Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

kevser şekercioğlu akın

http://blog.milliyet.com.tr/kevser

07 Mayıs '15

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ayağına taş değmesin evlat

Ayağına taş değmesin evlat
 

alıntıdır. Aslında yavrusunun bitini ayıklayan maymunu aradım ama bulamadım


Anneler gününe bir-iki gün kaldı. Özel günlere büyük beklentiler yüklenildiği, yüklenen her yükün ağır gelip gönül kırıklıkları olduğu ve bu günleri ticari tüketim haline dönüştüren insanlardan hiç hoşlanmadığım için  hiç sevmem aslında. Yine de özel günlerde aranılsın sorulsun ister insan, bazen bir demet çiçek bazen samimi bir sarılma, bazen de sadece o güne has değil birbirinin gözlerinin içine bakarak güvenle karşılıklı kahve içme,... 
 
Belki de çocukluğum dışında, arefeyle bayramı yanyana göremediğim-yetemediğim için -Sakın sızlandığım düşünülmesin- ya da özel günlerde içten içe beklentilerim olduğu içindir bu hoşlanmama hali onu da aranızda psikolog varsa o çözsün. Ama adet olmuş inanmaya-inanmaya kutlar olmuşuz. Ben içimden geldiği gibi vakitsiz kutlamak istiyorum bazı özel annelerin anneler gününü. Kızkardeşim bir arkadaşından duymuş "Yedi kat anne var, yalın kat anne var" diye onu da yazmak istedim. 
 
-Asla aynı tezgaha konulamayacağımız, engelli evladı olup da onca çabaya onca yorulmaya rağmen belki de çözümsüz uğraşlarla yaşayan, bana bir şey olmasın yoksa o ne olur diyerek yaşama direnen ve  "Allah iyi ki bana verdi bu yavrum benim hayatımın hediyesi" diyebilecek kadar güçlü yürekli annelerin, 
 
-Altı çocuğunu tek başına başına büyütmeye çalışırken can havliyle "Çocuğum olmuyor diye üzülenlerin Allah ocağını söndürsün",  diyecek kadar canından bezdiği halde o evlatlarını hiç yalnız bırakmayan güçlü annelerin, 
 
-Anasının-babasının kim olduğunun önemli olmadığını bilerek başka sahipsiz çocukları evlat edinip çıkarsız büyüten tüm annelerin, 
 
-Senenin 364 günü evladı ve/veya evlatları tarafından her şekilde lüzumsuz  kullanılıp Anneler Günü sabahı dudaklarını uzata uzata "Sana kahvaltıya geleceğiz ama çok kalamayız biliyorsun..." diyen evladının gönlünü kırmamak için geldiklerine sevinen "Et yesin ciğer" diyerek eksiksiz kahvaltı hazırlayan, aslında bu günün ne moktan bir şey olduğunu bildiği halde, kendisi için özel olmayan, eksik olan ev aletlerinden oluşan bilmem ne marka hediyenin paketini mutsuzlukla katlayan annelerin, 
 
-Sadece kendisi değil, evladı da zulüm görüyor diye her şeyi bırakarak evlatlarını kapıp yeni hayatlar kurmak için güçlü adımlar atan annelerin, 
 
-Gençliğini, kadınlığını, umutlarını tüm beklentilerini yarınlara erteleyerek, çalıştığı her kuruşu çocuklarının eğitimi için harcayan annelerin,
 
-Zorla evladı elinden alınıp asla gösterilmeyen çocuğunu ve/veya çocuklarını görmek için zorlu mücadeleler veren ve asla vazgeçmeyen annelerin, 
 
-Aslında umduğunu bulamamış olmamasına rağmen, mutsuzluğunu demir leblebi yutar gibi yutmaya çalışarak sadece evlatlarının ayrılan anne-baba sorunları yaşamasın diye o evde hayat geçirmeye çalışırken başının üzerindeki boynuzları nereye sokacağını bilemeyek o ağırlığın altında ezilmemeye çalışan tüm annelerin, 
 
-Evlat diye yanıp da bir şekilde kavuşamayan, sorumluluk sahibi, güvenli sevgi sahibi olan ama asla anne olamayan tüm annelerin, 
 
-Evladını doyurabilmek için, onca özleme ve gözyaşına rağmen başka ülkelere gidip daha fazla refah için beden gücüyle çalışan tüm annelerin,
 
-Gecenin bir yarısında hastene yatağında yavrusunu kötü hastalık sebebiyle ölüme teslim ettiği halde, elimden alıp morga koyarlar orada çok üşür diye hiç sesini çıkarmadan evladını koynuna alıp sabaha kadar vedalaşmaya çalışan çaresiz annelerin, 
... burada sıralayamadığım daha tonlarca hayat hikeyesine sahip annelerin Anneler gününü değil  YEDİ KAT ANALIKLARINI şimdiden kutluyorum. 
 
Haa bu arada;
 
Manda moku gibi düştüğü yere yapışan, yaptığının çok anormal bir şey olduğunu düşünerek, kendi isteğiyle doğurduğu evlada "Seni ben emzirdim, temizledim, büyüttüm, ben okuttum" (Sanki komşunun danasını hayrına yetiştirmiş gibi) diyerek her fırsatta burnundan getirmeye çalışan  ve burada sıralayamadığım daha tonlarca hayat hikayesine sahıp anneleri de bu günden tüm bahanelerini çok net bilerek muaf tutuyorum. 
 
Eee şimdi ne demek istiyorsun diye yazıya bakmayın, herkes kendi annesine ve yaşadıklarına göre ister özür dilesin ister sonsuz minnetini dile getirerek teşekkürlerini sunsun bu beni ilgilendirmez. Herkesin bir sorumluğu olduğunu bilerek yine de güzel dileklerimle iyi, özellikle saygılı, sağlıklı, huzurlu yaşamlar diliyorum. Ve bütün sosyal kimliklerden arınarak ÖNCE İNSAN diyorum. 
 
Hiç bir şeyi abartmayalım, bu madem olmuş sadece anneler günü, çekilen mesajlar yapılan telefon görüşmeleri bize değil iletişim firmalarının cebine giriyor ve hiç bir şekilde samimiyet içermiyor inanın ama uzakta olup da sadece sesle kutlamaları da içten kutluyorum. 
 
 
 
 
 
Toplam blog
: 374
: 869
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

1965 Akçakoca doğumluyum. Evli ve dört kız annesiyim, küçük bir kızın  anneannesiyim. A.Ü. Halkla..