Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Aralık '07

 
Kategori
Futbol
 

Bir Derbi Böyle Geçti

Bir Derbi Böyle Geçti
 

Maç öncesi içimde pek fazla umut yoktu. Son ana kadar Lincoln iyileşip maça çıkacak derken maalesef iyileşmedi! Dünyaların parasını saydığımız ve önemli maçlarda oynamasını istediğimiz starlarımız ki birinin Alman vatandaşlığına geçme söylentileri yapılan diğeri de maçlarda ortalama 14,5 km koşmasıyla ünlü starlarımız. Bunların olmadığı anda göbekte oynayan Hasan Şaş kendini zorla attırarak cezalı duruma düşmüştü. Ayhan’ı ise uzun süredir göremiyorum. Geçen yıl Gerets’e yaptığı terbiyesizlik nedeniyle açıkçası görmek bile istemiyorum. Bunların yanında top kesen Mehmet Topal’ı da Adnan Polat’ın getirdiği teknik adamımız kesince orta saha diye bir şey olmadan sahaya çıkmak zorunda kaldık.

Evden geç çıkınca maçı seyredeceğimiz tesise gecikmeli vardık. İçimden “GS kesin golü yemiştir” dedim. Bundan önce geç gittiğimiz Gençlerbirliği ve İstanbul Belediye maçlarında golü yemişlerdi. Arabadan inip kendimize oturmak için boş yer ararken televizyona baktığımızda 1-0 olduğunu gördük. Orkun tıngır mıngır golü yemişti.

Oturduktan sonra çevreye baktım. Yaş ortalaması büyüktü. Arkamızda ise yaşları 50-60 yaş arası olan 3 beyamca oturuyordu. Fenerbahçeli oldukları belliydi. Lakin futbolun kurallarının değiştiğinin pek haberleri yok gibiydi. Hakem Uğur Boral’a itirazdan kart gösterdiğinde önümde oturan aklı selim Fenerbahçeliler suçu Uğur’a bulurken arkamızda oturanlar ise “İtiraz etmeyle kart mı gösterilir …” ile başlayıp çirkin kelimelerle devam eden cümleler kurdular.

İlerleyen dakikalarda Uğur Uçar, Carlos’u çekerek düşürdü. Hakem pozisyonu devam ettirdi. Carlos yerde acı ile kıvranıyor ayağının birini tutuyordu. İlk defa kolundan çekilen birinin ayağından sakatlandığını gördüm. Tabi Brezilyalılar bu işleri beceriyorlar. 2002 Dünya Kupası’nda da Rivaldo karnına gelen topta yüzünü tutarak Hakan Ünsal’ı attırmıştı.

İlk yarı vasat bir şekilde bitti. İkinci yarı ise Galatasaray’da bazı değişikliklerin olacağını görmek isterken Fenerbahçe çok hızlı başladı. Gol geliyorum diyordu. 2-0’dan sonra GS iyice dağıldı. Gelişen enden ataklardan birinde de Nonda’nın düşürülmesine devam denilerek GS’ın beli iyice kırıldı. İşin içinde bizim futbolcular olunca hakemler “sahtekar” muamelesi yapıyor ama Lugano’da ne yaptığını bilen bir oyuncu elleri yukarı kaldırıp aşağıdan yapacağını yapıyor. Kadronun analizini yaparsak:

Feldkamp: Uzun boylu ve havadan top sektirmeyen FB savunmasına karşı neden sürekli havadan oynattığını çözemedim. Madem havadan oynatacaksın Serkan Çalık gibi aralara sızan bir futbolcuyu neden görevlendirdin? Ayrıca futbolcu tercihlerine karışmam ancak zaten tek kalan Mehmet Topal’ı neden kestin?

Arda-Sabri: Güya altyapıdan yetişen hasta Galatasaraylılar. Maç boyunca tek bir olumlu hareketleri yoktu. Oynuyormuş gibi yapıp zaman geçirdiler. Arda oyundan alınırken taraftarlarla atıştı. Madem bu kadar hırsın var bunu neden sahaya yansıtmadın?

Uğur Uçar: Takımın en iyisiydi. Çizgiden yapılan ortada topun üstünden atlayarak savunmayı uyutan forvetler karşısında tek uyumayan Uğur’du. Bu onun zekasını gösterir.

Hakan Balta-Volkan: Ne yaptıklarını anlayamadım. Gökhan karşısında tek bir kişi bulamayıp 80-100 metrelik deparlar attı ama karşısında bizimkilerin birisi bile yoktu. Sahi o sırada neredeydiniz?

Serkan-Barış: Ben göremedim. Bir ara top taca çıktığında Serkan’ın formasını sırılsıklam gördüm. Hangi ara koşup terlediğini çözemedim gitti.

Nonda: İlerde çabalayan tek kişiydi. Köşelerde uyuyan Arda ve Sabri yüzünden çok yalnız kaldı.

Servet-Song: Ellerinden geleni yaptılar. Özellikle Servet havadan geçit vermedi. Servet önemli bir oyuncu ama arada bir hata yapıyor. Bu hataları kapatan en iyi oyuncu olan Tomas gönderildi.

Orkun: Önemli olan ilk golü yememekti. Ancak Mondragon’dan çok iyi olduğu kesin. Mondragon olsaydı ağır bir fark ortaya çıkardı.

Netice itibariyle futbol yürek oyunudur.

 
Toplam blog
: 150
: 2951
Kayıt tarihi
: 14.01.07
 
 

1975 Aydın doğumluğum, bir Ege sevdalısıyım. Dostluğa, arkadaşlığa önem veririm...