- Kategori
- Gündelik Yaşam
Bedri Baykam Olayı

Bedri Baykam, 18 Nisan'da bıçaklandıktan sonra bugün hastanede basın açıklaması yapmış. Neler söylediğini haberlerde dinlemişsinizdir. İzin verirseniz bizim dikkatimize takılanlara ve bizi düşündüren farklılıklara değinmek istiyorum.
Herşeyden evvel bir sanatçının, fikri ne olursa olsun sokak ortasında bıçaklanması hoş bir durum değil. Kınanması gereken bir durum ve hükümet yetkilileri tarafından Baykam'ın ziyaret edilmesi gerekirdi. İbrahim Tatlıses olayında gösterilen hassasiyetin aynısı bu olayda da gösterilmeliydi. Ama olmadı, hükümetimizin bu tür sanat olaylarına ve sanatçılarına tavrı ne yazık ki istenen seviyenin çok uzağında.
Bugün Kars'daki ucube heykelin tasviyesine başlanmış. Sanata bizi yönetenlerin bakış açısı ne yazık ki bu. Tiyatrolar kapanıyor, Atatürk Kültür Merkezi ( AKM ) nin akibeti belirsiz. Bu durum hükümetin olduğu kadar, sanata ısınamayan toplumuzun da sorunu. Toplumun duyarsızlığından güç alan hükümette bu tür tavır göstermesi anormal değil.
Sanattan hoşlanmak, zevk almak bir eğitim işi. Dolayısıyla sahip çıkma güdüsü de toplumların gelişmişliği ile orantılıdır. Resim, heykel, müzik, sinema gibi sanat kollarının anlaşılması, sevilmesi toplumların kalkınmasının göstergesidir. Sanatın bütün kollarının amacı, toplumları eğitmek, düşündürmektir. Düşünen bir toplumun arzulanan aydınlığa çıkması kolaylaşacak, dünya üzerinde kalkınan toplumlarının arasındaki yerini alacaktır.
Düşünen toplumlar, bazı yöneticilerin istemediği ( korktuğu ) bir durum olduğu unutulmamalıdır.
Sanata, sanatçıya sevgi ile, saygı ile bakmalıyız. Bedri Baykam, Avrupa'da yaşasaydı, durum çok farklı olurdu. Toplum olarak sanatçımıza, bilim adamlarımıza sahip çıkıp hakkettikleri tavrı ortaya koymalıyız.
Bize bu duyguları istemeyerek bir kez daha düşündüren Bedri Baykam'a geçmiş olsun diliyorum...