Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Aralık '11

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Bir Ege akşamında Radyocu Kemal’de

Bir Ege akşamında Radyocu Kemal’de
 

Benden


Gökova körfezindeki gün batımını geride bırakıp Muğla’ya doğru ilerliyoruz. Ula sapağından içeriye girip Ula’yı arkamızda bıraktıktan sonra Çiçekli köyüne doğru yol alırken bir Ege akşamının kararan havasında ufacık tek katlı bir yapının önünde duruyoruz.     Gökova körfezindeki gün batımını geride bırakıp Muğla’ya doğru ilerliyoruz. Ula sapağından içeriye girip Ula’yı arkamızda bıraktıktan sonra  Çiçekli köyüne doğru yol alırken bir Ege akşamının kararan havasında ufacık tek katlı bir yapının önünde duruyoruz.

Burası Radyocu Kemal’in yeri. Gündüzden yapılmış plana uygun olarak geliyoruz dostlarla.Daha doğrusu benim için planladıkları bu yere getiriyorlar. Kendimi özel hissetmeye başlıyorum bile.

Henüz bomboş olan mekâna girip şöminenin önündeki masaya yerleşiyoruz. Hoş geldiniz ve tanışma faslından sonra yanan şömine sımsıcak bir ege akşamı olacağının müjdesini veriyor.
Ardından Radyocu Kemal’in eşi Ayşe hanımın hazırladığı mezelerle başlıyor akşamımız.

Çingen salatası harika, yoğurtlu kuru biber çıtır çıtır farklı bir lezzette ve bahçeden toplanmış ıspanaklardan yapılmış meze ise doğallığın tadını yansıtıyor.

Bu arada şöminede bir maşa üzerinde kızarttığımız ekmekler bana çocukluğumu hatırlatsa da buradakilerin tadı o zamankilerden bile güzel geliyor. Mezelerin doğal güzelliğinden ve dostlardan olsa gerek.

Yanımıza gelen Kemal beyle (namı diğer Radyocu Kemal) sohbete başlıyoruz.Yediğim kızarmış ekmekleri görünce özel yemeği olan ekşili köy tavuğunu yiyemeyeceğimden korkarak midenizi doldurmayın diyor.

Kısa bir süre sonra ekşili köy tavuğu geliyor masamıza. Farklı ve çok özel bir lezzet. Tavuğu kendi özel suyuyla getiriyorlar ve yanında kaşık. Biraz kızarmış ekmekle çokça da  kaşıkla bu tadı severek yiyoruz.Tavuğun lezzetinin yanında suyunun lezzeti ise gerçekten tadılmaya değer.İlerleyen zamanda bu tavuk suyundan bize özel tekrar geliyor.

Yanan şömine, özel tavuk ve içilenlerin yanında  çalınan ege türküleri ile farklı bir dünyanın içine giriyoruz o küçücük mekanda. Gündelik yaşamda bizleri rahatsız eden şeylerin hiçbir önemi kalmıyor, yediklerimizin içtiklerimizin ve dostlukların tadını yaşıyorum sımsıcak ege akşamında.

Bir süre sonra mekândaki herkes çalınan türkülerle ege oyunları oynamaya başlıyor. Ben de eşlik etmeye çalışıyorum ama sanırım çok başarılı olamıyorum.

Gecenin bitiminde mekândan ayrılırken bir dahaki sefere ege oyunlarını öğreneceğime dair söz veriyorum.

Şimdi burada bunları yazarken,  Ege’de kalan kalbime yeni özlemler eklediğimi düşünüyorum.
*
Aralık 2011 / Kurşun

 
Toplam blog
: 193
: 998
Kayıt tarihi
: 13.01.10
 
 

Kırklı yaşlarda başladığım yazma serüvenine elli li yaşlarda da devam etmeye çalışıyorum. Ünivers..