Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

06 Kasım '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bir imbat esintisi!

Bir imbat esintisi!
 

İzmir’li olmayan, yıllarını burada geçirmeyen biri, tam olarak anlayamaz bu şehrin dilini. Yılda bir kez gelse belki, yüreğine bir ateş düşer. Düşerde öyle gider. 5000 yıllık bir tarihe sahip bu şehir. Ne tarihler, ne efsaneler yazılmış, çizilmiş buralarda. Ne verimli sanatçılar, dürüst politikacılar, ne kalıcı eserler çıkmış bu şehirden. Yakın zamana kadar, herkes pis lağım kokusu ile tanırdı İzmir’i. Pek de haksız sayılmazlardı aslında. İzmir’e Bornova’dan çevre yoluna girdiniz mi, ya da Çanakkale üzerinde gelip de, Çiğli istikametinden itibaren başlardı burnunuzu rahatsız etmeye başlayan kokular. Hele bir de sahil yolunu seçtiyseniz, Altınyol'da ilerlerken burnunuzu tıkamamanız mümkün değildi.

Yakın zamanda, bugün Salhane denen yerde belediye’nin hayvan kesimhanesi vardı, buranın da tüm pisliği körfeze bırakılırdı ve o masmavi deniz, kırmızı bir renge bürünürdü. Çevredeki fabrikaların atıklarını da kabullenmiştir körfez, her yağmur da, akıp gelen pislikleri de, lağım akıntılarını da. Bunun üstüne aylarca kalan deniz doldurma işlemini de gördü bu şehir. Hatta öyle doldurmaki, apartmanalrın 2. katına denk gelen moloz yığınları vardı. O zamanki yerel yönetimin amacı Kordon'dan transit yol geçirmekti. Ve Kordon’un ölümüne de şahit oldu bu şehir. Ama öldü, bitti denilirken, kendi külünden tekrar canlandı bu şehir. Koku diye bir şey kalmadı. Kordon'daki aprtmanların 2. katına kadar gelen molozlar temizlendi, deniz ve Kordon eskine haline geldi. Hatta iyi bile oldu, çok uzun ve yeşil bir sahil şeridine kavuştu İzmir. Aynı zamanda 2. büyük tören meydanına. Gündoğdu Meydanı. Burada artık Açıkhava konserler bile verilebilir hale geldi. Yazın dolaşması, gezmesi bir başka olur hale geldi.

Kışları da güzeldir İzmir. Bakın şu günlerde, yurdun her tarafında kar, yağmur çamur, soğuk var. Ama ya burada? İlikleri titretmeyen hafif ve geçici bir soğuk, kuru bir hava var. Sırtınıza bir kazak ve mont geçirerek yine dolaşabilirsiniz Kordon'da. Kadifekale’ye çıkıp, bir çay deminde tepeden izlersiniz bu şehri. Bir hafta sonu kaçamağında, Kemeraltı’nda alışveriş yapmanın zevkini en az bir kere çıkartın. Ve yorulduğunuzda, Hisar Cami önünde bir kahve için.

Yazları mı? Çat kapı denizdir burası. Alın çantanızı doğru Kuşadası’na 1-1,5 saatinizi alır. Olmadı mı Çeşme sizi bekliyor, 45 dakika, 1 saat. Gümüldür 40-50 dakika. Beğenmediniz mi? Bodrum 2,5 saat. Fokların diyarı Foça, 50-60 dakika.. Daha anlatayım mı? Hayır anlatmıyayım. Gelin kendiniz görün, duyun, hissedin, yaşayın. Bana da uğrarsanız, hele bir de akşamüstüyse, bir gevrek, bir dilim beyaz peynir, bir bardak sıcak çay ısmarlarım size vapurla geçerken Karşıyaka’ya..

IMBAT ESİNTİSİ
bir dost çağrısıdır bu, gel.
sahildeyim !..
bir bankta, yüzüm denize dönük,
dilimde bir türkü,
martıların dansını seyrediyorum,
gel sen de katıl akşamüstü dinlenceme,
bak gün batacak birazdan.
fazla ırak değil burası,
bir kanat çırpımında,
bir imbat yeli esintisinde,
bir vapur düdüğü mesafede.
hele bir el salla karşıdan,
bir kulaç at da gel,
bak bir banktayım, sahildeyim, kordondayım.
bir imbat yeline dönmüş yüreğim,
anlıyacağın, kıvamdayım !.
(T.Çam/2006)

Sevgiyle kalın..

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara