Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

26 Nisan '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Şimdi

Şimdi
 

DOĞUM GÜNÜM KUTLU OLSUN (RESİM INTERNETTEN ALINMIŞTIR.)


Hayat; süresini bilemediğimiz, çocukluk yıllarından bakınca çook uzun, gençlik yıllarından bakınca çook keyifli, gençlik sonrası hesaplaşmalı… 

Benim hayatıma ait bir tespit yukarıda ifade etmeye çalıştığım. Bundan sonra ki evrede yapamadıklarıma pişmanlık duymamak için tüm gücümle yapışacağım hayata. 

Bundan sonra ki evre çünkü; hesaplaşmaları bitiriyorum. Hatta bir kısmını çoktan bitirdim. Geriye bakmak yerine yüzümü güneşe döndüm. Fakat, yendiğimi düşündüğüm, karşılaştığım olaylar sayesinde yeniden yüzleştiğim ve henüz baş edemediğim hesaplar olduğunun farkındayım. 

Bu hesap işini bitirmeden önüne bakmak mümkün olmuyor ki bunu çok iyi bir öğretmenden hayatın kendisinden öğrendim. Yaşananları bırakıp yaşanacaklara bakabilmek kazanmaya başlamanın ilk yolu. 

Çocukluk yıllarımı düşünüyorum. Yedi çocuklu bir aileye mensubum. Dedeler Kafkasya’dan gelmiş. Evimiz keyifli ve dışardan bakan için bir o kadar da garipti. Evde gelenekler tam olarak uygulanır ve dil olarak Çeçence kullanılırdı. Büyüklerimin kanatları altında geçirdiğim yılların tadı damağımda. Pek güzeldi. Benim için çocukluğum paha biçilmez bir hazine. 

Şimdi, zamanın çarkına müdahale edemeyeceğimi öğrenmiş ve direnmekten vazgeçmiş olarak, hayatın götürdüklerinin hesabı peşinde koşmaktansa, getireceklerini kucaklamak niyetindeyim. 

Şimdi, olumsuzluklar karşısında “Bunda da bir hayır olmalı” diyip yürüyebiliyorum. 

Şimdi, benim olanların kıymetini bilip onlara sarılırken, benim olmak istemeyenler için savaşmamayı öğrendin. 

Şimdi, verdiğim kadar aldığımı. Bazen da verirken salak yerine düştüğümü öğrenip, vermeye değer olmayanları çizdim. 

Şimdi, hatıraları hoş nağmeler olarak kulaklarımda taşıyıp yükünü kalbimde taşımamayı öğrendim. 

Şimdi, ben sağlıklı ve mutlu olmadan kimseye bir fayda sağlamayacağımın bilinciyle kendime daha iyi bakmayı öğrendim. 

Şimdi, yaş kaç olursa olsun bir hedefim olması gerektiğini ve bunun için cesur ve kararlı olmayı öğrendim. 

Şimdi, her yanlışlığı düzeltmenin mümkün olmayacağını, yanlışların da yaşanılası tecrübeleri olduğunu öğrendim. Onlar olmadan doğruyu bulamıyor insan. 

Şimdi, olumsuz düşünmenin olumsuzluk getirdiğini, olumlu düşünmenin olumlu şeylere vesile olduğunu öğrendim. Ne beklersen onu bulursun. Yeter ki bekleyecek bir şey olsun. 

Şimdi, başaramadığım bir işi başka yollardan denemeyi öğrendim. 

Şimdi, sadece kendi pencerem olmadığını, herkesin bir penceresi olduğunu öğrendim. 

Şimdi, hayal kurmanın güzelliğinin gerçekleşmesi ihtimalinden geldiğini öğrendim. 

Şimdi, karar vermenin başarma olduğuna inanıyorum. 

Karar vereceğiz ve başaracağız…. 

Büyük ustanın dediği gibi “GÜZEL GÜNLER GÖRECEĞİZ ÇOCUKLAR” 

Bunları yazma nedenimi de açıklamadan yazıyı bitirmek istemedim. 

Pazar günü (Yani 1 Mayıs 2011) kırk iki yaşına giriyorum. Bunca yılın küçük bir hatırlatmasını yapıp sizlerle paylaşmak istedim. 

Var oluşumun iki kahramanına, Anneme ve babama. Beni yaşımı gözetmeden hep küçük kardeş olarak pamuklarda taşıyan kardeşlerime ve büyük olarak değer veren küçüklerime. Hayatın çeşitli evrelerinde yanımda olan arkadaşlarıma. Türlü vesilelerle hayatıma dahil olan ve bana hep sabreden sevgi veren dostlarıma. Gözümün nuru iki kuzuma. Benimle birlikte yürüyen eşime. 

Özlem duyup göremediklerime, özlem duyup göremeyenlere. 

Beni okuma nezaketini gösteren tüm okurlara. Milliyet Blog’ta emeği geçenlere ve tüm yazar arkadaşlarıma. Hayatımı paylaştıklarımın hepsine. Sevgilerimi ve saygılarımı göndermek istiyorum. 

İyi ki varsınıııııııız! 

 

Sağlıkla ve mutlu kalın. 

 

 
Toplam blog
: 247
: 709
Kayıt tarihi
: 11.03.09
 
 

Buradayım işte. Yaşamın tam içinde. Her anın benim olduğunu bilerek. Yaşamın sadece "Şimdi" olduğun..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara