Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ağustos '08

 
Kategori
Futbol
 

Beşiktaşlının çilesi

Beşiktaşlının çilesi
 

Beşiktaş'ın Antalya önündeki geri dönüşü geçen sezondan izler taşıyordu.


Beşiktaş, uzun sezon arasının ardından ligde çıktığı ilk maçta geçen yıl yaşadığı defansif problemleri henüz atlatamamış olduğunu gösterdi. Doğrusunu söylemek gerekirse Antalyaspor-Beşiktaş maçı, kalp ve tansiyon hastalarının dil altı haplarını raflarından indirdikleri son derece heyecanlı bir maçtı. Futbolun görsel yanından zevk alanlar için şüphesiz bu heyecan, maçı izlenir kılan etkenlerden biri. Ancak işe siyah-beyazlı taraftar penceresinden bakarsanız göreceğiniz gerçek Beşiktaş'ın taraftarının kalp sağlığını ciddi biçimde tehdit ettiği. Sanıyorum Antalya maçı sırasında ve sonrasında orta yaş üstü Beşiktaş'lılardan acil servise koşanlar çok olmuştur. Hepsine acil şifalar diliyorum.

Maça geçmeden evvel belki maçtan da önemli bir konuya değinmek gerekiyor. Ligin ilk haftasındaki görüntüsü itibariyle Antalyaspor stadıyla da, zeminiyle de, taraftarıyla da bu lige yakışmıyor. Eğer ligin sonuna kadar bu çizgide devam edeceklerse onların yeri bir alt lig. Göründüğü kadarıyla geçen sezon bitiminde stadın kapısına kilidi vurup, bu ilk maç için kapıları açmışlar. Aksi halde zemindeki 40 maç oynanmış ve hiç el değmemiş görüntüyü nasıl açıklayabiliriz? Taraftar deseniz aynı bir yazı konusu. Ligin ilk maçında takımlarına ceza verdirtmek için ellerinden geleni yaptılar. Bu kulüp zihniyeti ve taraftar profiliyle Antalyaspor Süper Lig'de çok zor günler geçirir.

Beşiktaş'ın 78 dakika 2-0 mağlup durumda götürdüğü ve sonunda 3-2 galip geldiği maça geçecek olursak, öncelikle siyah-beyazlı takım adına öne çıkan defansif zaafları görüyoruz. Bu takımın defansını hale yola koyabilmek için milyon Euro bazında bir servet harcandı. Ama gelin görün ki sahaya çıkan on birde tek yeni yüz, asıl mevki ön libero olan Sivok'tu. İşi arapsaçına çeviren ise ligimizdeki 6+2 kuralı. Antalyaspor önünde Sivok, Tello, Cisse, Holosko, Delgado, Bobo oynadı ama Zapotocny'e şiddetle ihtiyaç duyulduğu da meydana çıktı. Hatta gerçek anlamda bir sol bek oynatmak istiyorsanız Seriç problemi de çözülmeli. Bu durumda Beşiktaş'ta kimlerin yedek kulübesinde oturup kimlerin saha içinde olacağı çok önemli hale geliyor. Uzun lig maratonunda geniş bir kadroya sahip olmanın avantajları yadsınamaz ancak Ertuğrul Sağlam'ın önünde her hafta çözmesi gereken 8 bilinmeyenli bir denklem olacağı da aşikar.

Geçtiğimiz sezondan farklı olarak Beşiktaş'ın rakibe göre taktik belirleme gibi bir lüksü var. Geçen yıl ön libero mevkinde düğümlenen kadro yetersizliği bu sezon aşıldı. Dolayısıyla siyah-beyazlılar maçların zorluk derecesine göre 4'lü ya da 5'li orta sahalar kullanıp santrfor bölgesinde 1 veya 2 futbolcu tercihi yapabilirler. Tabi bu noktada dünya futbolunda yavaş yavaş kaybolmaya başlayan 10 numara sorunsalı iyiden iyiye meydana çıkıyor. Üst düzey takımlar artık Deco ya da Pirlo gibi isimleri Delgado/Alex/Lincoln tipindeki futbolculara tercih ediyorlar. Bu bakımdan üç büyüklerin bu sezon Avrupa kupalarında çizeceği grafik de bahsettiğimiz konuda bir done olarak kabul edilebilir. Takımlarımız oyunu organize etmek için 10 numara kullanıyorlar ama bu durumda ya orta sahanın defansif kurgusundan ya da ileri uçtan fedakarlık etmek durumunda kalıyorlar. İşte Beşiktaş da Antalyaspor karşısında maça ileri ucundan feragat ederek başladı. Buna rağmen savunmasını oturtamayınca risk alıp forvet hattını destekledi ve 12 dakikada sonuca ulaştı. Esasen Antalyaspor'un savunmasını neredeyse ceza sahası içine kurarak Beşiktaş'ı kalesine davet etmesini görmezden gelemeyiz fakat Beşiktaş'ın asla pes etmeyen oyun karakteri ve bunaltıcı havaya inat sergilediği kazanma arzusuyla bu maçı çevirmeyi hak ettiğini de yazmamak olmaz.
 
Toplam blog
: 235
: 717
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Yazar 1976 yılında İstanbul'da doğdu. Tüm eğitim ve öğretim hayatını burada tamamlayarak, 1999 yı..