Avrupa, Tayyip Erdoğan'a Barış Ödülü Verir mi?

 

Nobel Barış Ödülü genel olarak dünya barışına katkı sağlamış politikacı ya da devlet adamlarına veriliyor...Teorik de olsa amaç, barışa katkı yapanları ödüllendirerek insanları barış yolunda teşvik etmek...

 

Mandela gibi ömrünü ezilen toplumunun hakları için mücadele etmekle geçirmiş biri de Mahatma Gandi gibi, emperyalistlere karşı sivil direniş yoluyla barışa hizmet etmiş biri de bu ödülü almış...

 

Ama Amerika Başkanı Barrak Obama gibi, dünya barışına katkı sağlamakla hiç ilgisi olmamış biri de bu ödülü aldı!

 

Geçtiğimiz günlerde Türkiye'nin Ana Muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu da "adalet" adına yaptığı yürüyüşle Nobel Barış Ödülüne aday gösterildi...Bakınız konuyla ilgili yazım:

 

http://blog.milliyet.com.tr/kemal-kilicdaroglu-nobel-baris-odulu-nu-alir-mi-alir--/Blog/?BlogNo=566597

 

Barış, savaşın zıddıdır ve insanı yaşatmak anlamına gelir...Çünkü savaş ölümcüldür, eğer birisi savaşları önlemek adına çaba sarfediyorsa, onun yaptığı sonuçta insanı yaşatmak eylemidir ve bu yüzden çok değerlidir.

 

Eğer bu Nobel Barış Ödülü dünya insanlarının barışına katkı sağlayanlara ve dolayısıyla insanları yaşatanlara veriliyorsa, o zaman bu ödülün asıl verilmesi gereken kişi Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olmalı değil midir?

 

Suriye savaşında üç milyondan fazla insanı yaşatmak adına onlara kucak açan devlet adamı Tayyip Erdoğan değil miydi?

 

Gerek Ortadoğu'daki Katar krizinde, gerekse İslam Coğrafyasında ateşlenmek istenen mezhep savaşlarında arabulucu olarak savaşı önlemek için çalışan da Tayyip Erdoğan değil mi?

 

Amerika güdümündeki tüm dünya İran'a karşıyken Birleşmiş Milletlerde İran'ı savunarak hak ve adaletten yana tavır koymuş olan da Tayyip Erdoğandı, mezhebini kendine din edindiği için, İslam Dünyasında mezhep savaşlarının tetikçisi olma yoluna girmiş İran'ı "bizim mezhebimiz dinimiz olamaz, dinimiz İslamdır" diyerek açıkça uyarmış olan da Tayyip Erdoğan değil miydi?

 

Bugün Amerika ile Kuzey Kore karşılıklı babalarınken, tüm "medeni dünya" hiç düşünmeden Amerikanın yanında yer alırken, bu nükleer babalanmanın tüm dünyayı da içine alabilecek bir savaşa dönüşebileceği uyarısını yapan da Tayyip Erdoğan değil mi?

 

Irak'ın toprak bütünlüğü Suriye'nin istikrarı, Katar'a yapılan hukuksuzluğun ortadan kaldırılması gibi savaş bölgesi olan Ortadoğu'yu barışa eriştirmek için çabalayan da Türkiye Cumhurbaşkanı değil midir?

 

Ya yıllarca tüm dünyanın göz yumduğu İsrail zulmüne karşı Filistinli mazlumları yaşatmak için politikalar yürüten kimdi?

 

Çiçeği burnunda başkan, Obama, Nobel açıklandığında "bu ödülü bana niye verdiler anlamadım" diyerek kendisinin bile şaşırdığını ifade etmişti...Sonraki yıllarda da bu ödülü hak edecek herhangi bir çabası görülmedi Bay Obamanın...

 

Ama Tayyip Erdoğan, Türkiye siyasetinde belirleyici olduğu zamandan beri bölgenin ve dünyanın barışı adına bir çok çabaya imza attı...Bunların hepsinde başarılı olamadı belki ama Suriye ve Irak gibi savaş bölgelerinin mağduru milyonlara kucak açarak "insanı yaşatma" konusunda dünyada eşine rastlanmayacak fedakarlık yaptı.

 

Tekrar soralım, barışın amacı insanı yaşatmak değil midir?..Evet, öyledir!..Savaş öldürür, barış yaşatır...O halde, Nobel Barış Ödülü'nü savaş çıkararak insanları öldürenler mi alacak yoksa, insanları bombaların ve tankların altından alıp yaşatanlar mı alacak??

 

Bu soruyu Nobel Barış Ödülünü dağıtan "Medeni Avrupa"ya sorun...Elbette insanları yaşatanlar ödül almalı, diyecekler...O zaman hemen ikinci soruyu patlatmalısınız:

 

Hangi insanları yaşatanlar Barış Ödülüne layık olmalıdır?..

 

İşte bu soruya açık bir cevap veremeyecek kem küm edecekler...Çünkü, öteden beri "medeni" Avrupa'nın yaşatmaya değer insan olarak gördükleri, kendi iklimlerinde, kendi dinlerinde ve kendi ırklarında yaşayanlar olmuştur.

 

Bu yüzden, Ortadoğu coğrafyasının kimi Türk, kimi Arap, kimi Kürt ve hemen hepsi Müslüman insanlarını savaşın dişlileri arasından alıp yaşatmak Avrupalı için ödüle değer bir davranış olmayabilir.

 

Hatta, çoğu zaman cezalandırmayı gerektirecek bir davranış bile olması mümkündür...Eğer, böyle olmasaydı bu kadar İslamafobia ve bu kadar Tayyipfobiya olur muydu Avrupada!!.

 

Bu yüzden diyorum ki, Nobel Barış Ödülü asla Tayyip Erdoğan'a verilmez...Ama zaten verilmesi de ne Tayyip Erdoğan'ın ne de bizim umurumuz!

 

Devlet adamları için asıl ödül, onlara milletlerinin verdiğidir, emperyalistlerin verdiği değil!