- Kategori
- Güncel
Bir iş var bu Temmuz’da!

Kuddusi Okkır, Ersin Faralyalı, Hasan Doğan, aynı gün hakkın rahmetine kavuştular…
Güngör Karaoğlu’nu da uğurlamıştık 11 Temmuz 2005 de…
Her biri için Allah rahmet eğlesin diyor ve ailelerine baş sağlığı diliyorum…
Güngör Karaoğlu’ndan sonra en üzüldüğüm Kuddusi Okkır!
İtiraf etmeliyim ki, sırf ben değil, birçok tanıdığım da öyle, oku oku anlayamıyoruz şu Ergenekon mevzuunu!
Araştırıyoruz, soruşturuyoruz, tam anladık sanırım bir şeyler derken, yok, bir türlü beynimizde oturtamıyoruz!
Her birimiz salağız herhalde de ondan anlamadık diyerek, meğerse araştırmalarımızı bireysel olarak yapıyormuşuz da, utanıyormuşuz birbirimize sormaya “Yahu, basmıyor mantığım!”…
Ay, meğerse biz salak falan değilmişiz, mantığa oturan bir şeyler yokmuş gerçekte, oh çok şükür!
Aynı zamanda ah ne acı!
Şuna benzettim durumu: Hani birisine gıcık oluruz, bir arada olmak istemeyiz ama adımız çıkmasın diye kötüye hani bahane maksadıyla bir yalan uydurur da o anlık durumu kurtarırız ya, ama o yalan hiç ummadığımızca büyür de büyür, artık “Masum bir yalandı” demek için ise öyle bir geç zamandır ki, hatta yalanı uyduran bile kaptırmaya başlar kendini uydurduğu kendi yalanına…
O yalan artık öyle geri dönüşü olmaz durumdadır ki, “Ufacık bir yalandı” demektense ölmeyi bile tercih eder kişi…
En çok rahmetli Kuddusi Okkır için üzülme nedenim, en çok da bu yüzdendir, anlaşılmaz bir davaya verilen bir kurbandır gözümde!
Ersin Faralyalı’ya da çok üzüldüm, ihracatı bilmeye, öğrenmeye yeni başlamış bir ülkede, eski sayılan ihracatçılardanım, saygım, sevgim sonsuzdur!...
Hasan Doğan’a da üzüldüm tabii ki…
Ama, nasıl denir, nasıl açıklanır bu ruh halim, hah tamam, sanki bir ayrımcılık var!
Kişi olarak değil kastım, doğru dürüst tanımam, etmem, ama hani bir duygu vardır, bıraksalar kendi adına karar versen, “Ah, çok yazık” desen başka, “Türkiye yasta!” denildiğinde bir dakika bindirme mi yapılıyor üzerime durumları oluşuyor…
Otomatik olarak, Metris’e konan paşalar var, Ergenekon’dan kurban var, ama neden yalnızca Hasan Doğan diye sorası geliyor insanın!
Nur içinde yatsın, her biri, ama hani bu kadar bindirme yapılmasa da, rahmetli Hasan Doğan’ın da hakkını versek kendimizce, diğer rahmetlilere olduğunca…
Yani, Tayip Erdoğan yakın belledi diye mi bu kadar Türkiye şokta?
Diye düşünesi geliyor insanın, ister istemez…
Ben “Şok” umu başka konular üzerinde kullanmak istiyorum, mesela, ister istemez de Hasan Doğan’a haksızlık ediyormuşum gibi hissediyorum kendimi, o yüzden şokta olmam bekleniyor ya!...
Mesela, elektrik zammı aslında birçok vatandaşın şoku, ama şokunu yaşayamadılar bir türlü, medyanın daha cazip şokları var çünkü!
Ekmek parasını kazanamayan üniversite mezunlarının, işçilerin, işportacıların da öncelikli şokları başka…
Cumhurbaşkanımız bir durum değerlendirmesi yapsa ya, asıl şoka o zaman gireceğiz aslında, ama, hala çalışmaları sürüyormuş…
Gıkı çıkmaz mı ayol bir insanın, öyle ya da böyle, taş olsa çatlar vallaha!...
Susma vakti geldi artık, uğurladıklarımızı rahmetle analım…
Gülgün Karaoğlu,
Temmuz,07/08