- Kategori
- Psikoloji
Bir küçük kız çocuğu

"Çocuklar, para para şarkısını söylüyor, neden kırmızı balık şarkısını söylemiyorlar artık" ? dedi bana.Çocukken büyümüş küçük kız; içerliyordu akranlarına.İşine, yaşamana baksana!Bu düş kırıklıkları senin neyine,bir gül tutuştur eline, gülümse…dedim kendine.Ama olmazdı, böyle küçük anlardan kocaman hüzünler devşiren bir kızdıYaraşırdı, hüznü kahkahasına karılırdı.
Bir sahil kasabasında denizle haşır neşir büyüdü O kadar çok yuttu ki tuzunu; tutamadı çetelesini.Deniz onu, o denizi bilir.Tuzu gözyaşından tanıdık. Koca kız oldu, hâlâ yutup durur.
Deniz de onu sever. Herkese vermez mavi düşlerini, kıpırtısız, dalgalı, fırtınalı diplerden gelen sesine verir sesini. Daldı mı ortasına, yarılır içine, ses etmez koyar bağrına.
Duydum dün yine ağlamış, aşktan aşka sürüklenen bir kitabın içine akmış. En hazin kahramanıymış satırların.
Hikâyenin esas kızını kötü hırpalamışlar aşktan.Dövülmüş,sövülmüş yine mağrurmuş ya...! Yıkılmamış ya...! Ona ezilmiş, acımış. Yapacak bir şeyi de yok, oturmuş bir güzel ağlamış.
Eski zaman fotoğraflarına düşkün, bir de Türk filmlerine. Gider aklı o filmlerden geçen bir söze.Anason kokusuna biter, bir de kadehteki duruşuna.
‘Fena halde Leman...”Deniz kenarında içip içip, içlenirken, hep eksik bir şiiri düşer mavisine, düşemez peşine
İçli şarkılar zamanına akar.
Hep alacağı var hayattan, bir türlü isteyemez Mahçup, naif bir borçlus geçen günlerinin.Kimi zaman arada dolmayan bir boşluktur kaldığı. Bir bulut gürlemez, yağar sessiz sedasız. Saklayacak yeri yok kederini. Yapanın yanına kar kaldığı zararları var.Kalbinde hançerleri; çıkaramadığı.
Her kadın kadar dertli, o kadar içli.Benzer birbirine hikâyesi. Söyler durur yine yollarına düşmek istediği okul şarkısını.
Kırmızı balık göldeee
Kıvrıla kıvrıla yüzüyorrr
Balıkçı hasan geliyorrr
Oltasını atıyorrr….