Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Aralık '16

 
Kategori
Dil Eğitimi
 

Ben çocuklarıma güveniyorum hocam

Ben çocuklarıma güveniyorum hocam
 

Alıntıdır...


Babası Hava Kuvvetleri'nde filoloji eğitimi almış, kendisi dil bölümlerinde okuyup, Mütercim Tercümanlık bölümünü başarıyla bitiren daha sonra Amerika, Almanya, Fransa gibi 16 ülke gezip bildiği 3 dili tatbik etme şansı olan bir Emre ERDEN olarak yazıyorum...

Yukarıda yazdıklarım ukalalık, bir kendini beğenmişlik olarak görülmesin. Atıp tutan biri değilim o yüzden böyle bir giriş yaptım. Bugün sizlere Amasya Üniversitesi Formasyon Eğitimi sırasında Materyal Hazırlama dersinde başımıza gelen bir sunum(prezentasyon) ve staj (deneyim eğitimi) sırsında başıma gelen iki olayı anlatarak Türkiye'de dil eğitiminin nerelerde olduğunu ve nerede olması gerektiğini anlatacağım. 

Bir materyal sunumu, gerek roman denemelerim ve serbest çevirmen olarak aldığım işlerden birazda kendime fazla güvendiğimden üstüne pek durmadığım bir ders ve sunumdu. Yabancı dilleri çok severim, iş bulma kaygısıyla bu bölümlerde okumadım. Bana göre her dil bir kadına benzer ve o kadına aşık olmadan, onun peşinde koşmadan bu öğrenilmez. Gelelim sunum dersimize, sunum günü geldi çattı; hepi topu 17 materyalden (araç gereç) 7-8 tane anca hazırlayabilmiştim. Sınıf arkadaşlarımı da takdir etmek isterim. Hepsi birbirinden güzel materyal (araç gereç) hazırlamış. Çocukları kazanmak için elinden geleni yapmış. Çoğu ortaokul ve ilkokul düzeyi konular seçmesine rağmen işin hakkını vererek yaptılar. Onları görünce kendim çıkıp bir şey anlatasım gelmedi. 

Çok geçmeden sıra bana geldi. Hoca anında müdahalede bulunudu ardından tartıştık. Ancak bu tartışmamız küçük bir cümle atışması değil oldukça sert bir kavgaydı. Çok fazla tense konusu seçtiğimden (aslında hiçbirinin detayına girmedim) bunun fazla olduğunu çocuğu bayıltıcağımı söyledi. Bu konuda biraz haklıydı, haksız olduğunu düşündüğüm konu ise çocuklara biraz aptal muamelesi yapmasıydı. Çocuklar anlamaz bilmez etmez denince şalter attı. Masaya sert bir yumruk vurup; benim çocuklarım her şeyi yapar ve anlar; şeklinde çıkıştım. 

Aradan iki ay sonra halen devam etmekte olduğum staj başladı. Amasya Anadolu Lisesi! Pırıl pırıl bir lise, akıllı çocuklar özellikle kız öğrenciler çok zeki ve bir profesör gibi soru soruyorlar. İnsanın düşünüp taşınıp öyle cevap vermesi gerekiyor. Sonuç olarak, derse başladığımda seviyenin Türkiye standartlarında orta şeker, Avrupa ve Amerika standartlarında vasat olduğunu gördüm. Genel olarak çocuklarımızın problemi çok fazla ezber yapmaya çalışmak. Ağızımızdan çıkan her şeyi ezberlemeye çalışıyorlar. Oysa ezberlenecek şey basit! Özne-Fiil-Nesne/Tümleç... Her dilde cümle kurmanın şartıdır bu üçlü. Bu ayakkabı bağlamayı ezberlemek gibi bir şeydir, bir kez yaptığınızda bir daha unutmazsınız.

Öğretmenler odasındaki konuşmalara biraz kulak kabartınca hocaların da artık pes ettiğini gördüm. Herkes Türkiye'de eğitimin (buna dil eğitimi de dahil) bir nane olmayacağını düşünüyor. Tablo acı ama sebebi niteliksizlik ve içi boşluk. Sokağa çıkıp liseleri veya ortaokulları şöyle bir gezelim. Kütüphaneleri yok, hobileri yok, spor yok, bilim hiç yok, sosyal kulüpleri desen yok, okulların kendine özel yaz okulları yok, tesisleri yok. Peki ne var? Akıllı tahtalarımız ve kutu gibi dikdörtgen bütün mimari zevklerden ve renklerden yoksun bir bina. 

Sayın hocalar ve veliler çocuklarınıza güvenin. Ben asla onlara bu muameleleri yapmayacağım. Türk çocuğu zekidir, akıllıdır, dahidir. Onları bu hallere getiren kabahat bizlerdedir. 

UNUTMAYIN! 

Güney Kore 1980'li yıllarda elindeki bir avuç genci eğiterek, eğitimine önem vererek Hyundai, Samsung, LG, Kia ve daha birçok başarılı firma çıkartmış ve dünyaya kendini kabul ettirmiştir. Ekonomileri 1980'de Türkiye'nin altındayken şimdi bizi geçmişlerdir. Bizim dolarımız, euromuz, altınımız yastık altında ya da banka hesabında duran meblağalar değil bu kimsede olmayan genç nüfusun ta kendisidir! Okutmazsanız bu çocuklar, bu masum yavrular elbette suça, batağa ya da vicdansız bir örgütün eline düşünecektir. Sonuçlar kafamızda canlandı değil mi? 

Emre ERDEN 

 

 
Toplam blog
: 203
: 322
Kayıt tarihi
: 16.11.13
 
 

1991 İskenderun doğumlu. EMU Mütercim Tercümanlık, Amasya Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği mezun..