- Kategori
- Kent Yaşamı
Beyazıt Meydanı yenilenebilir mi?

İstanbul'un meydanları hakkında daha önce bir blog yazmıştım ve Taksim meydanının, çok küçük bir meydan olduğunu ve trafiğe kapandığı takdirde, ancak bir meydan hüviyetini kazanabileceğini, ileri sürmüştüm.
Bu yazımın ertesi günü İstanbul Belediye Başkanı Sayın Kadir Topbaş, Taksim Meydanı ile ilgili muhteşem bir projeyi açıkladı. Bu proje tafsilatlı bir şekilde bütün basın yayın organlaında yer aldı.
Bu projenin en önemli özelliği tüm yolların ve otobüs duraklarının yer altına alınması ve meydanın tam bir kültür ve sanat alanı haline getirilmesiydi.
Büyük bir cesaret ve azimle hazırlanmış olduğu anlaşılan bu proje için, Belediye Başkanımıza ne kadar teşekkür etsek az olur.
Başkanımızın yapacağı ikinci muhteşem bir meydan projesi, Beyazıt Meydanı için hazırlanmalı ve gerçekleştirilmelidir.
İstanbul'un 1960'lı yıllarını yaşamış olanlar, Beyazıt Meydanının ne kadar güzel bir meydan olduğunu çok iyi bilirler.
O zamanlar meydanın ortasında büyük bir havuz vardı. Havuzun etrafında yeşil alanlar mevcuttu. Meydan şimdiki gibi eğri büğrü değildi. Düpedüzdü ve ferahtı. Tam bir meydan vasfını taşıyordu.
İstanbul Üniversitesi'nin bir anıtı andıran geniş giriş kapısı, Beyazıt Camii ve sahaflar çarşısı, narin görünüşüyle Beyazıt Kulesi, İstanbul'un en süslü camiilerinden biri olan Şehzadebaşı Camii ve eski direkler arası diye anılan eğlence merkezinin blunduğu cadde ve tramvay durakları, bu tarihi meydanı bir taç gibi çevrelerdi.
Günümüzde ise bu meydan kat kat merdivenlerden oluşan bir taş yığını halindedir. Meydanın çevresinde kebapçılar, dönerciler, simitçiler, mısırcılar, berbat görünüşlü kafeler, fast food dükkanları, hediyelik eşya satanalar, binbir çeşit işportacılar, dericiler, çantacılar yer almaktadır.
Görüntü son derece çirkindir. Bu kadar kötü görüntüye rağmen yine de çok sayıda turist bu meydanda dolaşmakta, tarihi eserleri incelemektedirler.
Geçmişte bir inci gerdanlığı andıran bu meydan, yeniden düzenlenebilir ve çevredeki tarihi güzelliklere yakışır bir hale getirilirse, İstanbul' umuz paha biçilmez turistik güzelliğe kavuşmuş olacaktır.
Bu meydanın çevresindeki Süleymaniye semti ise, örneği az bulunur bir tarihi güzelliği, içinde barındırmaktadır. Ancak, bu güzellik dar sokaklar arasında kaybolmuş durumdadır. Üstelik bu dar sokaklar, trafiğe açıktır. Bu yüzden, bir çok türbeyi, tarihi mekanları seyretmek ve incelemek oldukça zor bir hale gelmiştir.
Belki Taksim meydanından sonra Beyazıt meydanı da yenilenir ve İstanbul'a yakışır bir hale getirilirse, güzel İstanbulumuz daha da güzelleşmiş olur. Biz de meydanlarımızla övünürüz.