Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ekim '13

 
Kategori
Deneme
 

Ayrı alemlerde adaletsizlik

Ayrı alemlerde adaletsizlik
 

görsel internetten alıntı


Hayvanlar aleminde merkeplerin ana yurdu Afrika. Atların ana yurdu Amerika. Merkepler Cezayir, Habeşistan ve Mısır’da yayılıp Avrupa’ya göç etmişler.

Atlar ise Amerika’da çoğalıp Asya’ya yayılmışlardır. Aslında merkeplerle atlar aynı familyadan gelmektedir. Aralarında pek fark yoktur sadece boy. Kafa ve kulaklar farklıdır.

Yaşam şekilleri ayrıdır. Atlar aza kanaat getirmez, özel bakım ve muamele ister. Merkepler aza yetinip özel ilgi ve bakım beklemezler. Merkepler daha çok ağır yükler için kullanılan vasıta olurken. Atlar daha ziyade binmek ve gösteriş için alaka görürler. Merkepler ucuzdur. Atlar değerlidir. Merkepler yarışlara yakışmaz. Atlar süslenir, pullanır yarışa katılır. Atların adı bile özeldir. At deyince ilgi çeker, Merkeplerin bir diğer adı eşektir, eşek deyince tepki çeker. Ne yazık ki merkeplerin cefası atların sefası olur. İşte bu da hayvanlar alemindeki adaletsizlik.

İnsanların aleminde;

Ana yurtları bir olmasına rağmen işçiler fakirlerden, patronlar zenginlerden meydana gelmişlerdir. Bir patron yüzlerce işçi çalıştırıp sırtından, terinden geçinirken kazancına kazanç katar. Binlerce işçi bir patronu çalıştırıp terinden, kazancından ve zahmetinden faydalanamaz. İşçi göçük altında kalır esasa gider. Patronun etrafı sağlam duvarlarla örülüdür, o esasa geç gider.

Patronların ayrıcalığı vardır. Vergi vermez, reklamlarını kazançlarından düşer. Patronların bir diğer adları seçkin ve elit insanlardır. İşçilerin kazancı anında görünmez güçlü elerle yarısından fazlası kesilir. İşçi seçkin ve elitlerin sınıfına girmez, eliyle, sırtıyla, bedeniyle, gücüyle,  alın teriyle çalışan fakir, hakir, yoksul ve yoksundur.

İşçinin yaşamı için para gerek. Para kazanmak için patrona boyun eğmek lazım. Ne de olsa para kazanılınca ekmek olur, aş olur. İşçi çalıştığı zaman sevinir gel keyfim gel demektir. İşçinin mutluluğu demektir. Patronun mutluluğu sadece kazanç değil. Zevktir, Sefadır, denizdir, yattır, yayladır daha ilerisi Dubai’dir. Patronlar ağırdır.Sırça köşklerde otururlar.İşçi hafiftir.Gece kondularda uyurlar. Öyle ise cefa işçilerin sefa patronların demektir.

İnsan düşünmeden edemiyor. Acaba dünya kurulunca adaletsizlik yoktu. Cefa ile sefanın varlığından adaletsizlik peyda oldu. İşçi hayal eder geceleyin rüyasında demokrasiyi görür. Patron demokrasi adından nefret eder hayallerinde demokrasiye ateş püskürtür. Patron ister ki demokrasi paralı olsun. İşçi ise biliyor demokrasi parasız bir haktır. Demokrasi  durmasın, gelsin diyor.

Adaletsizlik başını almış gidiyor; Merkep ile atın. Tavuk ile horozun. Keçi ile koyunun. Patron ile işçinin. Seçmen ile seçilenin bakımı, kıymeti, değeri aynı değildir. İşçi demokrasi istese, patron yahu senin karnın aç, sen demokrasiyi ne yapacaksın diye işçiyi azarlar. Bu da  insanlar aleminde işçi ile patron arasındaki adaletsizlik.

Bir de siyaset alemi var,  

İkisi de aynı çevrenin, aynı şehrin, aynı mahallenin insanlarıdır. Biri diğerini iyi temsil edeceğine dair söz vermiştir. Bin bir şekle bürünmüş vaatlerde bulunmuş sonuçta seçilmiştir. Biri seçen olmuş, biri seçilen.

Ne hazindir ki seçilen aniden, paha biçilmez olmuştur. Kendisini seçene tepeden bakar, yanına yaklaşılmaz, sorun dinlemez. Büründüğü şekilleri hatırlamaz, verdiği sözlerin hiç birini yerine getirmez, kendisini seçeni temsil etmez, kendisini temsil eder.

Kendisini seçenler kıymetsiz, kendisi paha biçilmez olur. Üzülen seçmendir. Seçmen ah çeker, yüreği hüzünlenir, kendim ettim, kendim buldum, kırılsaydı ellerim der. Seçilen kıs, kıs güler.Sevinen seçilendir. Cefa çeken, hayaller kuran seçmen, Zevk sefasını süren seçilen.

Bu da İnsanlar aleminde seçmen ile, seçilen arasındaki adaletsizlik. Yanlış mı görüyorum? herşeyde bir adaletsizlik var. Sorun dünyada mı, zamanda mı, canlıda mı?..

Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.

Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN          

 
Toplam blog
: 608
: 2204
Kayıt tarihi
: 12.04.12
 
 

Bingöl'de, Baharın son ayında, ikindi üzeri un ambarı (kiler) arkasında, ebesiz, hemşiresiz, Emin..