Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mayıs '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bekliyorum bekliyorum bekliyorum...

Doğdum doğalı bekliyor, ümit ediyor, öğreniyorum..

Yaşamımın hatırlayamadığım ilk yıllarında beslenmeyi, temizlenmeyi, temel gereksinimlerimin karşılanmasını bekledim her bebek gibi. Hatırlayabildiğim daha ilerleyen yaşlardaysa beklentilerim  artmaya başladı.

Çalışan bir annenin çocuğu olarak akşamları annemin işten gelmesini bekledim dört gözle. Ay başında bilirdim ki maaşıyla bana aldığı ufak ama benim için çok büyük hediyesiyle görünecek sokağın başında. Hastalanıp ateşler içinde yattığımda annemin işyerinden izin alıp gelerek beni iyileştirmesini bekledim. Annemin alnıma koyduğu elleri, yedirdiği yemekleri şifammış, uzaktayken öğrendim.

Sonra okula başladım, sınavlardan iyi not almayı bekledim. Bir de her öğrenci gibi yaz tatilinin bir an önce başlamasını! İlkokulda okulumu değiştirdiğimde yine eğlenebileceğim arkadaşlar bulmayı ümit ettim, buldum da:) Sen iyiysen arkadaşlarında iyiymiş,öğrendim. O yıllardan bazı arkadaşlarım hala hayatımda ne mutlu ki!

Genç kızlığa adım attım, sevgilim olmasını bekledim. O yıllarda  biz "çıkardık". Sevgili olmak daha üst bir mertebeydi aslında. Çıktım birileriyle ama sevgilim olmadı hiçbiri ta ki üniversiteye kadar. Sevgili olmak her yeri toz pembe yapıp, kalp atışını da hızlandırırmış, öğrendim.

Liseyi bitirdim, iyi bir üniversitede istediğim bir bölümü kazanmayı bekledim. Üniversite kısmı oldu ama bölüm kısmı biraz şaştı:) Kaderde bu varmış dedim, bir gayret okuyup bitirdim. Bu şaşma sayesinde sevgilimle tanıştım, sevgilim, eşim, hayat yoldaşım oldu. Demek ki kader bu yüzden değiştirmiş benim ÖYS tercihimi, aferin ona, iyi yapmış dedim, kadere razı olmanın iyi olabileceğini de öğrendim...

Üniversite bitti, her yeni mezun gibi havalı ve iyi kazanacağım bir iş ümit ettim. Beklediğim oldu ama gel gör ki çok sevdiğim bu işin ömür törpüsü olacağını hiç tahmin edemedim, çok kazanmak, kartvizit, mevki her zaman mutlu etmiyormuş insanoğlunu, öğrendim.

Evlendim, büyüdüm, babamı kaybettim. Böyle büyümek acı olurmuş ama  acı da insanı olgunlaştırıp hayatın muhasebesini yaptırırmış adama, öğrendim.

Sonra anne olmayı ümit ettim. Bir gün bebeğimiz olacağının müjdesini verdim eşime ve bebeğimin sağ salim doğmasını bekledim. Bana hayatı dar eden gebelik bulantılarımın  bitmesi için Yaradan'a yalvarırken her güzelliğin bir zahmeti olduğunu ve yaşanılan sıkıntılara rağmen kendinden öte içindeki can için endişelenmeyi, "anne" olmayı öğrendim.

Kızımı aldığımda kucağıma, onunla gözgöze geldiğimde tamamlandığımı hissettim. Bir kaybın acısını ancak yeni bir can dindirirmiş,acılar böyle küllenirmiş, öğrendim.

Ateşler içinde yanan çocuğumun başında geçen uykusuz gecelere, geceyarısı yapmak zorunda kaldığım temizliğe, aynı kelimeyi defalarca tekrarlamama rağmen "annemmmm" kelimesini duyduğunda dünyalar insanın olurmuş, öğrendim.

Bu arada ortak paydamızın sadece "anne" olmak olduğu, bazılarının yüzünü bile görmediğim, sanal dünyada paylaşımlar yaptığım arkadaşlarımın, hayatıma dost dediklerimden çok daha artı değer katabildiğini, dostlukların mesafe ve geçen zamanla sınırlı olmadığını, yıllarca görmediğim, konuşmadığım dostlarımla görüştüğümde daha dün yarım kalmış gibi konuşabileceğimi de öğrendim.

Bir de öğrendim ki hayatta her zaman ümit edilenler ve beklenenler gelmiyormuş başımıza. " Herşeyi biliyorum, yaşadım, tamamım artık"  dediğimizde hayat bir sallıyormuş insanı," dur, daha dur bakalım, ne tamamı?" diyormuş, öğrendim.

Bugünlerde yine bekliyorum, mutlu etmesini umuyorum beklediğimin. Öğrendim artık ey  Hayat! Beni istediğin zaman şaşırtabilirsin, üzebilirsin, mucizelerinle güldürebilirsin, sevinçten ayaklarımı yerden kesebilirsin, dersimi aldım ben geçen zamanda. Sana son diyeceğim, vereceğin her neyse bize, yine hayırlısını ver...

 

 

 
Toplam blog
: 47
: 607
Kayıt tarihi
: 11.01.12
 
 

Dünyayı güzellik kurtaracak... ..