Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

22 Eylül '07

 
Kategori
Futbol
 

Beşiktaş doğru yolda

Beşiktaş doğru yolda
 

Beşiktaş Denizlispor karşısında sahaya üç büyük kulübümüzün Türkiye liglerinde rakiplerine karşı oynaması gereken taktik dizilişle çıktı. Geçtiğimiz beş haftada 4 gol atıp, kalesinde 1 gol gören Beşiktaş’ın, bu maçta 3 gol atıp 2 gol yemesini de bu taktik dizilişin bir neticesi olarak görebiliriz. Aslına bakarsanız, spor basınımızda ne yazık ki, taktik varyasyonlara fazla kafası basmayan pek çok isimden sıklıkla duymakta olduğumuz, “3’ün, 5’in, 8’in hiçbir önemi yoktur. Çıkarsın sahaya oynarsın.” türünden garabet yorumla da ders niteliğinde bir karşılaşma oldu. Peki, ne oldu da sezon başından bu yana her maçı iddaa severlerin deyimiyle “alt” bitmeye namzet Beşiktaş’ın bu maçında 5 gol birden izledik?

Bu sorunun cevabı için izninizle geçtiğimiz hafta kaleme aldığımız “Ertuğrul Sağlam ve Adil Sinem” başlıklı analizden bir pasajı bu sütunlara taşıyalım:

“Ertuğrul Hoca, aynen Fatih Terim’in düştüğü hata gibi iki ön libero ve iki forvetle oynama hatasına düştüğü her maç böyle pozisyon fukaralığı yaşar. İki kere iki dört. Beşiktaş ne zaman ki, 4–1–3–2 ye döndü o zaman rakip kalede görünmeye başladı. Sağlıklı işleyen bir forvet hattı ve orta saha için Ricardinho ya da Delgado’dan birinin forvet gerisinde görevlendirilmesi elzem görünüyor. Aksi takdirde Beşiktaş, her hafta gol diye taraftarını inletiyor.”
( http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=63800 )

Maç başlarken uzun zamandan sonra Beşiktaş’ın hücum ağırlıklı bir taktik varyasyonu benimsediğini ve 4–1–3–2 sisteminde sahada yer aldığını gördük. Evet, belki Beşiktaş tıpkı 4–1–3–2 oynayan Galatasaray’ın Sion’da yaşadığı gibi bir şoku ilk on dakika içinde yaşayarak 2–0 geriye düştü. Hatta maç içinde Denizlispor’lu Serhat’ın direkten dönen vuruşu ağlarla buluşabilir ve karşılaşma 3–3 beraberlikle sonuçlanabilirdi. Ancak bu sütunlarda “skor yazarlığı” vesvesesi içinde yorum yapılmadığını takdir ederseniz, Beşiktaş’ın böylesine zorlandığı bir maç hakkında atılmış bu başlığı da garipsemezsiniz sanıyorum. Sonuçta, ileri ikiliyi Bobo ve Nobre’den kuran, bu ikiliyi destekleme görevini de Tello, Serdar Özkan ve Mehmet Yozgatlı’ya veren Ertuğrul Sağlam, çekilen gol kısırlığına en başarılı tedaviyi uyguladı. Yenilen kontrataklarda özellikle iki kanat adamı Tello ve Mehmet Yozgatlı’nın defansif görevlerini aksatmaları büyük etken oldu. Hele ikinci golde ters kademeye girmeleri gereken İbrahim Üzülmez ve Tello’dan ikisinin de pozisyon içinde olmaması affedilir bir hata değil. Bu hatayı gözleriniz bir yerlerden ısırıyor mu? Eğer Galatasaraylı iseniz muhakkak ısırması lazım. Sion’da Galatasaray’ın yaşadığı şok da orta sahadaki kanat adamlarının lütfedip defansa yardıma gelmemelerinden kaynaklanmadı mı? Demek ki bu taktikle sahaya çıkan takımlarda kanat adamlarının neredeyse 3–5–2’nin kanatları gibi çalışması gerekiyor. Aksi halde dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olma olasılığı var.

Denizlispor için söylenecekler ise kaptan Yusuf’un sakatlanarak oyundan çıkmasıyla boyut değiştirdi. 29.dakikaya kadar ataklarda takımını organize eden, ileride top tutan Yusuf’un çıkışı Denizlispor’a Beşiktaş baskısını kırma şansını da kaybettirdi. Yeşil-siyahlı ekibin Beşiktaş’ın hafta içi oynadığı Marsilya karşılaşmasından da dersler çıkardığı çok açık. Ancak Marsilya’nın topa sert oyununa özenip, rakibe sert “kemikkıran” bir futbol anlayışına bürünmek Güvenç Kurtar’ın talebelerine hiç mi hiç yakışmadı. Kora kor mücadele bu değil.

Siyah-beyazlı ekibin özellikle evinde oynayacağı karşılaşmalarda bu formasyonla sahaya çıkması, ilk on bir için formalardan birinin de Nobre’ye teslim edilmesi kanımca faydalı olur. Sistemde aksaklık gösteren bölgelere de takım içerisinden farklı isimler monte edilerek bu maçta gözlenen defansif zaafların kapatılması yoluna gidilebilir. Ancak derbi maçlar ve Avrupa mücadelelerinde maç maç durum değerlendirilmesi yapmak şart. Örneğin, önümüzde bir Galatasaray-Beşiktaş derbisi var. İki takımın da mevcut sistemlerini koruyarak sahaya çıkması halinde belki de son yıllarda izlemediğimiz ölçüde enteresan ve seyir zevki yüksek bir karşılaşmaya tanık olabiliriz.

 
Toplam blog
: 235
: 717
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Yazar 1976 yılında İstanbul'da doğdu. Tüm eğitim ve öğretim hayatını burada tamamlayarak, 1999 yı..

 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara