- Kategori
- Güncel
Bayram gelmiş neyime!..
İnsan olanlara, insani duygularını henüz yitirmemiş olanlara sesleniyorum. Bugün, milliyetçi olanlara bugün, ben hak yemem diyenlere sesleniyorum. Be hey!.. Bilmez misin ki emekçinin, yanında çalıştırdığın işçinin hakkı seninledir. Bilmez misin, duymaz mısın ki bunun hesabını vermek, bunun vebalini taşımak ne zordur.
Bayram gelmiş neyime. Be heyyy!.. Sen, milliyetçi duygularını yitirmiş insan Ne Mutlu Türküm Diyene derken ne kadarını söyledin yürekten. Çifte standarda kendi adına karşı çıkarken, yanında çalışan için ne kadarına inandın bu standartın. Okul yıllarından sonra başka milli bayram kutlamadık. NEDEN? Neydi yitirdiğimiz? Gençliğimiz mi yoksa yükselen milli değerlerimiz mi? Sonra, evlendik çoluk çocuğa karıştık. Çocuklarımıza 23 NİSAN sizin bayramınız dedik, ama kaçımız çocuğunuzun elinden tutup onu bayram yerine götürebildik?
Çok şükür işimiz var. Çok şükür annenin sevmediği bir evlat gibi, devletin sevmediği vatandaşız işte. Emekçisini nereye koyacağını bilemeyen bir ülkenin vatandaşıyız. Bir annenin evladını sevmemesi mümkün değil ama vatandaşını sevmeyen bir devlet olası.
Bakın, bugün yine bayram. Ne bayramı demeyin, bizim bayramımız. İşçi değil miyiz? DEĞİLİİİZZZZ. O HALDE NEYİZ BİZ?
Oğlum, her bayram öncesi olduğu gibi, bu sabahta sordu bana;
- Yarın tatilsiniz di mi?
- Hayır dedim oğlum çalışıyoruz.
- Neden?dedi. Hani işçiydiniz. Değil misiniz? Bu sizin bayramınız değil mi?Öyle diyo herkes.
- Cevaplayamadım. Çünkü o henüz bunu anlayacak yaşta değil. 23 NİSAN da şiir okuması vardı. Dereceye girmişti kendi kaleminden yazdığı şiiriyle. Oldukça da heyecanlıydı.
- Geliyorsun değil mi? dedi, içi parlayan kocaman gözlerinden yüreğime saplanan ok gibi bakışıyla.
- Hayır dedim. Her zaman olduğu gibi. Bizler işçiyiz, işe gitmeliyiz. Belki başka bir bayramda diyebildim, bir başka bahara der gibi. Peki dedi çaresiz... o gün onun bayramı, bugün de benim bayramım. Yorumu size bırakıyorum.
Sonra...
Sonra ne mi oldu? Küçücük bedeninde taşıdığı o kacaman milliyetçi yüreğiyle, gururla şiirini okudu kendi bayramında. O, Çocuktu ama çoktaaann büyütmüştü çocuk yüreğindeki duygularını.
Ben diyordu; Patron olmayacağım. Olursam da sizin patronlarınız gibi olmayacağım.
Duyun istiyorum bizim patronlarımız, görün istiyorum gelecek nesilde ki kendi yerinizi.
Ve dile getirdi. bayram sonrasını:
- Hiç insan çocuğla gurur duymaz mı?Görmeliydin nasıl haykırdığımı? NEDEN Gelmedin? anneciğim.
Diyemedim, sevgili dostlarım biz işçiyiz çocuğum diyemedim. Deseydim bugün kendi bayramımda çalışyor olmamalıyımdım. Çocuğumla olmalıydım. 23 Nisanda kendi bayramında yanında olamayışımın telafisini yapmalıydım. Tıpkı bugün olduğu gibi. Ne olduğumuz belli değil diyemedim ve bir kez daha çifte standartın uygulandığı kendi ülkemde. Devlet memuru olmak varmış dedim. Yaşadığımız coğrafyada devletin memurlarının dışında kalan biz işçiler ya da işçi olmayanların ne olacağı belli değil. Dün neyse bugünde o, yarında aynısı olacak. Devlet çalışanları her hakkı mahfuz. Geriye kalanlar bizden değil mi? Bizler neyiz?
30 Ağustoslar, 29 Ekimler, 19 Mayıslar, 23 Nisanlar bizlerin bayramı değilmiş meğer. Büyüdükçe daha net anlıyorum bunu. Sadece Devletin çalışanları içinmiş. Biz neyiz peki? Bizim yerimiz neresi? Hiç düşündünüz mü?
Sevgili arkadaşlarım, aslında bi çok şeye küçük dokunuşlar yapmak istedim naçizane. Gücüme giden bi çok şeyden sadece bir kaçını paylaşmak istedim. Benimle aynı duyguları paylaşan dostlarımın sesi olmak istedim.
Tüm milli değerlerini yitirmemiş kardeşlerim, Saygıyla hepinizi selamlıyorum.