Beşiktaş mı, koltuk mu ?

Artık Beşiktaş'taki kongre sürecinin son haftasına girmiş bulunmaktayız.

Mevcut başkan adayları geçtiğimiz çarşamba günü kesinlik kazandı. Yalçın Karadeniz yarıştan çekilince geriye Bülent Deriş, Fikret Orman ve Nazmi Koca kaldı.

Bu üç isminde Beşiktaşlılığı konusunda söyleyecek söz yok. Eminim ki üçü de Beşiktaş'ı içinde bulunduğu kaostan kurtarmak için kendi ekipleriyle hazırladıkları plan ve programlar dahilinde başkanlığa adaylar.

Yapılan açıklamaları mercek altına aldığımızda Fikret Orman bu kaostan çıkmak için Beşiktaş'ı yoğun bakıma almak gerektiğini (Kendi deyimi) söyledi. Taraftara ise acı ve gözyaşı vaat ettiğini açık bir dille ifade etti. Bunun anlamı şu ki belirli ölçülerde bir daralma (küçülme demek istemiyorum) söz konusu olacak. Bütün branşlar yeniden yapılanacak. Kendi söylemiyle "Radikal" kararlar alınacak.

Diğer iki aday Koca ve Deriş ise Fikret Orman'dan farklı olarak, Beşiktaş'ın uygulanacak programlarla gelirinin arttırılarak daralmaya gitmeden bu darboğazdan çıkacağını beyan ediyorlar. Deriş'in mustakbel yönetim kurulu arkadaşlarından teminat mektubu aldığı biliniyor. Koca ise açıklamalarında Beşiktaş'In marka değerini yükseltecek projeleri olduğunu ve asla "kan ve gözyaşı" vaat etmediklerini söyledi.

Taraftar Ne Düşünüyor ?

Çeşitli forumlardan ve sosyal medyadan takip ettiğimiz kadarı ile Beşiktaş taraftarı öncelikle Serdal Adalı'nın aday olmamasından dolayı çok üzgün. İlk zamanlarda aday olmasına kesin gözüyle bakılan Adalı gerekli desteği bulamayınca önce adaylıktan vazgeçti sonra da seçim sürecinden uzak kalmak adına Amerika yolunu tuttu.

Adalı'nın aday olmamasından dolayı Beşiktaş taraftarı büyük bir çoğunlukla Fikret Orman'ın yanında. Her ne kadar kan ve gözyaşı vaadi taraftarı ürkütsede daha önce başkan adayı olmuş Orman'ı isteyenlerin sayısı oldukça yüksek. Orman'ın başkan seçildiği takdirde zaten başarıya aç olan Beşiktaş taraftarını nasıl kendine inandıracağı ise merak konusu. Kendi demeçlerinde bu sürecin 3 yıl süreceğini belirten Orman olası bir başarısızlık durumunda olağanüstü genel kuruu da toplayacağının teminatını verdi.

Daha derin düşünen Beşiktaşlılarsa, Beşiktaş camiasının önde gelen isimlerinin aynı çatı altında toplanacağı bir yönetimin hayalini kuruyorlar. Şahsen bende bu fikri benimseyenlerdenim. Bu zor durumda her türlü projenin ve imkanın değerlendirileceği  güçlü bir yönetim, Beşiktaş'ın geleceği açısından son derece yararlı olacaktır.

İşte tam da bu noktada yazının başlığında atfettiğim düşünce ortaya çıkıyor. Beşiktaş mı Koltuk mu ?

Şu çok açık bir gerçek ki Beşiktaş hem maddi hem de başarı kriterleri açısından son derece kötü bir dönemde. Sporun futbolla değerlendirildiği günümüzde Beşiktaş Futbol Takımı son 16 yılda 2 şampiyonluk alırken, Erkek Voleybol Takımı geçtiğimiz sezon küme düştü, bayan basketbol takımı küme düşmekten son 2 hafta da kurtuldu. Beşiktaş Erkek Basketbol Hentbol takımları dışında başarılı bir branş yok. Bununla birlikte gerçek rakamları açıklamaya kimsenin cesaret edemediği bir borç da söz konusu.

Böyle bir ortamda her üç başkan adayının projeleri olduğu bilinirken neden bu projelerin birleştiği bir oluşum meydana gelmesin ki.. Bunun dışında camianın önde gelen ve taraftarın inandığı isimlerinde yönetime girerek Beşiktaş'ı kurtarmak için güçlerini birleştirmeleri herkese ve herkesme örnek teşkil etmez mi? Bunu görmek için çokta derinlere inmeye gerek yok. "Başkan olmazsam ben yokum." gibi bir düşüncenin şu durumdaki Beşiktaş'a faydası olmayacağı âşikar.

Beşiktaş ortak paydası altında toplanmak kendini Beşiktaşlı adleden büyüklerimizin görevidir. Bir Beşiktaşlı olarak rica ediyorum. Beşiktaş'ı kurtaracak imkan ve projelere sahipseniz lütfen bunu paylaşın. O koltuğa oturmadan da Beşiktaş'a hizmet edebilirsiniz. Eğer bir Beşiktaşlılık duruşu varsa tüm Beşiktaş'a yardım edebilecek büyüklerimize sesleniyorum, "Gün, o duruşu gösterme günüdür."