- Kategori
- Şiir
Ben bir suretim, gölgesiz ve zamansız...

Görsel: Nehir İda, /Ağustos 2007 / ''Kaygılarımızın hediyesidir yalnızlık...''
Ben bir suretim,
kararmış bir gölge,
şafağın güle düştüğü
o yorgun saatlerde,
döngüsünü yüzyılların,
ışıyan tenasühlerle
bu kez geçip de gelen,
kimbilir ve belki de
karanlık sayfasından
kopup unutturulmuş,
yalnız aslını yitiren.
Ben bir suretim,
gölgesiz ve zamansız.
Çünkü günleri çalınmış
derin bir ülkeyim ben,
mil çekilen gözleri
ve okşasa da elleri
artık toprağını görmeyen.
Yağmurlar eklenirken
usulca birbirlerine,
yürürken çığlıklar
haykıran gül bahçesinde,
ıpıslak ve eskitilmiş
kenevir bir sicimle,
kutsal mabet duvarına
yüreğim sardırılırken
ve beklerken bir ovada
deccalin o gaddar çömezleri,
yanlız küf ve neft kokan
kanlı lanetli kılıçlarıyla,
bir nehirde gizlice coşkulanan,
önceden hükmedilen
azarlanmış suç üstüyüm,
siyah ve arazlı atlarıyla
ezip üstümden geçerlerken.
Kirletilmiş o denizin kıyısında
umarsız çelik kafeslerde
çaresiz çocuklar bağırışırken,
yorgun ve utançlı gökyüzüyüm,
kısır tohumlu bir toprak,
ki belki de bu yüzden
çok eski bir sıfıra sığınıp
haykıran yoksul ve sığınaksız,
gezgin, müstehzi gulumsemem.
Ondandır birilerinin inatla
kızmalarına katlanamadığım,
ondandır bir Galata evinde,
kandırıp bıraktığım, nasihatsız
sayrılı, kutsal yalnızlığım
ve geçerken yeni zamanlardan
çıkarıp attığım gömleğin
bana duyduğu, şaşırtıcı öfke.
Harezmi rüyalarda dilenen yılkı
çok içerlerde yanan ışığım sanki,
Matraki'nin silahından uzanmış
köhne bir daireyim kaatda
ve kitaplarda unutulan,
külhan silahşörüm şimdi,
dünyayı gezdikçe büyük, anlaşılır
utanan mavi bir haritaya açılan.
30.Nisan.2009 / Perpa,