- Kategori
- Güncel
Aydınlık savaşçılarının başa geçme zamanı artık

Bugüne kadarki hayatımda şunu gözlemledim ki, dünya üzerinde değişemeyecek tek şey insanın davranışları ve çizdiği rotadır. O nedenden, bizim gibi arabesk, aşiret ve kabile yaşantısı ile çeşnilenmiş kültürden etkilenmiş toplumlarda yaşayan insanların yaptığı en büyük hata etrafta yer alan insanların bir gün düzeleceğini umarak, içimizdeki insanlığı anlamaya çalışacaklarını umarak zaman kaybetmeleridir.
Evet, belki insan bulunduğu çevreye göre, fiziki şeklini, kılığını, kıyafetini, evini, arabasını değiştirip, oraya uygun hale duruma getirebilir ancak değiştiremeyeceği tek şey, genetik şifresinde kodlanmış olan davranış şekilleridir.
O nedenden, aydınlığın peşinde koşan insanların en büyük hayalleri olan aydınlıklar içinde yaşayabilmek için karanlıktaki insanları da topluca aydınlığa çekebilme arzusuyla vakit kaybetmelerinin kendilerine ve ideallerine çok zarar verdiğini görme zamanları gelmiştir. Onların artık başa geçmeleri gerekmektedir; onların artık geride kalabilecekleri düşünmeyi bırakıp onlara da iyilik yapmış olduklarını düşünerek katarın lokomotifi ya da en önde giden vagonlarından olma zamanı gelmiştir.
Bu coğrafya yıllardan bu yana, insani değerlerinin çok gelişmiş olmasından, acıma, ülkeyi ve insanlarını sevme ve yalnız kalmaktan korkma duygusuyla mümkün olduğu kadar fazla sayıda insanı karanlıktan kurtarmak ve aydınlığa çekmek için çabalayan aydınlık savaşçılarının çabalarıyla ayakta durmaktadır. Ancak dönem artık, aydınlık savaşçılarının arkadan itme ya da karanlık çukurlardan çekme çabalarıyla verdiği mücadelenin değişme zamanıdır. O nedenden, katarın en başta yer alan vagonlarına ve lokomotife onların yerleşme zamanı gelmiştir. Dialektik ve doğanın kanunu bunu gerektirmektedir.
Arka vagonlarda kalan ve aydınlığın anlamını tam olarak anlayamadıklarından orada kalmak zorunda kalan insanlar da, aydınlık dünyada dolaştıkça, umarım, aydınlığın değerini daha iyi anlayacaklardır. Belki kendileri için vakit çok geçtir, bunu bilemeyiz; ama umarız ki, kendilerinden türeyen nesil ve ondan sonra gelecek nesiller aydınlığı kucaklayacak ve daha insani bir yaşamın, kölelikten kurtulunmuş, biat kültüründen arındırılmış bir hayatın zevkini süreceklerdir.
Aydınlıktan korkmayın, sadece onu kucaklayın… Unutmayın ki aydınlıkla beraber ortaya çıkacak kendi kusurlarınızın dahi sizi utandıracak bir yanı yok. Hatta bu kusurlarınız ortaya çıktığı için sevinmelisiniz dahi, çünkü karanlığın örttüğü kusurlu temeller üzerine inşa edilen binalar içerisinde yaşayan insanlar bir ömür boyu, çatırdayan binaların yıkılacağı korkusuyla uykusuz geceler geçirirler…
Gelin artık korkmayın şu aydınlıktan… Sizin ve sizden sonra gelecek nesiller için de hayırlı olanı odur… Aydınlığı takip etmeyen insanların çektiği tren katarlarında yolculuk etme dönemi artık geride kalmıştır. Dönem, aydınlığı içinde hisseden, ışığa koşan, karanlıkları elinin tersiyle bir kenara iten olmuş insanların dönemidir… Duyurun cümle âleme…