- Kategori
- Ben Bildiriyorum
Başbakan hem ağlattı hem coşturdu

Başbakan Erdoğan demokratikleşme, barış vekardeşlik konularını içerenbir konuşma yaptı.
Kürt açılımı konusunda CHP ile MHP hiçbir siyaset üretmezken, Başbakan Erdoğan devrimin bildirgesi olabilecek sözlerle tabuları bir bir kırarak parçalıyor. Ağlatıyor, coşturuyor. Doğrusu bana da "helal olsun" dedirtti.
Dikkat ettim, Başbakan'ın konuşmasında ırkçılık yok; Adalet, eşitlik, barış ve kardeşlik var.
Üstelik Kürtler açısından bu kavramlara vurgu yapıyor.
Anneler Ağlamasın!
PKK'li kişiler vurulup öldükleri zaman anne çığlıklarını duyuyoruz; askerlerimiz vurulup öldürüldüklerinde anne çığlıkları yükseliyor göğe. Babalar çaresiz, babalar da gözyaşı döküyor.
Yıllardan beri böyle kan dökülüyor, Kürt sorunun çözümsüzlüğünden. Yazıp çizdik siyasetçiler kulak asmadı, üst düzeydeki generaller, paşalar kulak asmadı. İlla da silahla kökünü kurutacağız, denildi. PKK de silah bırakmadı. Tam otuz yıl binlerce annelerin yüreğine ateş düştü. Bu ateşin söndürülmesini niçin istemediler? Çünkü, kimilerin siyaseti ırkçı bir temel üzerinde kurulmuş. Bu soruna eşitçe, kardeşçe barışçıl bir yöntemle yaklaşım olursa ırkçı siyaset tamamen iflas eder. Bu nedenle ırkçılar bu sorunun çözümünü istemezler.
Öte yanda bu kardeş kavgasında rant sağlayanlar var; bunda ekonomik çıkarı olanlar var.
Bunlar da bu sorunun çözümünü istemezler.
Nihayet bir kişi, üstelik başbakan olan bir kişi, bu gidişatın doğru bir gidişat olmadığını önce biraz çekinerek sonra cesurca söyledi. İsyanlara, çatışmalara dolaysıyla kan ve göyaşına sebep olan Kürt sorunun barış ve kardeşlik havası içinde çözülmesi gerektiğini ve bunun içinde çalışmalar yaptıklarını belirtti. Annelerin ağlamasını istemediklerini söyledi. Buna, şu sözlerle vurgu yaptı:
"Ne sebeple olursa olsun Yozgat'taki anne ile Hakkari'deki anne oğlunun başında aynı fatihayı okuyorlar; cemaat aynı kıbleye duruyor. Demek ki kanın akmasına sebep olan olaylarda ciddi bir yanlış var. Gerçek ortada. Kan dökmekle kimsenin kazançlı çıkmayacağı aşikardır. Kaybedenin Türkiye, kaybedenin anneler olduğu, babalar olduğu aşikardır. Şehit anneleri Diyarbakır'da bir araya gelip kucaklaşabiliyor. Birilerine bakıyorsun, bu kucaklaşmadan rahatsız oluyorlar.
Zap Suyu gibi coşmak, Munzur'da kardelen toplamak istiyoruz artık. Buna gölge etmeyin. Kardeşlik ve barış projesine kapınızı kapatmayın. Gelin bu çalışmayı hep birlikte şekillendirelim. "
Bazı milletvekilleri ağladı. Sonra büyük bir alkış koptu. AK partili değilim, ama, başbakanı dinlerken ben de duygulandım, " Helal olsun sana " dedim .
ŞEMSETTİN MURAT