Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

26 Şubat '11

 
Kategori
Deneme
 

Az ama öz olsun-37

*Tilkinin dostluğu, tavuğu çalıncaya kadardır. 

*Acı zevki; zevk de acıyı çağırır. 

*Sevinci bölüşebilirsiniz, ama acıyı asla bölüşemezsiniz. 

*Her zevkin bir bedeli vardır. Ödeyemeyeceğin bir bedel ile tadacağın zevki, şidetli bir acı izleyecektir. 

*Kusurlarını uluorta seslendiren insanlardan kendimi sakınırım. 

*Utanma duygusunun etkilemediği bir insanı yola getirecek yöntem yoktur. 

*Çıkarcılığı eleştirirken bile, kendi çıkarlarını korumaya çalışan insanlar var. 

*Aptallar, ancak aptallara öğüt verebilirler. 

*Namus için, namussuzca cinayetler işlenmiştir. 

*Uyumak isteyeni uyandırmayınız, sürünmek isteyeni ayağa kaldırmak için çaba harcamayınız. Yoksa mutsuzluklarının nedeni olarak sizi görürler. 

*Yalan gerçekten daha çekicidir; ama güçlü değildir. 

*Vaz geçilmez olduklarını sananlar, sürekli kendilerini pazarlamak zorunda kalırlar. 

*Aklın işlemediği hiçbir veri bilgi olarak kabul edilemez. 

*Sahip olduğun bilgiyi mutlak kabul etme, çürütülebileceği ihtimalini de mutlaka gözönünde bulundur. 

*Bilgi çiçeğinin kokusunu bilen, onu düşünce bahçesine eker. 

*Bilgi ipine tırmanarak göğe de çıkabilirsin, yerin dibine de inebilirsin. 

*Önyargılarından kurtulursan esaretini de sonlandırmış olursun. 

*Bilgilerini başkalarına aktarmaya çalışanlar, büyük bir fedakarlıkta bulunmaktadırlar. 

*Cahil insan, etrafına korku saçar. 

*Bilmediğini kabul etmek, bilgiye ulaşmada ilk ve gerekli bir adımdır. 

*Bilgiyi küçümseyenler, bilgi denizinde boğulmak üzere olduklarının da farkına varamayanlardır. 

*Bilgi ile altı doldurulmayan bir konuşma, temelsiz ev gibidir. 

*Susan bir bilginin, cahilden farkı ne? 

*Dünya ne büyüktür, ne de küçüktür; algıladığın kadardır. 

*Dünyayı, “dünyaya barış getireceğini” söyleyenlerden koruyun! 

*Düşündüğün kadar varsın, düşündüğün kadar yaşarsın, düşündüğün kadar zenginsin, düşündüğün kadar mutlusun. 

*Sonsuzu bilemem, düşünemem, belleğime sığdıramam. O nedenle daima, sınırları çizilmiş bir varlık alanı içinde düşünmek zorunda kalırım. 

*Dış dünya sana da bana göründüğü gibi mi görünüyor? Zannetmem. Çünkü benzer olmamız, algılarımızı aynı yapmaz. 

*Hiç bir şeye başlamak için geç kalmış değilsin. Dilediğin şeyi yapmak için şimdi hemen başlayabilirsin. 

*Her alet, araç-gereç önce düşüncede var olmuştur. Sonra da nesnel gerçeklik kazanmıştır. 

*Evrensel yasalar gibi, evrensel değerler de vardır. Yasaları bulmaya çalıştığımız gibi, evrensel değerleri de aramalı ve insanlığa sunmalıyız. İnsanlığın kurtuluşu buna bağlıdır. 

*Kural koyucu, ilk kuralı kendisine koymalıdır. 

*Uzay neden sonsuzdur? Çünkü öyle olması gerekiyordu. Bir an için sonlu bir uzay olduğunu düşünün. Hemen uzayı sonlandıran o şeyin arkasında ne olduğunu sorgulamaya başlarız. 

*Maddenin varlığını, gücünü inkar etmek safsata ile iştigal etmektir. 

*Yaşam ne uzun ne kısa; olması gerektiği kadardır. 

*Özgürlüğü başlatan da bitiren de düşüncedir. O nedenle prangalı bir insanı köle, prangasızı da özgür zannetme! 

*Kalp, beyni sık sık, beyin ise kalbi arada sırada mağlûp eder. 

*Alçak’ın dünyası iki boyutludur. 

*Onaylayan dost, kazandıran değil, daima kaybettirendir. 

*Bir insanı gerçekten motive etti iseniz, ona dünyaları bile yıktırabilirsiniz. 

*Hatanın kabulü, doğrunun bulunabileceğinin işaretidir. 

 
Toplam blog
: 1081
: 980
Kayıt tarihi
: 30.07.10
 
 

Uzun yıllar çeşitli sitelerde Oruç Yıldırım adı ile yazı yazdım. Dört tane romanım ve çokca da de..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara