- Kategori
- Gündelik Yaşam
Bir kadın, yaşamı kırk yamalı yorgan gibi...
Bir kadın gözleri donuk, saklamak istediği ak saçları kınayla bezenmiş... Yüzündeki çizgiler duvara çizdiği kertikler kadar belirgin... Yükü ağır kaldıramamış omuzları çökmüş...
Daha on yedisinde evli bir adama tutulmuş sevmekle kalsa iyi sevgiyle birlikte bedenini de teslim etmiş... Nasıl kıydın kendine? "sevdim çok sevdim" ... Bee, cahil çocuğum "sen sevginin azını çokunu nerden bilesin"...
Hey gidi hey, bir sahipsiz daha düşmüş batak, çamur dolu sokaklara...
Bir kadın, yaşamı kırk yamalı yorgan gibi...
İki yıl sürmüş beraberlikleri sonrasında genç kadın bırakmış sevdiği adamı... Salmış kendini karanlık bilinmez sokaklara... Bir gün bir ışık vurmuş yüzüne ağlayan gözleri, umutsuz yüreği bir kuş misali çırpınmış yine... Tamam demiş bu kez...
Adam bekar, hiç yanaşmamış evliliğe, bıraksa olmayacak. Eee yine bizim kız karanlık yokuş yollarda... Farkında değil her geçen gün çamura battığının... Ailesi var gözükse de ilgilenmezler kızlarıyla, ekmek derdine düşmüşler bir boğaz eksik olsun düşüncesiyle....
Birgün evden kaçar genç kadın .Kaybolur bilmediği sokaklarda ve birine rastlar derki; "sahibim olurmusun"... İyisini kötüsünü o biliyor...
Çok horlanıp itelenmiş, ezilmiş... Kader deyip boyun eğmiş... Gerçektenden sahiplenenini bulmuş mu? Meçhul eğer bulsaydı şayet....
Şimdi dizlerinin üzerinde durmak zorunda kalmazdı...
Öylesine başka yaşamlarla dolu ki; kendisini bile içeri almaz yüreği...
Bir kadın, içimizden biri.... Yaşamı, üzerine örtündüğü kırk yamalı yorgan gibi...