- Kategori
- Kültür - Sanat
Konyalı Kız

Dört beş yaşlarında iken " Konyalı kız, edalı kız, yaktın ben Konyalı kız "şarkısını çok sever ve söylermişim. Ama kelimeleri iyi telaffuz edemediğimden , " yaktın beni Konyalı kız "derken, " laktın beni "dermişim ve rahmetli annem ve babam, bu teleffuza çok gülerlermiş.
Bu satırları yazmamın neden, günümüzde Türk Sanat Müziği ( TSM ) ve Türk Halk Müziğinin ( THM ) hak ettikleri yerin çok uzağında olmaları ve toplumumuzun özellikle gençliğimizin genellikle ilgisini çekmemesidir.
Çok iyi hatırlıyorum altı yedi yaşlarında, Müzeyyen Senar, Perihan Altındağ Sözeri, Zeki Müren, Nuri Sesi Güzel' in söylediği şarkılara ve türkülere hayrandım. Favori şarkıcım Müzeyyen Senar'dı.
Bugün bakıyorum gençler TSM' nden değil hoşlanmamak, nefret ediyorlar. Hiç ama hiç dinlemiyorlar.
Oysa biraz dikkatle dinlendiğinde, TSM şarkılarının güfteleri yani sözleri o denli kalitelidir ki, günümüzdeki bir çok şairin şiirine değişmem.
Örneğin " Enginde yavaş yavaş günün minesi soldu ", "Körfezdeki Dalgın Suya bir bak, geçmiş gecelerden biri durmakta derinde ", "Akşam Oldu hüzünlendim ben yine, hasret kaldım gözlerinin rengine " vs, hangisini yazayım ki, hepsi birbirinden güzel. Yüzlerce hatta binlerce şarkının bir tanesinin dahi güfteleri kötü değil, aksine mükemmel.
Bestelerin kalitesi de aynı şekilde tartışılmaz. Güneş batarken, deniz kenarında bir duble rakının ve balığın yanında, "Bu yıl yine ada sensiz içime hiç sinmedi, dilde yalnız dolaştım hep, göz yaşlarım dinmedi " şarkısını dinlemenin verdiği keyfi, zannederim, başka hiçbir şeyde bulamayız. Eğer Türk müziğini seviyorsak .
Türk Halk Müziği 'de öyledir.
Yine küçükken, yanılmıyorsam, altı yedi yaşlarında idim "senin en güzel yerin kahverengi gözlerin " türküsünü çok severdim. "Kışlalar doldu boşaldı bugün " türküsüne de hayrandım. Özellikle Muzaffer Akgün den dinlediğimde.
Ailem de müzisyen olmadığı ve sadece evimizde ve çevremizde Türk Müziği dinlendiği için, ben de Türk Müziğinin tutkunu oldum. Ancak daha sonra Hafif Batı Müziği Parçaları ve Türk Pop Müziği de benim için önemli oldu ama Türk Müziğinden hiç bıkmadım ve vazgeçmedim. Bilakis yaşım ilerledikçe bu tutkum, bir aşka dönüştü diyebilirim. Mutlaka her gün, MP 3' üme kaydettiğim TSM parçalarını bir saat kadar dinlerim. En çok dinlediklerim, Bülent Ersoy, Zeki Müren, Seçil Heper, Samime Sanay'dır. Batı Müziğinde de Celine Dion ve Rihanna hayranıyım. Yerlilerden de en çok Tarkan dinlerim.
Bugün bakıyorum Televizyonun TRT kanallarında yüzlerce TSM ve THM sanatçısı var. Hele genç olanlar bir harika. Hem sesleri, hem şovları mükemmel. Ama hiçbirinin ne kasetleri var, ne CD'leri.
Acaba TRT 'mi yasaklıyor ? Pek zannetmiyorum.
Neden bu gençler desteklenmiyor ? Neden kampanyalar yapılmıyor? Medyayı takip ediyorum bir tek makale bulmak imkansız.
Popüler TV kanallarında bir tek Türk Sanat Müziği Konseri yer almıyor. Bu kadar mı kendimize yabancılaştık? Boyuna bize abuk subuk şarkılar dinletiliyor. Öyle pop şarkıları var ki, güftelerini dinlerken kahkahadan kırılıyorum. Ne manasız laflar yazılmış şarkı diye.
Yerleşmiş bir kanı var. Gençler TSM ve THM 'ne itibar etmez derler.. Neden etmesin ? Kendimi örnek olarak alıyorum. Kimse beni yönlendirmedi. Ama evimizde büyüklerim Türk müziği dinlediği için kulağım müziğimize alışmış oluyordu. Ama sadece Türk müziği değil Celal İnce Tangoları da dinlenirdi. Demek ki diyorum, büyüklere büyük işler düşüyor.
Ülkemizi severiz, canımızı veririz, ama sanatımızın can damarlarından olan TSM ve THM değerini giderek kaybetmeye başlamış, sesimizi çıkartmıyoruz. Susuyoruz. Susuyoruz. Susuyoruz.
O halde ne yapmalı ?
Bence bu husus Devlet meselesi olarak ele alınmalı.
İlk önce büyük konser salonları inşa etmek gerek.
İkinci olarak poüler kanalları TSM^ye ve THM'ye yönlendirmek. Vergi muafiyetleri vs teşviklerle.
Üçüncü aşama çok gösterişli ve muhteşem TSM ve THM konserleri düzenlemek.
THM ve THM sanatçılarını kaset ve CD çıkartma konusunda teşvik etmek.
Hatta okullarımızda bile Türk müziğine yönlendirme organizasyonları yapmak.
Hangimiz ilk okulda, lisede TSM veya THM parçası öğrendik.?
Düğünlere gideriz ortak olarak söyleyebildiğimiz kaç türkü, kaç şarkı var. Bunların sayısı bir iki'yi geçmez.
Yeri gelmişken ifade edeyim.
Lütfen dostlar ortak bir dansımız var mı?
Düğünlerde ve müzikli toplantılarda "hadi herkes sahneye " derler, herkes ortaya çıkar. Güya dans eder, göbek atarlar. Görüntü, tam bir komedi görüntürsüdür. Kimi elini sallar, kimi başını, kimi ayağını. Misket havası çalar, kimi zorba dansı, kimi kazaska, kimi oriyantal yapar. Velhasıl ortak bir kaç dansımız olmadığından sallanıp dururuz.
İşte TSM' de, THM' de, dansta genel görüntümüz bu.
Biz birbirimizi tenkit etmekten fırsat bulup, kültürel sorunlarımızla ilgilenmeyiz.
Şimdiden biliyorum ki, yazıma yapılacak yorumlardan bazılarında " kardeşim başka sorunumuz mu yok, müzikten, danstan söz ediyorsun " denecektir.
Benim cevabım ise "sayın yazarlarım, ne olursa olsun ülkemizin sorunlarını tartışalım" olacaktır.