Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ağustos '07

 
Kategori
Sosyoloji
 

Bencillik yaralıyıcıdır, acıtır...

Bencillik yaralıyıcıdır, acıtır...
 

Televizyonlarda ya da gazetelerde onlarla ilgili görüntüleri izlediğimizde, okuduğumuzda içimizi sızlatan ancak televizyon kapandıktan sonraki saatlerde unuttuğumuz çocuklarımız. Kanayan yaralarımız. Hep hayırsever gönüllerimize bakan, ancak kurum olarak bir şey yapmaktan, sahiplenmekten, çözüm önerileri getirmekten korktuğumuz toplumsal sorunumuz: kimsesiz çocuklar.

Ülkemizde yaklaşık 700 bin çocuk kimsesiz. Yani anne ve baba koruması olmayan çocuklar. Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu bu çocuklardan sadece 22 bin kadarını himaye edebiliyor. Yaklaşık 20 bin çocuk sokaklarda yaşıyor. Anne ve babaları hayatta olsa bile onların korumalarından, sevgilerinden ve bakımlarından uzak çocukların sayısı giderek artıyor. 9, 5 milyon çocuk yoksulluk sınırında yaşıyor.

Evet, üzülüyoruz, acıyoruz, içimiz kan ağlıyor ama taşın altına elimizi koyamıyoruz. Sorunun büyüklüğünden ürkerek kurumların bir kenara bıraktığı, sadece birkaç defalık yardım paketleriyle, ya da kaynak aktarımlarıyla çözüm odaklı olmaktan uzak uygulamalarla dokunduğu konulardan biri kimsesiz çocuklarımız. Hep çözümlerini devletten beklediğimiz, altından kalkamayacağımız kadar büyük bir sorun olarak gördüğümüz için bir başlarına kendi acılarını çekmeye bıraktığımız çocuklarımız.

700 binden fazla çocuğumuz kimsesiz. Bu çocukların kaliteli bir yaşam sürme, temel eğitim alma, beslenme, korunma ve sevgi ihtiyaçlarını karşılayamıyoruz. Gelecekle ilgili kaygılarını gideremiyoruz. Gelecek nesiller için çözüm üretemediğimiz sürdürülebilir bir dünyadan bahsetmek mümkün olabilecek mi? Geleceğin dünyası ne yazık ki buna izin vermiyor. Yeni yüzyılda toplumsal değerlere emek harcamayan kurum ve kuruluşlarımız var oluşlarını sürdürmekte zorlanacaklar.

Öyleyse “biz de varız” demek için bir araya gelmeliyiz. Her sorunu öncelikle kabullenmek gerekiyor. Doğru çözüm yöntemleriyle ortaya çıkmak ve bir ucundan tutmak gerekiyor. 20 kimsesiz çocuğun hayatını değiştirecek sürdürülebilir ve kalıcı bir çözümle işe başlamak kabullendiğimiz 700 bin kimsesiz çocuk sayısını bir nebze de olsa düşürecektir. 20 kimsesiz çocuğun hayatını değiştirme şansını bize verecektir. Çalışanlarımıza ve sektörümüze rol model olmamızı sağlayacak ve bundan sonra atılacak adımların ilki olacaktır. Toplumsal farkındalık sağlayacak ve geleceğe daha sağlıklı nesillerle taşınmamıza olanak sağlayacaktır.

Çocuklar bizim geleceğimizdir, diye sığındığımız modeller sadece biyolojik bağımız olan çocuklar için geçerli olduğu sürece insanlığımızı oturup yeniden konuşmak gerekecek. Şapkalarımızı önümüze kyup düşünme zamanımız geldi geçiyor dostlar... "Ben sıkılırım, dert ederim, devam ettiremem, üzülürüm, yüreğim dayanmıyor..." Bencillik yaralayıcıdır, hırpalayıcıdır. Acıtır. Şimdi değilse bile yakın bir zamanda. Şikayet etme hakkımızı bencillik elimizden alıyor. Bize dokunmayan yılan da bin yıl yaşamıyor, bir gün bir yerde mutlaka karşımıza çıkıyor. Üzgünüm.


 
Toplam blog
: 22
: 1798
Kayıt tarihi
: 01.10.06
 
 

1968 yılında Ankara’da doğdum. Klasik Arkeoloji okudum ve Sosyal Antropoloji masteri yaptım. Çevirme..