Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Şubat '11

 
Kategori
Edebiyat
 

Aydın'da doğumunun 109.Yılında Nazım Hikmet anıldı

Aydın'da doğumunun 109.Yılında Nazım Hikmet anıldı
 

“Hava kurşun gibi ağır!

Bağır bağır bağır

Bağırıyorum

Koşun koşun

Kurşun eritmeğe

Çağırıyorum…

diyor ki bana:

- Sen kendi sesinle

kül olursun ey!

Kerem gibi yana yana

“ Deeeeeert çok,

Hem dert yok”

Yüreklerin Kulakları

Sağır

Hava kurşun gibi ağır “

Aydın Yazarlar ve Şairler Derneği güzel işler yapıyor. Sanatımıza, kültürümüze ışık tutuyor. Aydında Âşık Ömeri, Cahit Sıtkı Tarancı, Arif Nihat Asya son birkaç aydı Aydın’da belli bir program dahilinde anma günleri, geceleri düzenliyor. Dernek başkanı Şükrü Öksüz'ü kutlamak istiyorum. Bu sanatsal ve kültürel hizmetleri Aydın’ın adını Anadolu taşıyor. Şiir sergileri, kitap imza günleri gibi kayda değer hizmetleri vardır. Onun bu takdire değer hizmetlerini görmezden gelenler vardır. Ama ben bunlara asla katılmıyorum.

Şükrü Öksüz sucu, bucu demeden Türkiye’de sanatımıza ve kültürümüze hizmet eden aramızdan ayrılmış bulunan şairleri ve yazarları tanıtmaya karar vermişlerdir. Önümüzde aylarda Mehmet Akif Ersoy, Atilla İlhan, Âşık Veysel, Cahit Külebi, Necip Fazıl gibi değerlerimiz için ayrıca ayrı ayrı şiir günleri ve anma gecelerini tertip edeceklerdir. Böyle bir programlarının olduğunu söz ediyor.

Ünlü şairimiz Nazım Hikmet’in doğumunun 109. yılında Aydın Şükran Güngör Tiyatro salonunda 13 Şubat 2011 akşamı saat 20.30’da gerçekleşti. Aydın’dan ve Söke’den şair ve yazarlar ve şiir sevenler katıldı. Salon pek kalabalık olmasa da anma töreni amacına ulaştı diyebilirim. Yalnız üzülerek söyleyeyim ki protokolden pek kimse yoktu. Beni en çokta üzende budur. Hani bir zamanlar şiirleriyle ahkâm kesen “Nazım Hikmet” deyince mangalda kül bırakmayan bazı arkadaşlarımızı salonda ne yazık ki göremedik.

Nazım Hikmet ( Ran ) Şair ( 15 Ocak 1902 Selanik'te doğdu, 3 Haziran 1963'te Moskova'da öldü. .Şiirlerinden dolayı birçok kez ceza aldı. Yurtdışına gitmek zorunda kaldı. Moskova'da Doğu Üniversitesi'nde ( Kutv ) Ekonomi ve Toplum bilim okudu. ( 1922 - 1924 ). Daha sonra yurda döndü. Aydınlık Dergisi'nde çıkan şiirlerinden dolayı " giyaben" mahkümiyet cezası aldı. Yazılarından dolayı başı dertten kurtulmadı. Tekrar Rusya'ya gitmek zorunda kaldı. Kuvayı Milliye Destanıyla ünlendi.

Şiir ve yazıları Yeni Edebiyat, . Ses, Yürüyüş, Gün, Yığın, Baştan, gibi gazetelerde kimi zaman İbrahim Sabri, Mazhar Lütfi takma dıyla yer aldı. Şiir ve yazıları Ahmet Haşim, Peyami Safa, Refik Ahmet Sevengil, Şevket Süreyya, Yakup Kadri Karaosmanoğlu , Nurullah Ataç gibi yazarlar tarafından övgüyle karşılandı...Ölümüne değin Sofya, Moskova ve Varşova'da yaşadı. İlk şiirleri hece ölçüsü ileyazıldı, daha sonra kendine özgü serbest bir şekilde değişik şiirler yazdı. Aydınlık, Resimli Ay ve Hareket gibi dergilerdeyeraldı. ( 1924 - 1937 ). ( Geniş Bilgi için: Şükran Kurdakul'un Şairler ve Yazarlar Sözlüğü veya İhsan Işık'ın "Resimli ve Metinli Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi'ne bakılıabilir ).

Aydınlı öğretmenler, ADÜ fakülteli öğrencileri göremedim. O salon tıklım tıklım olmalıydı. Yahu hani Nazım Hikmet’in sevenleri… İnanın sanatımız ve kültürümüz adına üzüldüm.

“ Ben yanmazsam

Sen yanmazsan

Biz yanmazsak,

Nasıl çıkar

Karanlıklar

Aydınlığa

Hava toprak gibi gebe

Bağır bağır bağır

Bağırıyorum,

Koşun kurşun eritmeğe

Çağırıyorum “

Aydın Yazarlar ve Şairler Derneği amacına uygun zengin bir program ortaya koymuşlardı. Programın sunucusu Şair ve yazar Ulviye Savtur Hanımdı. Bu soğuk kış günlerinde taaa Ankara'dan yola çıkıp gelmişlerdi. Ulviye Savtur değerli bir sanatçımızdır. Şairdir, yazardır. Ama medyatik olmaktan çok uzaktır. Geçenlerde Ünlü bayrak Şairimiz Araf Nihat Asya gecesinde de yine aramızda idi. ( 8 Ocak 2011).de. Ankara da yeni yayınladığı “ Mürekkep “ (Şairler Ankara / 2. baskı- 2006) adını taşıyan kitabını bizlere dağıtmaktan gecikmedi ve çok cömert davrandı. Bu kitabından şiir okuyan arkadaşların çoğuna birer kitabını imzalı olarak armağan etti...

Saygı duruyu ve İstiklal Marşından sonra Dernek başkanı Şükrü Öksüz kısa bir konuşmaya gelenlere hoş geldiniz ve teşekkür eti… Nazımın Hikmet’in hayatını ve eserleri Hakkında ki konuşmayı yine Ulviye Savtur yaptı. Daha sonra daha önce planlanan Aydın ve Sökeli şairlerden Nazım Hikmet’in şiirlerinden örnekler sundular. Nazım Hikmet’in Şiirleriyle geceye katılanları sırasıyla yazıyorum:

Şair Ali Haydar Öztürk, Abdülkadir Güler, Özlem Algün, Şükrü Öksüz, Tülay Sarayköylü, Mehmet Orhan, Nimet İncedal, Savaş Sarıkaya, Ulviye Savtur, Ahmet Pehlivan, Yaşar Çağbayır, Neslinhan Öztürk, Nevzat Seçen, Fatma Yenidünya, Mesut Süleymanoğlu, Yaşar Uyar, Erturul Dırama, Abdullah Bedeloğlu, Hamdi Akgül, Ergün Gül, Cemal Şimşek, Musa Koyunsev, Şahin Baş, Hamide Balıkçı, Ergün Doğan veKenan Çiftçi Nazım Hikmet’in şiirlerinden birer örnek sundular. Herkes özenle hazırlamış ve şiirlerini gerçekten güzel yorumladılar.

Şaire karşı samimi bir ilgi ve sıcak bir hava vardı. Unutmamak gerekir ki Nazım Hikmet RAN tanınmış büyük bir Türk şairidir. Bunu hiç bir zaman yadsınamayız. Görüşünü, siyasi düşüncelerini beğenirsininiz, beğenmezsiniz bu ayrı bir mesele… Nazım Hikmet büyük bir Türk şairidir… Ben şahsen böyle diyorum ve öylede tanıyorum. Onun şu dizelerini kimiler yabana atabilir: Onun şu “Çanakkale “ şiiri okunmaya değmez mi?

Hilal şunu nakleder her göğe çıkışında

Bundan yıllarca evvel İstanbul’un dışında

Üç denizi seyreden bir eski kale vardı;

İçinde pek mübarek bir evliya yatardı

…………………………………………….

Yalçın duvarlarını aydınlatırken gurup

Uzaktan bakılınca bu hale bağdaş kurup

Tepelere oturan bir devi andırırdı,

En cesur yüreklerde korku uyandırırdı

Nur inerken semadan karanlık mazgallara

Yeşil sarıklı bir pir, bürünerek allara

Göğsünde bir ay yıldız her gece zikrederdi “

Burası mukaddestir kimse giremez “ derdi. ( 1 )

Bu Çanakkale için yazılan dizelere şaşırmadınız değil mi? Ayrıca şairlerimiz onun şiirlerini okurken, buarada program arasında Ahmet Pehlivan ( Udiyle Boş çerçeve, Vurgun, Seninle tattım Her mutluluğu ), Aydınlı halk Ozanı Yaşar Uyar ise( sazıyla Ne ağlarsın benim zülfü siyahım, kadınım ) türkülerini, yine Selda Acı’dan Mihriban, Çökertmeme, Halil İbrahim ve Hatçem türkülerini zevkle dinleme fırsatını bulduk. Bu sanatçılarımız bir hayli alkış aldılar…

Yine gecenin son bölümünde Ahmet Pehlivan ve Selda Acı eşliğinde Kahveyi Kavururlar, babuba, Cemilem ve Kızılcıklar oldu mu”? Türküleriyle alkışlarla bir pötpöri şeklinde sundular. Aydın’da Aydın Yazarlar ve Şairler Derneği’nin hazırladığı Nazım Hikmet Gecesi amacına ulaştı diyebilirim. ( Ben bu yazımı bir Kandil Gecesi'nde yazdım ve bitirdim. 14 Şubat 2011 9 'de . Hemde "Sevgililer Günü'nde ) Bu kutlu gecenin yüzü , suyu hürmetine Nazım Hikmet Şairimize Allah'tan rahmet diliyorum bütün kalbimle... Aydın Şairler veYazarlar gecesinde Nazım Hikmet'i anma gecesinde başta şair arkadaşımız Şükrü Öksüz olmak üzere tüm emeği geçenlere ayrıca teşekkür ediyor ve başarılarının devamını diliyorum.

Sözlerimi anma gecesinde Nazım Hikmet’in “ “ DAVET “adlı şiirini güzelce yorumlayan Mehmet Orhan’ın okuduğu ve bizlere sunduğu Nazım'ın şiiriyle noktalamak istiyorum:

DAVET

Dörtnala gelip Uzak Asya'dan

Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan

Bu memleket bizim !

Bilekler kan içinde dişler kenetli

Ayaklar çıplak

Ve ipek bir halıya benzeyen toprak

Bu cehennem, bu cennet bizim !

Kapansın el kapıları bir daha açılmasın

Yok eden insanın insana kulluğunu

Bu davet bizim !

Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür

Ve bir orman gibi kardeşçesine

Bu hasret bizim !

Nazım Hikmet RAN

...........................................................................

1- Çanakkale İçinde Aynalı Çarşı ( İnceleme - Araştırma )

Abdülkadir Güler, 4. Baskı- Aydın kolalı Matbaası, 2004



 

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..