Ay' a gittiyseniz neden vuruyorsunuz?

Nasa, Ay' da su olup olmadığının araştırılması için füze ile Ay' ı vurunca daha önce okuduğum "İnsanoğlu aslında hiç Ay' a gitmedi" şeklindeki bazı yazılardaki altı çizilen durumlar tekrar aklımı kurcalamaya başladı. Bana da mantıklı gelen bazı tuhaflıkları sizinlede paylaşayım; Efendim bir defa fotoğraflara baktığınızda güneş ışınları ile aydınlanması gereken iniş ortamında farklı yönlere düşmüş gölgeler var, Güneş ışınlarının dağılmadan ulaştığı Atmosfersiz ortamda oluşan gölgeler çok koyu olduğundan gölgelerin içinde bir cismi görmek imkansızken, mekiğin gölgesinde bir astranot "Beni Ay gölgeleri bile kaybedemez" diye pırıl pırıl parlıyor. Dünya'nın 1/6' sı oranındaki bir yerçekimi ortamına sahip olan Ay' da o kadar derin ayak izlerinin oluşması biraz tuhaf, 1969 yılının teknolojisi gündüz erime sıcaklığını aşan gece ise -100 dereceye kadar düşen bir sıcaklık ortamına dayanabilecek materyal üretebildi mi?

Gelelim şu Ay' ı bombalama olayına madem ki 1969 yılında insanoğlu elini kolunu sallaya sallaya şu Ay' a indiyse Ay' da suyun varlığı öylemi aranır? 1969 da dahi devasa mekiği Ay' a indirmiş bir güç, sondaj aletleri ile bu güne kadar bu bilgiye ulaşamaz mıydı? Hadi bir soru daha soralım; 1972' den itibaren neden insanlı Ay yolculukları birden kesildi ve bir daha yapılmadı? Sakın Nasa, "Ben su arıyorum, bu nedenle Ay' ı füze ile vuruyorum " dümeni ile 1969' un en önemli tanığı olan Ay' ı sindiriyor olmasın çünkü çocukluğumuzun güler yüzlü Aydedesi bir gece sırıtıp; "Aslında benim topraklarıma hiç insan ayak basmadı" diyebilir. Ne dersiniz?

Diğer Blog yazılarım için