Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Nisan '09

 
Kategori
Sinema
 

Ben de 'Güneşi Gördüm'

Ben de 'Güneşi Gördüm'
 

Filmin esas mevzusu görmezden gelinerek, birkaç ödül uğruna bu afiş yapılır mı?

Bende ‘Güneşi Gördüm’

Muğla’da sinemalarda Çarşamba günleri Halk Günü. Malum kriz, bende halktan bir vatandaş olarak, sinemaya Çarşamba günleri gitmeyi tercih ediyorum.

Geçen hafta ‘Güneşi Gördüm’ filmini seyretmeye gittim. Film hakkında çıkan eleştirilerin bir bölümünü okumuştum. Mahsun Kırmızıgül’ün giderek daha iyi film çektiği ve usta bir yönetmen olma yolunda ilerlediği, buna rağmen ‘Güneşi Gördüm’ ün fazla mesaj içerdiği yönünde birçok yazı çıktı.

Filmi seyrettikten sonraki izlenimlerim (daha önce film hakkında okuduklarımdan dolayı bir ön yargı oluşturmadı isem) yazılanlarla hemen hemen aynı.

Ama elimizi vicdanımıza koymamız lazım diye düşünüyorum. Ülkemizde zaten kaç kişi sinemaya gidiyor? Gitse bile yılda kaç defa gidiyor? Mahsun Kırmızıgül belki benim gibi hesap yapıp, ‘Madem filmime seyirci buldum, gelmişlerken verebilecek neyim varsa vereyim…’diye düşünmüş olabilir. Bu açıdan bakınca, 1 saat 34 dakika süren bir filmde, fazla sıkmadan, her şarkıdan bir bukle formatında, çekilebilecek en iyi film çekilmiş diye düşünüyorum!

Gelelim bu haftaya. Yine sinema yollarına düştüm ama bu hafta ilgimi çeken bir filme rastlamadım. Sinemaya gitmek yerine bir kafede, gazetemi okuyup, geçen hafta yorumumu yazmayı tercih ettim.

Gazete sayfaları arasında dolaşırken; Hollywood filmleri için hazırladığı film afişleri aracılığıyla dünya çapında ün kazanan Emrah Yücel’in ‘Güneşi Gördüm’ filmi için hazırladığı afişe rastladım. Gördüğünüz gibi gerçekten çok çarpıcı bir afiş!

Bu afiş, yurtdışı festivalleri için hazırlandı.

Bu afişi ‘Kırmızı Hat’ köşesinde Onur Baştürk kullanmış ve yanına da şöyle yazmış:

‘Türkiye’deki afişlerden farklı olarak filmin çarpıcı yerlerinden biri, ………. Tamam, cidden çarpıcı, ama bu sahne filmin bütününü anlatmıyor ki! Hatta bile bile yanlış ipucu veriyor. ‘

Yazısının devamında Türkiye’nin ‘gay namus cinayeti’ konusundaki bakış açısını anlatıp yazısını söyle bitirmiş: ‘İşte Kırmızıgül ya da ekibi, bu konunun yurtdışında ilgi çektiğini biliyor olmalı ki, filmdeki yan unsurlardan biri olan travesti hikâyesini afişe çekmeyi uygun bulmuş.

Filmin esas mevzusunu bile bile görmezden gelerek… Birkaç ödül uğruna…

Ben takıldım son cümleye. Yani yazarımızın bakış açısına. Sanki yapılan bir namussuzluk, bir ayıpmış gibi…’Birkaç ödül uğrana’ diyerekten ödül alacağı kesin ama bu ödüller, öyle değersiz ödüller ki, onları alabilmek için böyle yapılmaması lazım’ alt yazısı ile!

Ben Mahsun Kırmızıgül’ü, ekibini ve Emrah Yücel’i AYAKTA ALKIŞLIYORUM.

Bu afişi yaratıp, kullanacak kadar uzak görüşlülük sahibi oldukları için!

Alınan/ Alınacak ödülleri ‘Birkaç Ödül’ tanımlaması ile basitleştirmeyip, bu ödülleri alabilmek için gayret gösterdikleri için!

Ben bu ekibi AYAKTA ALKIŞLIYORUM

Gösterimden kalkan, çok iyi filmlerin; ödül aldıktan sonra, yeniden yaşam eğrisi oluşturup ömürlerini uzattıkları için.

Halk gözüyle son söz: Çok ödül, çok seyirci

Yolun açık olsun ‘Güneşi Gördüm’

Bu blog Sinema sitesinde de yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 119
: 1401
Kayıt tarihi
: 11.02.09
 
 

Ben kimim? Tüm sıfatlarımın dışında doğduğum günden beri bu sorunun cevabını bulmak için sürekli ..