- Kategori
- Deneme
Bazen söylemek istediklerimizi söyleyemiyoruz; niyet okumak gerekli

Söylemek istediğimi söyleyemiyorum hani sen anlasan ya söylenmeyecek bir şeyse anlar ama açık etmezsin… İnsan davranışları üzerine o kadar çok eksiğimiz var ki… Bazı şeyleri niye saklıyoruz? Kendimiz bile bile saklıyorsak ayrı da söylemek isteyip söyleyemiyorsak…
Bir suç, ayıp ya da eksikliktir herhalde söyleyemediğimiz… Kız kardeşine aşıkımdır mesela, halimden anlasan… Babanı öldürmüşüm de söyleyemiyorumdur… Paranı çalmışımdır… Ya da arkamda koca bir çıban utanıp söyleyemediğim… Açımdır örneğin…
Bir de insanlar için “halden anlar” diyorlar, hiç de anlamıyorlarmış “illa söyle…” İnsan odur ki niyetimizi okusun, içimizden geçenleri anlasın… Niyet yumuşak, söz ateş çünkü…
Kadın yanında soyunuyor, çat diye “Benimle yatmak mı istiyorsun?” diyeceksin ya da öyle anlayacaksın; hayat kolaylaşır diyorum. “Ne düşünüyorsun çabuk söyle! Söyle niyetin nedir!” Öyle kolay olsaydı herhalde bunları sormak zorunda kalmazdık. Yani söyleyemez (hatta cinlik eder söylemez, biz anlayacağız)
Yok yok, birinin niyetini daha o söylemeden anlamalıyız. İnsanların bize söylemeye korktukları şeyler önemli olabilir. Niyet okumak diye bir meslek olmalı. Yanılırsam başını sağa sola salla, değilse aşağı yukarı. Bak sen söylemeden ben anladım.”Kız kardeşini seviyorum” Bu sözü Türkiye’de 100 kişiden 90’ına söyleyemezsiniz. Ama o anlarsa… Kız kardeşimizi nasılsa biri sevecek ve evlenecek. Kafasında düşünür. Böyle olmama ihtimali konunun şiddete varmasını da engeller “Kesin değil, ya yanlış anladıysam”
Kişilerin söylemeye çekindikleri şeyleri söylemelerini beklemeyelim, hatta hiç söylemesinler, onları zorlamayalım; niyetlerini okuyup biz anlayalım. Söz silahtır “Kız kardeşine aşığım” tak, tak. “Kız kardeşime aşık galiba” Düşüncenin olabilirliğini kafamızda değerlendiriyoruz. “galiba” da bizi engelliyor “Ya değilse…” Sorun kavgasız gürültüsüz çözüldü gitti işte.