hava da?
-Bu yağmurda belediye otobüsleri nasıl tıkış tıkış olur ve fordçuların ne biçim fantezileri vardır anne farkında mısın sen?

Buna benzer yüzlerce komik ve trajikomik diyaloğun yer aldığı kitabı bir bilemedin iki gün de bitirdim biraderden evvel.. Ama bu kadar çok sevdiğim benimsediğin bir yazarın kitaplarını daha sonra niye hiç okumadım bak onu bilmiyorum.

Lakin kader ağlarını örmüştü bir kere. Önceki gün kitapçıda dolanırken aylak aylak. Bir isim göz kırptı bana. Hatta gözümü ısırdı. Tabi ya dedim. Bu oydu. Uzun yıllar görüşmeyen ahbapların edasında raftaki tüm kitaplarını inceledim. Sıdıka’dan bu yana bayağı bir kitap yazmış. Gözüme kestirdiğim iki tanesine yetti bütçem. (Hayaller Kahyası ve Kişi başına bir yalnız) Kalanları gelecek ay almak üzere vedalaşarak ayrıldım kitapçıdan!

Nedense çıkarken yüzümde tarif edemediğim bir muzip gülümse belirdi az sonra yerini hüzne bırakacağını bilmeden.

-Ömrüüümmm laynnnn.
 
Toplam blog
: 39
: 765
Kayıt tarihi
: 21.10.06
 
 

Özel biri değilim. Sıradan bir yaşam süren sıradan bir adamım. Çok geçmeden adım unutulur. Tuzluk...