Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ağustos '22

 
Kategori
Anılar
 

BİR ŞARKI TUTTUM

Bazen bir melodi çalınır kulağına, çok uzaklara dalar gidersin. Tam da öyle oldu bugün. Çalışmam için küçük notlar alıyordum. Kaydettiğim şarkılar birer birer eşlik etmeye başlayınca kalemi usulca defterimin yanına bıraktım öyle dalıverdi gözlerim. Çok uzak diyarlara. Hani şu, radyoda ya da televizyonda sevdiğimiz şarkı çıksın da ismini, sözlerini deftere kaydedelim diye deli gibi beklediğimiz, google'ın henüz hayatımıza teşrif etmemiş olduğu zamanlara... Eski diye adlandırıp bir türlü eskitemediğimiz, ufacık bir anıda ziyaret edip huzur bulduğumuz, gönlümüze yer eden, yaş aldıkça daha da özlem duyduğumuz özel, güzel günlere...

Google falan yoktu o zamanlar. Şimdiki gibi sevdiğimiz şarkının sözleri bir tuşla karşımıza çıkmıyordu. Ruhumuza iyi gelen, dilimize pelesenk olacağını hissettiğimiz şarkının sözleri yüreğimize taht kurup, kulağımıza çalınan melodisi bizi bizden aldı mı hep bileğe kuvvetti. Sevdiğimiz sanatçı radyoda, televizyonda çıksın da dinleyip, sözlerini deftere yazıp ezberleyelim diye az mı beklemedik? Öyle dosdoğru da değil. Sanatçının söyleyişinden artık ne duyduysak. Az mı yanlış anlayıp, yazıp, yanlış söylemedik şarkıları? :) Hey gidi günler... Az mı şarkı tutmadık içimizden? Ah güzelim çocukluğumuz, gençliğimiz...

İşte o günlerde kimi, sevgili Levent Yüksel'le "Sustu haykıran şehir son kuşlar havalandı" diye hüzünlendik.  Kimi sevgili Seden Gürel' le "Çevirdiler şaşkına lanet olsun aşkına, içimden hiç bir şey gelmiyor" diye haykırdık. Şahsen, sevgili Bendeniz'e ben deniz de çok eşlik etmişimdir o billuuur sesimle.:) "Satmışım bu dünyanın anasını, babasını umrumda değiiil." Bazen sevgili Sertap Erener'le coştuk "Şişt şist sakin ol sinirlerine hakim ol. Aahhh Ölümlü dünya ölümlü insan" diye... Bazen sevgili Aşkın Nur Yengi'yle "Susma veda ederken" diye sitem ettik. Büyük ustasız olur muydu hiç? Asla..  Kıymetlimiz Barış Manço'nun "Kol düğmeleri" hep dokunmuştur yüreğimize. "Hatırlarım bugün gibi, sessiz geçen son geceyi..." Sonra Yonca Evcimik'e eslik edip nasihat ettik kimine "Kendine gel sen kendine kendine gel." diye diye... Sevgili İzel Çelik Ercan ile başladık hayıflanmaya "Bir gün öncesi, bir gün sonrası bir üzgünsün bir kızgın nedir bunun ortası?" Sonra en sevdiklerimden, "Konuşmasam taş olsam? Yine de oynar mısın benimle?" diye sorduk.Tabiki Sevgili Bülent Ortaçgil ile... Ardı arkası kesilmezdi güzelliklerin.Yeri geldi sevgili Emel Müftüoğlu'na kulak verip, "Affet arkadaş" dedik geçtik. Sevgili Ajda Pekkan'ın "Baksana Talihe" şarkısını duyunca amma neşelenirdik. Melodisi ıslıkla ne de güzel çalınırdı. Sevgili Kenan Doğulu bir başlardı " Yakarım Roma'yı da yakarım ben..." Hoop ardından biz de vokal...:) Hele sevgili Yıldız Tilbe'yle kasedi başa sarıp sarıp az mı şarkılar söylemedik?  Sevgili Nazan Öncel'le ne çok anılar biriktirdik "Bir hadise var" diye... 

 

Sığdıramadığım, anamadığım her biri kıymetli ne çok güzel sanatçımız, ne güzel eserler, ne güzel anılar bıraktı bize. Kimileri bırakmaya devam ediyor. Aramızdan ayrılanların mekânları cennet olsun. Hayatta olanlara Allah sağlıklı, uzun ömür versin. 

Bir melodi duyarsın, özlediğin çok uzak diyarlara gidersin. Sonra sevdiklerin de gelsin iyi gelir, belki özlemislerdir diye paylaşırsın. Geldim, hayat paylaşınca güzel diye paylaştım gidiyorum. Bir sonraki buluşmamıza dek kalın sağlıcakla...

 

SİBEL YILMAZ 

 

 

 
Toplam blog
: 145
: 716
Kayıt tarihi
: 22.02.18
 
 

1978 Bursa doğumlu. Kelimelerin Dansı ve Kırmızı Vosvos kitaplarının yazanı. Eşi ve kızları olmaz..