- Kategori
- İlişkiler
Bir gri İstanbul sabahı

ve ben ordaydım...
Başımı uzattığımda altından sular akan pencereden, gri-yeşil bir gökyüzü kaplamıştı sabahın ilk ışıklarında içimi. Sokak lambalarına düşen yağmur taneleri her zamankinin aksine ahenksizdi, ruhsuzdu, sessizdi. Nefes almaya çalıştım, yapamadım. Size de olur mu bilmem. Hani ne kadar uğraşsanız da hava girmez ya ciğerlerinizden ya da girer ama ulaşmaz bedeninize. Hayatta bırakacak kadar bir tutam bırakır sadece. Yaşadığınızı sanırsınız. Ah yaşamak ! Sorgulayan bir bedende zordur yaşamak. Geçip gitmez öylecene, iz bırakır veya hiç gelmez terk edilmiş bir kasaba gibi paslı tren raylarının sonundaki. Yıllar geçer, raylar içten içe paslanır. Kasabada kalan yaşlı bir adam buruşuk ellerine baktığında fark eder kayboluşunu.
Neden onca çabam insanlar tanımasın, yaklaşmasın, sevsin ama bağlanmasın diye sorgular kendini. İçindeki güçsüz çocuğu tanımalarından korkuyorsun demişti bir zamanlar bir çift yeşil göz ufukta kaybolmadan önce. Vazgeçilmezim olurken kayboluyorsun. Peki ya beni hiç düşündün mü demişti o da. Herkes bana tutunurken, ben kime tutunacağım senin hayal mi gerçek mi olduğunu bilmiyorken. Konusunu unuttuğum, repliklerini yazıp yönettiğim bir oyunun piyonuyken. Hiçbir insanın güçsüz olmak isteyebileceği aklına geldi mi ?
Hisler, mimikler, sökülmüş bir çorap, yolun köşesinde biriken çamurlu sular, rüzgarda aralıksız çarpan bir kapı, aynadaki yüzler, tek bir yüzde buluşan binlerce yüz. Bu yüzü tanımıyorum, bu gözleri …
.
* Karanlık düşünceleri içinde, gri mezar taşının
Ruhun, yapayalnız bulacak kendisini
Bir tek kişi bile kalabalıktan
İzlemeyecek senin gizlilik saatini
y0Lcu
Neden onca çabam insanlar tanımasın, yaklaşmasın, sevsin ama bağlanmasın diye sorgular kendini. İçindeki güçsüz çocuğu tanımalarından korkuyorsun demişti bir zamanlar bir çift yeşil göz ufukta kaybolmadan önce. Vazgeçilmezim olurken kayboluyorsun. Peki ya beni hiç düşündün mü demişti o da. Herkes bana tutunurken, ben kime tutunacağım senin hayal mi gerçek mi olduğunu bilmiyorken. Konusunu unuttuğum, repliklerini yazıp yönettiğim bir oyunun piyonuyken. Hiçbir insanın güçsüz olmak isteyebileceği aklına geldi mi ?
Hisler, mimikler, sökülmüş bir çorap, yolun köşesinde biriken çamurlu sular, rüzgarda aralıksız çarpan bir kapı, aynadaki yüzler, tek bir yüzde buluşan binlerce yüz. Bu yüzü tanımıyorum, bu gözleri …
.
* Karanlık düşünceleri içinde, gri mezar taşının
Ruhun, yapayalnız bulacak kendisini
Bir tek kişi bile kalabalıktan
İzlemeyecek senin gizlilik saatini
y0Lcu