- Kategori
- Şiir
Bahara tutkun her kış...

Küçük bir çocuk gibi, uslanmaya tembihli
Eğmiş başını güneş, kıştan utanmış
Uzaklara dalmış gözleri, birkaç yürekli
Sabreden meftun derviş safta toplanmış
Yazlara acıkmış, masal baharlara susarken
Bilirler de susarlar siyahsız beyazın akibetini
Acının mengenesinde mutluluğu ararken
Beyhude tutarlar yapraksız dalların yeşil matemini
Ah be derviş susma haykır, de ki eğer ölmekse ayrılık ey yar
Her kavuşmak bin yaşamak, bir gitmekse bin dönmek
Ayrılmadan kavuşmanın, ölüm yoksa yaşamanın ne kıymeti var
Yaşanır mı her daim boynunda kederden ilmek
Sevincin uzak kokusu hüznü katlanır kılar
İşte kış veda ediyor, sesinde şarkısı aşkın…
Erguvanın gelini boğaza göz kırptı bahar
Aşka sebep ne gerek, gönüller zaten şaşkın
Gördün mü derviş,değmedi mi, geldi taze baharın
Söyle var mı güneşsiz kavrulmak, yağmursuz ıslanmak
Unutma baharın kökü kıştan ki ersin muradın
Onsuz nefes almaktansa, onunla nefessiz kalmak…