- Kategori
- Anılar
Bir küçük karedir yaşam

Eski bir fotoğraf kalır sadece elimizde, geçmişin izlerinin barındığı.
Ucu yırtılmıştır, zedelenmiştir; hatıraların ağırlığı vurmuştur küçücük bir fotoğrafa. Yine de ne çok şey anlatır bizlere o ufacık da olsa ucu yırtık fotoğraf. Ne çok anıyı saklar içinde. Belki yaşlı anneannemiz, belki yaşlı dedemiz, belki eskilerdeki sevgilimiz, belki annemiz-babamız... Belki en derinlerdeki platonik aşkımızdır şimdi yaşamaya çalıştığımız.
Zaman geçiyor, her yaşanılan geride kalmak mecburiyetinde. Her an belli olaylar yaşamaktayız ve hafsalamızda çok da kalıcı resimler kalmıyor.
Bir an geçmişe dönüyorum; bir fotoğraf yardımıyla. Bir de benliğimdeki hezeyanımla. Tek tek yaşıyorum geçmişi. Hepinizden farklı olmayan geçmişimde boğuluyorum. Normal yaşama döndüğümde ise sadece elimdeki fotoğrafa boş boş bakmakta olduğumu farkediyorum. Babaannemle ne de güzel poz vermişizdir eski taş müstakil evinin merdivenlerinde. Buram buram kayısı kokan o bahçede...
Ufacık fotoğrafla o anın içinde buluveriyorum kendimi. Babaannem iki dakika sonra gülümsüyor bana. Hadi git bahçede oyna diyor. Kocaman bir bahçenin içinde çeşit çeşit ağaçlarımız var, her ağaçta farklı güzel meyveler. Yeni de yetişmekte. Kokusu içinde koşturuyorum meyvelerin. Bir o yandan bir bu yana. Babam beliriyor köşeden, koşarak kucağına atlıyorum. Öpüyor, sıcacık kokusunu duyuyorum. Üzerimdeki şalvara bakıyor ve 'ne de yakışmış, benim güzel kızıma' diyor. Gülerek eve giriyoruz. Merdivenlerin bitiminde tahta bir kapısı var bu eski evin. Açıyorum ve içeri girince ilk yaramazlık için gittiğim tavana çıkan merdivenler gözüme çarpıyor. Babaannem her lazım olmayan eşyayı buraya tıkardı. Onun da kapısı merdivenden çıkınca yukarı doğru açılırdı. O da tahta kapıydı. En sevdiğim saklambaç yeriydi orası. Salonda dedemin oturduğu divan o öldüğünden beri yer değiştirmeden orda sessizce durmaktaydı. Ben koşup koşup onun üzerine atlarmışım, oyun işte. Çocukça her oyundan biri sadece. Balkondan bakınca caddeden geçen arabaları sayardım, bu da oyundu benim için.
Bir fotoğrafla neler neler yaşadım bir anlık zaman dilimi içinde. İyi ve tatlı anların barındığı ufak ufak karelerdir bizlere hatıra, o eski günlerden. Sadece ufacık fotoğrafın içinde bir asır yaşanan...
Anılardan kopup da zamana döndüğümüzde garip bir burukluk oluşur yüzlerimizde. Ve elimizde bulunmakta olan ucu yırtık bir adet fotoğraf bulunmaktadır. Hafif bir gülümsemeyle ve eskileri yaşamanın hazzı ile gelecek günler adına çekmecedeki yerini alır ufacık karedeki yaşam...
kkadak