- Kategori
- Gündelik Yaşam
Bir gün gecikmeli bir yazı…
Dört Ekim, hayvanları koruma günü!... Öyleymiş yani, ben de yeni öğrendim!
İsim vermek reklama girer, vermeyeceğim bu nedenle, ama bir mağaza zincirlerinin jesti oldu ki, tüm hayvan ürünlerinde, ki elbette evcil hayvanlar için satış yapıyorlar, yüzde elli indirim ile bugüne katkıları oldu!
Evimizde hayvan yetiştirenler… Yok… Yakışmıyor vallaha onlara hayvan demek…
Bir çok insana taş çıkartırlar, alimallah!
Hani “Hayvan” demek bizim literatürümüzde olumsuzluk gibi kullanılır ya, hani bazı insanlar feyiz alsalar onlardan diye de insanın içinden geçmiyor değil, vallaha!
Takip edenler bilir, yıllarca hayvanlardan korktum!
Beş yol aşağı yolumu değiştirdim bir köpek uğruna, bir kediye dokunamadım! Dokunmak ne kelime, yanıma da yaklaştıramadım!
Çöp tenekesindeki kediden kaç kişi korkar, işte onlardan biriydim!
Şimdi koynumda, boynumda büyümüş, o zamanlar topak olan bir köpeğim var!
Köpek demek sanki onurunu zedeleyecek, hoş onun umurunda olmaz, sahip olarak insanız ya, insan ve hayvan ayrımı ille de sanıyoruz bizim gibi olacak diye!
Alınganlık huyları yok!
Ne müthiş bir armağan onlara!
Oğlumla sarılıyoruz, anında dibimizde bitiyor, bir onu yalıyor, bir beni, ille de ikimizin ortasında olmak istiyor!
Kaç insan olmak istediği ortamda olmak için bunu yapar?
Ah alınganlık! Vah alınganlık!
Unutma özelliği var, yediğini de unutuyor, eşek, ama kin tutmuyor da!
Acayip zeki!
Ama… Çirkin şeyleri almıyor hafızasına!
Kırılmıyor, gücenmiyor!
Hatalı ise gördüğü hareket ile, sevgi gösterisini ayırt ediyor!
Vallaha da karıştırmıyor!
Ayırt edemeyen insanlara tavsiyemdir, koşulsuz sevgiyi deneyimlemenin en kolay adresidir!
Gülgün Karaoğlu
Ekim,05/08