- Kategori
- Deneme
Aydın olmak
Aydın seyrektir buğday tarlasındaki gelincikler misali. Varlığı renk lakin birçoklarına göre buğdaydır aslolan. Rengi de kokusu da görevi de lazım olanın arasında yitip gider çoğu zaman ama her mevsim inatla yeniden ve yeniden kırmızıyla donatır buğday tarlasını ki kırmızı yaşamdır , aşktır bilene. Aydın, gelinciktir buğday tarlasında oraya buraya serpişmiş . Üstüne hoyratça basan ayak çekildiğinde yine dik kalmaya çalışarak faydalının yanına aşk ekleyendir. Ve bazen hoyrat bir elin çekip kopardığı bir can.
Aydın olmak Olympos’a saldırdığı için Zeus tarafından gök kubbeyi omuzlarında taşımakla cezalandırılmış Atlas olmaktır. Omuzladığı yükün ağırlığıyla haykırır ancak haykırışının manasını sadece kendi bilir. Ufacık bir kıpırdanışı bile sallar yükünün üstünde yaşayan insanı ve insanlığını ancak sarsıntı sevmez insanoğlu. Onun için vakur bir duruşla dengede tutmak zorundadır gök kubbeyi asıl görevi depremler yaratmak olmalıdır oysa dingin , huzurlu yaşayan insanların beyinlerinde. Yine de vakur bir duruşla dengede tutmak zorundadır gök kubbeyi. İşi zordur zor olmasına lakin güçlü oluşudur ve güce tapınmayışıdır onu bu yükün altına sokan. Bunu bilir ve bilerek yoluna adil ve asilce devam eder aydın. Kimi zaman Atlas’tır adı, kimi zaman Pir Sultan Abdal , Nesimi ,kimi zaman Şeyh Bedrettin , kimi zaman Sabahattin Ali , Uğur Mumcu, Hrant Dink. Hepsi aynı ruhun farklı bedenlerde zuhurudur Hz. Ali misali. Hepsi haksızlığa karşı bir sözüm var diyendir ve bedenlerine kıyılıp toprağa düşürülen bir can , yeniden zuhur etmeyi bekleyen bir tohum. Ve diyorum ki elbet bahar gelecek.
Ayfer DOĞRU