Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Haziran '10

 
Kategori
Sivil Toplum
 

AYRILMAYI BİLMİYORUZ

Ayrılık genelde olumsuz anlamda kullanılır. Gerçekten de ayrılık genelde üzüntü vericidir. Ancak koşullara göre ayrılmayı ve özellikle zamanında ayrılmayı bilmek ve ayrılığın aslında olumsuz bir beraberlikten daha iyi olduğunu kabul etmek gerekir. Birliktelik iki tarafında mutlu olduğu ve/veya iki tarafında çıkarlarına aynı oranda hizmet ettiği ilişkilerde sürmelidir. Bana yar olmayana dan tek kurşun. Bazan iki kurşun bir ona bir kendime. Bazan toplu kampanya, tüm aileye birer kurşun. Ama biz sadece aşklarımızdan trajik veya traji komik bir şekilde ayrılmıyoruz. Biz her konuda ayrılamıyoruz. Çünkü biz olaylara bir türlü biz diye bakamıyoruz. Bizde biz kavramı yok ben kavramı var.

Sayın okurlar bu sayfalarda sayısını bilmediğim kaç yazıda ben de sayın Baykal ayrılmalıdır dedim. Ama benim ayrılmasını isteme gerekçem başarısızlık değil proje üretememesiydi. Sonuçta sayın Baykal genel başkanlıktan ayrıldı, gerekçesini tekrar tartışmanın anlamı yok. Çok kısa bir süre önce Almanya cumhurbaşkanı bizim ölçülerimize göre sade suya tirit bir nedenle görevinden istifa etti.

Anımsayın FB-Ülker, Efes Pilsen serisi başladığında Efes Pilsen şampiyon olsa dahi Sn. Ataman ya istifa etmeli ya yollar ayrılmalı demiştim. Şampiyonluk gitti. Sn. Ataman ile yollar ayrıldı. Oysa ben cümleyi finaller oynanırken yazmadım sadece. Yıllardır Sn. Ataman' ın oynattığı basketbol bize Avrupa' da sonuç getirmez, Türkiye' de zaten elindeki kadroya çıkın bildiğinizi yapın dese en kötü ligi ikinci bitirir dedim. Belgeleri bu sayfalarda yer alan kelimesine dokunmadığım yazılar.

Bir geciken ayrılık siyasi anlamda bireysel ve kurumsal olarak nasıl gerçekleşti bakın. Bir geciken ayrılık milyonlarca dolar harcanmış bir kadroya nelere mal oldu bir bakın. Eğer biz diyebilseydik ne kadar seversek sevelim kurumlardan ayrılmayı bimeliyiz bu sonuçlar böyle gerçekleşmezdi. Oysaki ister siyasi parti, ister spor kulübü makamları kendimiz için seviyoruz. O makamın hakkını sadece kendi doğrularımızla verebileceğimizi düşünüyoruz. İşin garibi etrafımızda buna cidden inananlar veya inanmış görünenlerde var.

Zarar verdiğimiz anda aşkımızdan, partimizden, takımımızdan ayrılmayı bilecek kadar çok sevsek onları ne olur? Sessizce, vakur bir şekilde köşemize çekilmeyi başarabilsek keşke.

 
Toplam blog
: 226
: 558
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

15 Nisan 1959 İstanbul doğumluyum. Marmara üniversitesi siyasal bilimler fakültesi mezunuyum. Ancak ..