Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Temmuz '12

 
Kategori
Deneme
 

Bir pazar sohbeti 29/07/12

Öncelikle Günaydın,

Saat 5:45 ve güneş doğdu. Kuş seslerinin ses gürültüsü (volume'u) düştü.

Evet bazen Tükçesi yabancılaşmış kelime bütünleri ile öbek öbek karşılaşıyoruz. Türkçe budanmış bir ağaca, kırpılmış bir Terier köpeğine benziyor.

Üzgünüm ama Osmanlıca'dan faydalanıyorum çünkü Türkçe güdük bir lisan! Aslında Asabi Kedi'nin uyarıları olması daha yoğun Osmanlıca kullanacağım ancak izin vermiyor.

Evet beynimizi çalıştırmamız da hiç bir sorun yok! Aşınmıyor, bozulmuyor, çürümüyor. Ben de en hayran olunacak özellik, beynimin çalışkanlığıdır. Dünyadaki en çalışkan beyinlerden birisidir.

Kadınlar ise garip bir şekilde beni kaslarımda ötürü beğenirlerdi. Hatta Ö...nün deyimiyle: Sana baktığımda Zeus'u görüyorum. Kendisi bir adet senaristti.

Sanıldığı gibi ben akkaşık, pırlanta gibi adam, ya da masumiyet müzesi değilim. Hayatıma Mehmet Ali Bey kadar olmasa da Türkiye ortalamasının çok üzerinde kadın girdi. Reddettiklerimi da sayarsak Mehmet Ali Beyi geçer.

Bu övünülecek bir şey mi? Tabi ki hayır! Bu ne kadar çok aradığımın ispatı o kadar. O kişiyi bulmak için çok sayıda teşebbüste bulundum ve bulabildim mi? Cevap: Hayır! Teşebbüslerden vazgeçtim...

Öyle bir kişi yaşıyor mu sence? Kesinlikle hayır!

Yani ne tavsiye ediyorsun gençlere? Sevebilecek ve hayatı paylaşbilecekleri insanı arasınlar. Aşkın peşinde boşu boşuna koşmasınlar. Çünkü bazen bir kokuya bile aşık olabilirsin...

Sen eşinde ne buluyorsun? O benim hayat arkadaşım...

Kimsin sen?

Ben Anıl Yiğit'im. Tabi Muhammed'im, tabiki de Şakir'imde var ek olarak. Kendine son derece güvenen, kendiyle barışık, son derece değerli işler yapmış, son derece iyi öğretim ve eğitim görmüş, akıllı ve zeki Türk bireyiyim.

Ama sen kimsin?

Allah'ın karşısında hakir bir insanım... Hatta bir hiçim. Yoktan yoğum..

Ama seni nasıl bilirler?

İyi bilirler diyemiyorum, bazen de benden ve hatta çoğunca benden nefret ederler... Bana uyuz olular. Kıskanırlar. Korkarlar... Bazıları da hayran olur, bazıları da aşık olurlar. Çok az kişi benim iyi bir insan olduğumun farkındadır.

Bu seni üzüyor mu?

Hem de nasıl! Kendimi ne kadar ifade etmeye çalışsam da imajlarım hep kişiliğimin önüne geçiyor. O yüzden kendimi yeniden tarif etmek üzere yalınlaşıyorum...

Yani?

Kim olursan, ne olursan, gel-gel-gel!

Mevlevi misin?

Galiba...

Nasıl yani?

Hırkam yok...

Ne demek bu?

Dergaha üye değilim...

İster miydin?

Hayır...

Ne istiyorsun?

Yok olup, toprak olup, un olup, arpa olup, çevrim yapıp, tekrar ölüp, tekrar dirilmeyi ve bir gün belki en doğru tümceleri kuran en doğru kitap olmayı isterim...

Nesin sen?

Nafile ve beyhudeyim...

Ne demek bu?

Nafile bir namaz gibiyim varlığım ve yokluğum tartışılır. Tıpkı su gibi renksizim. Ama insanda ıslaklık hissi bırakırım. Kimyada bana katalizör derler tepkimeyi hızlandırırım. İnsanlar bana Anıl mı ; çılgın derler. Yani delidir, ne yapsa yeridir...

Bu kadar yalın, bu kadar karmaşık nasıl olabiliyorsun?

Çünkü son derece entellektüelim. Seçkinim. Farklılaşmak için çok okuyor, çok yaşıyor ve çok yazıyorum. Ve sonuçta da fark yaratıyorum...

Bıktım senden!

Ben de bıktım!!!

Hem de çok!!!!

Görüşmek üzere...

KAVİ

 

 
Toplam blog
: 631
: 293
Kayıt tarihi
: 10.04.11
 
 

Eric'i külden yarattım. Tamamıyla benim eserim. Söyleyeceği çok sözü, söylemek istediği az sözü. ..