Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ekim '19

 
Kategori
Kültürler
 

Baykuş

Yazları, Kuşadası/ Davutlar sahilindeyiz. Ekim sonunda, yazlıklarda bir iki aile kalıyoruz. Oturduğumuz site üç katlı.1980’dan önce yapıldığı için henüz sahiller yağmalanmadığı için geniş yeşil alanlar yer alıyor. Bu alanları, fıstık çamları, defneler, zakkumlar, güller, begonviller… süslüyor.

Yaz sonunda, insanlar kışlıklarına dönünce sincaplar, kaplumbağalar, kirpiler göründüler. İki sincabı, balkonun karşısındaki fıstık çamına tırmanırken görme fırsatını bulduk. Çocukluğumuzda, ceviz ağaçlarına tırmanan sincaplar, sık göründüğü için ilgimizi bu denli çekmezdi. İki gün önce de binanın dış merdivenine bir baykuş tünemişti. Bir iki basamak inmemle uçması bir oldu. Komşumuz, baykuşun yaralı olduğunu, uçmakta zorlandığını, melisayla begonvilin arasındaki akşamsefalarının altına tünediğini, söyledi. Baykuşu kurtarmak için ilgili kurumları aradıklarını; ancak ulaşamadıklarını belirtti. Ne yazık ki baykuşu tünediği yerde bulamadık.

Baykuş, nedense birçok toplumda uğursuz sayılmış.Bu kuş için söylenmedik kalmamış.Baykuş, kimi toplumlarda uğursuz, sevilmeyen bir kuş olarak algılanıyor. Kimi toplumlarda, baykuşun ölümü çağrıştırdığına inanılıyor.Tüm kültürlerde; olumlu, olumsuz anlamlar yüklenmiş bu kuşa.Kimi toplumlar, iyilik simgesi olarak algılıyor.

·  Baykuş gibi:  Uğursuzluk getirdiğine inanılan kimseler için söylenir.

·  Baykuşu çok olmak: İşleri ters ve kötü gitmektedir.

·  Baykuş viraneyi gülistana değişmez:  Her varlık, daha iyisi olsa bile, kendi alıştığı yeri beğenir.

Dam üstünde kedi gibi, gözleri var cadı gibi. Fincan gibi gözleri var Baykuşun kısmeti ayağına gelir.Tanrı hiçbir canlıyı aç bırakmaz, kımıldamadan duran baykuşun rızkını bile önüne koyar. İşte bu yüzden baykuşun Konya'da halk arasında adı "hayırlı kuş"tur (Küçük bezirci, 2009). DS’ de hayırlı kuş olarak baykuş verilmiştir. Bu ifadeye, Konya dışında Kayseri, İğdeli, Gemerek –Sivas’ta rastlanılmıştır. Bununla birlikte Anadolu’da Evin dağılsın! anlamına gelen “Evinde baykuş tünesin!” ya da Evinde baykuş ötsün! Bedduası da yaygındır.

Toplumların baykuşa yüklediği anlamlar: Baykuşun Yunan mitolojisinde “Athena kuşu” olarak uğur simgesi sayıldığı görülmektedir. Athena ’nın simgelerinden, zeytin dalı barışı; baykuş da bilgeliği temsil eder. Baykuş, Yunan mitolojisinde tanrıça Athena’nın sevdiği hayvan olarak bilinmekte ve tanrıçanın gözlerinin baykuş gözü renginde olduğu anlatılmaktadır. (Gezgin, 2007: 51) Yine Grek-Roma mitolojisinde baykuş, aklı ve güzel sanatları simgeler. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin logosunun baykuş olması, baykuşun güzel sanatların simgesi olarak görülmesindendir.

 Roma’da ise baykuş uğursuzluk ve yıkım sembolüdür. Ötüşü ölüm haberi sayılır. Sezar’ın ölümlerinin baykuşça bildirildiği inancı mevcuttur. Baykuşun düşte görülmesi ise kötü talih diye yorumlanmıştır. (Akalın, 1993: 77). Ortaçağ Avrupası’ nda ise baykuş cadılıkla ve uğursuzlukla ilişkilendirilmiştir. Avrupa ve Amerika folklorunda kötü alınyazısı ve ölüm diye anlam kazanmıştır. İskoçlar baykuşu gündüz görünce bir uğursuzluğun yaklaştığına inanıp ürktükleri bilinmektedir. Galliler ise baykuş ötüşüne iki anlam vermişlerdir; ya biri ölecektir ya da bir kız bakireliğini yitirecektir. Baykuş, eski Mısırlılarda ve Hintlilerde ölüm kuşudur. Çinlilerde baykuş görmek felaket alâmeti; Anka kuşu ise mutluluk ve servet habercisi ‘nın karşıtıdır. Çünkü baykuş, karanlığı simgeler. (Eberhard, 2000: 59). Ancak eski Çin'de baykuş, gök tanrısı temsilcisi sayılmıştır. (Esin, 2001: 88) Baykuşun genellikle karanlıkta ve mezarlıklarda dolaşması ise karanlıkta keskin görme yeteneğine ve ölülerin ruhlarına karanlıkta rehberlik etmesine bağlanmıştır. Bazı Ortadoğu ve Uzak Doğu kültürlerinde bir dünyadan bir başka dünyaya geçen ruhların gözcüsü, bekçisi ve koruyucusudur. Amerika’nın her yerinde baykuş ötüşü kötü yazı ve ölüm habercisi olarak yorumlanmaktadır. (Akalın, 1993: 77)

Baykuş, öteden beri dinlere, masallara, edebiyata, sanata yansımış. Şaman giysilerinde ve başlıklarında kartal ve baykuş pençeleri kullanılmıştır.[1] Hayalî’ şiirinde, baykuş için

“Ey Hayalî derd-i aşka herkes olmaz aşina/Bûma  virân  bülbülün gülizârıdır endişesi”  demiş.

Hz. Süleyman şöyle der: “Kuşlar içinde insanoğluna bu kadar güzel nasihat eden ve bundan daha şefkatli olanı yoktur. Cahillerin ondan nefret etmeleri, onu uğursuz saymaları ne acayip şeydir!…” Tasavvufta ise baykuş sûfilerin uzleti seçmesini simgeler. Eski İran rivayetlerinde genel inanışın tersine baykuş, son derece uğurlu ve sevilen bir yaratık olarak görülmüştür. (Yıldırım, 2008: 213)

Kızılderili kültüründe baykuş, bilgeliğin ve kutsal bilgilerin simgesidir.

Kazak Türklerinin baykuş soyundan geldiklerine inandıkları görülmektedir. (Alp, 2009: 31).

Baykuşun gece ağlaması, baykuşun bulunduğu evden ölü çıkacağı olarak yorumlanır. Makedonya Türklerinde Anadolu’da olduğu gibi baykuşun çatıya konup ötmesi, köpeklerin ulumaları, horozların zamansız ötmeleri ölüm habercisi sayılmaktadır. Bayır Bucak Türklerinde tavuğun horoz gibi ötmesi, köpeğin uluması, evin çatısına baykuş konması, ölüm alameti olarak algılanır. Suriye’de Yayladağı yöresi Türkmenlerinde baykuş ötmesi, yıldız kayması, kişinin kalbine doğması ölüm habercisi sayılır. Hazara Türklerinde yarasa, tilki, baykuş gibi hayvanlar uğursuz sayılır.” Kalmuklar ise baykuşu kutsal saymışlardır. Bir Kalmuk söylencesine göre ak bir baykuş, bir gün Cengiz Han’ın hayatını kurtarmıştır; Kıbrıs Türkleri ise baykuşun ötüşünü iyi ya da kötü haber geleceği biçiminde yorumlamaktadırlar. (Akalın, 1993: 77).

Hititlerden günümüze gelmiş Anadolu uluslarında baykuş uğursuz sayılır. (Eyuboğlu, 1998: 118) Anadolu’da bir evin damına tünediğinde o evde ölü çıkacağına yahut evin yıkılacağına dair görüşler vardır. Ayrıca Anadolu’da baykuş sesini duyan kişinin, genellikle ona yem ve benzeri yiyecekler attığında "Al götür nasibini, bizden başka nasip isteme!.." dediği, daha sonra da elini çevresinde bulunan sert bir zemine vurarak: "Evlerden ırak olsun!...." ifadelerini kullandığı belirtilmektedir. (Abdulkadiroğlu, 1987: 6)

Bir baykuşun serenatlarını da dinledim. Yakından duyduğunuzda doğadaki en melankolik ses olduğunu düşünebilirsiniz, sanki doğa ölmekte olan bir insanın inlemelerini kalıplaştırıp bu sese korosunda daimi bir yer vermek istemiş gibi, arkasında hiç ümit bırakmayan zavallı bir ölümlü, insan hıçkırıklarıyla bir hayvan gibi inleyerek karanlık vadiye giriyor. Taklit etmek istediğimde l harfleriyle başlar buluyorum kendimi. Bütün sağlıklı ve cesur düşünceleri körelmiş, yapış küflenme safhasına gelmiş bir aklı çok iyi ifade ediyor. Bana gulyabanileri, zekâ geriliği olanları ve bağıran akıl hastalarını hatırlatıyor. Şimdi ormanın derinliklerinden bir kuş cevap veriyor, aradaki mesafenin hoş bir melodiye dönüştürdüğü bir ötüş.”.(Doğal Yaşam ve Başkaldırı)

Baykuş, bir bacaya, bir pencereye, bir açık merdivene ya da bir dala tüner; iri gözleriyle size bakar. Bize, bir şeyler anımsatmak ister gibidir. Ölümün kaçınılmazlığını, dünyanın boşluğunu, hayatı ıskaladığımızı,

Son yıllarda, tüm hayvanlarla aramız iyi. Bu sıralarda, baykuşla da aramız iyi, ama belli olmaz. Bir bakmışsınız; onu ölümü çağıran biri gibi algıladığımız da olur. Oysa doğadaki her canlı gibi baykuş da yaşamı güzelleştiren; iyilik simgesi bir varlıktır. Doğamızı, süsler, canlandırır.

Kaynak

1- Sevda Gülakan Kaman, Baykuş kelimesi ve Baykuşla İlgili İnaçlar.

2- Oğuz Demiralp, Baykuş,24.10.2019 Cumhuriyet Kitap



[1] Baykuşlar, bizden eski varlıklar, altmış milyon yıldır varlar.230 tür halinde dünyanın her yerinde.(Oğuz Demiralp, Baykuş,24.10.2019 Cumhuriyet Kitap)

 
Toplam blog
: 391
: 2555
Kayıt tarihi
: 04.12.12
 
 

Hüseyin BAŞDOĞAN, 1942'de Malatya- Arapgir'de doğdu.Arapgir Ortaokulunu, Diyarbakır Öğretmen Okul..