- Kategori
- Ben Bildiriyorum
Bandırma yazıları: Bandırma- İstanbul Havayolları

Sayın Mehmet Leventoğlu , “Bandırma-Gerçek” adlı gazetede, çok yakındaki bir yazısında (27.Kasım.2012) Bandırma – İstanbul Havayolları mümkün müdür, diye soruyor; “Balıkesir’in bir çok ilçeleriyle bu irtibat şimdiden kurulmuştur da bizde de niye mümkün olmasın,” özetine varıyor.
Mehmet Bey, yaş olarak bizden oldukça genç olduğu için , bir zamanlar Bandırma-İstanbul arasında düzenli olarak uçak çalıştırıldığını hatırlamaz, bilmez. Ama ben 1950’li yıllarda Bandırma’dan İstanbul’a uçakla gittiğimizi bilirim; bal gibi de hatırlarım.
Rahmetli Babam, kafasına estiğinde bizi vapura doldurur ( Annem, ben , babam…kardeşim daha çok ufaktı, o götürülmezdi) güzel bir deniz yolculuğundan sonra Karaköy’de karaya ayak basar ; Galata Köprüsüne çok yakın bir yerde bulunan, denize bakan “Bandırma” oteli’nde kalırdık. Babamı tanırlardı, severlerdi. Bu yüzden otele ne zaman gitsek bize iki yataklı bir oda bulunurdu.
Babam bir gün yine geldi. Ve “hazırlanın yarın uçakla İstanbul’a gidiyoruz…” dedi. Annem, telaşlanarak, olur mu, “Bandırma’dan İstanbul’a uçak gidiyor mu, ben korkarım,” filan diye mızmızlanmasına , höyt çekerek, “onu bunu bilmem , biletimizi aldım, yarın saat: 10’da uçağımız kalkıyor..” diyerek kestirip attı. Benim içim içime sığmıyor; İstanbul’a uçakla gitmek ha… O tarihlerde 6-7 yaşlarında bir veletim…Ben de heyecan dorukta.
Ertesi gün ufak bir valizle birlikte bugünkü askeri hava alanının bulunduğu yerde konuşlanmış bulunan , sivil havaalanına gittik. Bekleme salonunda beklemeye başladık. Bekle Allah bekle… İçimiz cız cız ederek İstanbul’dan gelecek THY’ı uçağını beklemeye başladık.
Galiba bir 45 dak. lık gecikmeyle uçağımız gelip, piste kondu, bir tur attıktan sonra apron’un önüne yanaştı, yolcuları çıkarttı. Ve biraz sonra bize özür dilenerek , “ufak bir arıza yüzündün gecikmiş…” uçağa davet ettiler. Ufacık bir uçak. Bugün çok iyi hatırlamıyorum 20-25 kadar da yolcusu vardı. Bizi aldı; kapılar kapatıldı, hop uzun bir koşudan sonra uçak havalandı. Ne kadar heyecanlandım; işte o kadar olur. Ve pencereden Bandırma’yı denizi seyretmeye başladık. 10 dak. geçti geçmedi, geldik dediler; İstanbul’un üzerindeydik. O zamanki Yeşilköy hava alanına ince bir süzülüşten sonra indik, Yine bekle Allah bekle… Kapılar bir türlü açılmıyor… Dışardan tak, tuk çekiş sesleri geliyor… Neyse , epey bir zaman geçtikten sonra , Pilot Bey , “asıl kapıda arıza olduğunu, bizi kokpit’ten indireceğini” söyleyerek özür diledi. Böylece Pilot kabinini de görerek oradaki merdivenlerden aşağı indik , ve annemin duaları eşliğinde, havaalanını terk ettik. Kadın, İstanbul’a gelinceye kadar herhalde bildiği bütün duaları okumuştur.
O zamandan bir süre sonra Bandırma-İstanbul arası uçak seferleri iptal edildi. Yazık da oldu..
Şimdi , Bursa (Gebze) İstanbul arası Uçak Seferlerinin yeniden acilen başlatılacağına ilişkin gazete haberlerini okuyoruz. İstanbul’a 2.5 saatte gitmek başka , hop deyip 10 dakikada İstanbul’da olmak başka. Özellikle iş adamları , 2 kıymetli saatini kazanmak için neler vermezler ki…
Üstelik bu havayolu aslında deniz uçaklarıyla yapılacakmış. Gebze’den dolduracak, 10 dak. sonra İstanbul… İstanbul’dan dolduracak, 10 dak. sonra Gebze… Bir çeşit, (charter) dolmuş seferleriyle akşama kadar bir sürü insan taşıyacaklar. Çünkü onlar da İDO’nun nazından niyazından envai türlü oyunlarından bıktılar. İstikrarlı bir fiyat rejimi yok. 5 TL bilet satacağız, derler, hayatta öyle bilet bulunmaz (veya üç kişiye satarlar..)
Bursa’lılara söylüyorum; defalarca yazdım. Bursa’nın istikrarsız ulaşımı , bir sanayi kenti olmasının ötesinde eksikliklere sahiptir, yetersizdir. Ne hava yolları gereken olgunluğa erişmiştir; ne demiryolları, ve hatta diyebilirim ki iç hatları bile yeterli değildir.
Defalarca yazdıktan sonra , nihayet kent merkezi-otobüs terminali tramvay bağlantısının kurulabilmesi için etkinliğe geçebilmişlerdir. Tabii , bir sürü engelleyenler var.. Bunu biliyoruz ama yapılması gereken yapılmalıdır.
Ankara-Bursa-Bandırma Demiryolu hattı artık gerçek bir zorunluluktur. Bursa gerçek bir ihracat limanına kavuşmak istiyorsa.
Bursa-İstanbul Havayolu artık rutin hale gelmelidir. Çeşitli yerlerden “Dolmuş” uçaklar kaldırılmalıdır.
Bursa mutlaka çok yönlü irtibatları olan ulaşımda esnek bir kent haline gelmelidir.
Bursa, şimdi, Gebze’den , Dolmuş uçak seferleri başlatmak için, uçaklarını bile kiralamış, seferlerin başlaması için gün sayıyor.
Darısı bandırma’nın başına. Birileri , akıllanır da yılların öncesinin THY’larının yerine belki yeniden ve bu kez denizden Charter seferleri başlatabilir. Niye olmasın? Niye olmasın? Olmaz, olmaz…!
Ben Bursa’lıların yerinde olsam, artık envai türlü araba yapıyorlar; tramvay yapabiliyorlar. Metro bile yapıyorlar… Eee.. ha bir gayret, bu deniz uçaklarını yapmak çok mu zor?
1940’larda Nuri Demirağ 40 kişilik uçakları İstanbul’da imal etmişti… Siz bugün Bursa gibi yerde bu uçakları yapamaz mısınız? Bana bakın, çok müşteriniz olur.
Millet artık hava yollarına alıştı. Arıyor. Benden haber vermesi. Hele bir de denizden havalananı olursa, keyfine değme gitsin. Hem tehlikesi de yok.