Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Temmuz '07

 
Kategori
Sosyoloji
 

Banane, istiyorum!

Banane, istiyorum!
 

1980’lerde doğmuşsanız şayet, toprak kokusunu duyabilmiş son şanslı kuşaksınız demektir. Çamurdan, bebek, araba yahut bilye yapmanın pis olarak görülmediği, zerzevatçıların en lüks semtlerde bile keyifle naralar attığı, akşamları bozacıların sohbet tadındaki sıcak sesinin camlardan evinize kadar süzüldüğü, kolanın pete dönüşmediği 1 litre ve cam şişede üretildiği. Çocukların bir ısırık elindeki ekmekten bir ısırık domatesten alarak öğlen yemeğini sokakta yemesinin ayıp olmadığı. Chat diye bir oluşum olmadığı için gece yarılarına kadar sohbet gruplarının sokaklarda oluşturulduğu. Gençlerin kendi aralarında eğlendikleri ve büyüklerin bunda bir art niyet aramadıkları, güvenin anlam taşıdığı, komşuluğun paylaşmak olduğu, dondurmanın açık külahta ve biraz da pahalı satıldığı, okula başlayacak her çocukta bir önlük ve kırmızı pabuç telaşının yaşandığı. Bayramların mecburiyet değil, sevgi günü bilindiği bir dönemden geçmişsiniz demektir.

Ne güzel anılardı demek yeter mi? Yeter mi çocukluğumun katıksız anlarını paylaşmaya? Hangi klavye, hangi tasarım programı 8’li yaşlarda dosya kâğıdına ve kurşun kalemle çarpık çurpuk yazıp, çizip, boyadığım dergi kadar anlam taşıyabilir ki? Ya da iş yaptıran hangi firma benim el emeğimi içeriğiyle ilgilenmese bile satın almaya razı olan apartman sakinlerimin yerini tutabilir?

Nasıl bir geleceğe sahip olduk? Bu bilgisayar da neyin nesi? Ben neden haftada 85 saat bunun başındayım? Peki ya bu cep telefonları? Çıldırmış dijital dünya? Ben ev telefonlarının çekmecede saklandığı günleri özledim. Dokunmatik yerine yeşil tombul çevirmeli telefonlar istiyorum. Alarm sistemi istemiyorum hiçbir yerde ve de –hayatı sahte bir film tadına çeviren-kamera sistemleri, güven istiyorum ve de dürüstlük. Sırt dönmekten korkulmayan bir yaşama alanı istiyorum, nefes almak istiyorum!

Ben yeniden ip atlamak istiyorum ve ortada sıçan oynamak, sek sek oynamak istiyorum. Önlüğümü giyip saçlarımı iki yandan toplamak, birikmiş harçlıklarımla elma şekeri almak istiyorum, ablamlarla kavga etmek, barışıp barışıp küsmek istiyorum. Ayşe’yi istiyorum – kim bilir nerde- gelse de barby bebeklerimizle oynasak. Sıkıldık mı? Kâğıt bebeklerimize elbise çizsek, kessek. Lale olsa şimdi keşke apartman boşluğunda bet sesimizle şarkıcılık oynardık ne güzel. Ben yalandan kelimeler üretip İngilizce diye millete hava atmak istiyorum, çocukluğumu, anılarımı geri istiyorum!

Çok şey mi istiyorum?

 
Toplam blog
: 46
: 1674
Kayıt tarihi
: 25.04.07
 
 

Şu an özel bir şirkette, grafiker olarak çalışmaktayım, geçmişte hikaye denemeleri ile başladığım ya..