Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mart '10

 
Kategori
Futbol
 

Bir şampiyonluk böyle kaybedilir.

Bir şampiyonluk böyle kaybedilir.
 

Camianın en çok sevdiği iki isim kaçan trenin arkasından bakıyorlar...


Milyonlarca liralık borcun varken milyonlarca lira harcayabileceğin garip bir sektördür aslında futbol. Bu sektörün bilinçli ama şuursuz paydaşlarından birisi olarak tuttuğum takım olan Galatasaray’ın şampiyonluğa teoride havlu attığı gerçeğini terazinin bir tarafına, insanların ekonomik sonuçlar doğuran çıkarlar uğruna diğer paydaşlar olarak apayrı bir yerde durdukları gerçeğini terazinin diğer tarafına koyuyorum ve şuursuz yanım ağır basıyor ve can sıkıntısı bakiye kalıyor. Diğer yandan bilinçli yanım o kadar para harcayarak şampiyonluğun nasıl da kaçmakta olduğu gerçeğini irdeliyor. İşte dereyi geçip çayda boğulmanın madde madde formülasyonu:

1. Öncelikle takım olmamanız lazım. Yoksa sizin onda biri bütçenizle takım yapan Sivasspor ve Bursaspor sözde değil özde takım olurlar ve arkalarından iki sene üst üste el sallarsınız ve bunun adı tesadüf olmaktan çıkar.

2. Çok paranız vardır. Transfer ettiğiniz yıldızlar için hava alanına binlerce insan koşar. Ancak elinizdeki stoperler sakatlanınca geriye kalan tek stoperinizi, forvetler sakatlanınca geriye kalan tek forvetinizi satarsınız. Sekiz tane sol açığınız vardır, orta alanda koşturan ama pas yapamayan veya pas yapan ama koşamayan bir dolu oyuncunuz vardır ve kadronuzu zengin sanarsınız.

3. Takıma adaptasyon sağlamış ve sizi başarıya taşımış yabancı oyuncuları gönderip Amerikayı yeniden keşfetmeye çalışırsınız. Saido’yu gönderip Inomoto’yu, Mondragon’u gönderip De Santchis’i, Franco’yu, Song’u gönderip hiç kimseyi(!) alırsınız. Takımı bir gömlek yukarı taşımaya çalışıp gömleksiz kalırsınız.

4. Ofansif mucizelerin hem futbolcusu hem de hocası olmuş bir efsaneyi takımın başına getirirsiniz ancak ligde 1-0 öne geçip 1-1 beraberlikle sonuçlanan üç maç yaşamışken dördüncüde yine de 2-0 yapıp maçı kazanmaya çalışmazsınız. Forvetsiz oynayan İBB takımından gol yemek için rakibi üzerinize davet edersiniz, son 30 dakikada kopmuş bir maçta top çevirmek yerine.

5. Başladığımız yere geri dönerek noktayı şöyle koyabiliriz. Seksenli yılların yıldız transferine dayanan, dünün Real Mardid’i hatta bugünün Milan’ını vuran hastalığa kurban gider, taraftarı maçlarda sevindirmek yerine transferde sevindirmeyi tercih edersiniz.

Lig yine biter ve medya savaşan futbolcuların transfer ihtimaline prim bile vermez. Önemli olan takım nüvesine uyum sağlayacak isimler değildir, spektaküler ve bol sıfırlı paraları hak eden(!) futbolculardır. Bu sırada maliyeti makul ama takımının ihtiyacı olan mevkilere takviye yapan başka bir takım bir sonraki senenin sürprizinin tasarımına başlamıştır bile.

 
Toplam blog
: 22
: 684
Kayıt tarihi
: 10.04.09
 
 

1977 Sivas doğumluyum. Endüstri mühendisiyim. Kalite Sistem denetçisi olarak çalışıyorum. Yazmayı ço..