Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mart '11

 
Kategori
Siyaset
 

Bir siyasetçiye öğütler (II)

Bir siyasetçiye öğütler  (II)
 

Seçim arifesinde olduğumuz şu günlerde , milletvekili adaylarımıza tarihte ünlü siyaset yazarlarından bazı “Öğütleri” hatırlatmak istedik… Bunlardan biri de, Niccolo Machiavelli ... 

 

Niccolo Machiavelli (1469-1527) , orta halli bir hukukçunun oğlu olarak dünyaya gelir. 1527’de İtalya’nın ücra bir köşesinde sefil bir şekilde ölür. 

 

16. yüzyıl İtalyan siyaset adamı ve yorumcusu Nicolo Machiavelli dünyanın gelmiş gelmiş en ünlü ve tartışmalı siyaset düşünürlerinden biridir. 

 

Machiavelli bireyin mutluluğu için uğraşmaz. Bu, umurunda bile değildir. Bütün amacı devletin bekası ve mutluluğudur. İnsanlar da bunun için vardır. Machiavelli’ye göre, ‘insan bir doğa gücüdür, canlı bir enerji kaynağıdır.’ Bu yüzden Hıristiyanlığın çizmiş olduğu mütevazı, alçakgönüllü insan tipine karşıdır. Onun özlemini çektiği insan tipi ilkçağ insanı gibi, atılgan ve üretken olanlardır.( Faruk DENİZ*) 

 

Unutmayın ki , Avrupalının eğitim, terbiye ve ahlakı "Makyavelist ahlak"tır,  

 


-Devlet her ne olursa olsun sorgulanamaz. 

-Yönetici hem tilki hem de aslan olmasını bilmek zorundadır, yalnız aslan gibi olursa tuzakları sezemez; yalnız tilki gibi olursa kendini kurtlara karşı koruyamaz.Tuzakları sezebilmek için tilki , kendini kurtlara karşı koruyabilmek için aslan olmak zorundadır. 

-Her değişim, başka değişimlere ihtiyaç gösterir. 

-İnsanlar genel olarak kötüdürler, bu nedenle de her türlü kötülüğü hak ederler. 

-İnsanlar, yazgılarının da değişeceği beklentisi içinde- Devlet Başkanlarını değiştirmeyi severler. 

-Zaman her şeyi silip süpürür ve iyiliği getirebileceği gibi kötülüğü de getirebilir. 

-Kötü olan amaca ulaşmak için yapılması gereken kötülük değil, kötülüğü becerememektir ve kınanması gereken de budur. 

-Amaca ulaşmak için her araç yasal ve ahlakidir. 

-En önemli ve temel amaç devleti yaşatmak ve gücünü devamlı olarak artırmaktır. Bu amacı gerçekleştirmek için kullanılacak her araç yasaldır. 

-Din, ahlak ve hukuk devlete bağlıdır. Amacı gerçekleştirmek için gerektiğinde devlet bunları alet olarak kullanmalıdır. 

-Devletten bağımsız ahlak ve hukuk düşünülemez. Devletin bittiği yerde, hukuk da ahlak da biter. Hukuk ve ahlak devlet için vardır. 

-Devlet bir ulusa dayanıyorsa, yeterli gücü bu kökten alabilir. Kilise devletin karşısında ya da üstünde olmamalıdır. 

-İnsanlar hafif baskılara karşı intikam almaya kalkarlar, fakat ağır baskılara karşı direnemezler. Bir insana baski yaparken öyle davranmalıdır ki, intikam almaya olanak bulamasın.
-... savaş kaçınılmaz bir şeydir ve onu ertelemek başkalarının isine yarar. Zamanın getireceği iyilikleri bekleyip savaştan kaçınmak yanlıştır; çünkü zaman iyilikler getirebileceği gibi kötülükler de getirebilir. 

-Fetih isteği normal ve doğaldır. İnsanlara bunu becerebiliyorlarsa kınanmamalı övülmelidirler. Fakat başaramayacakları halde istiyorlarsa kınanacak bir şeydir. 

-Yurttaşların yardımıyla hükümdarlığa gelen hükümdarlara sivil hükümdar denir. Bunun için değerli ya da şanslı olmak gerekmez, kurnaz olmak yeter. 

Devlet Başkanı ya halkın ya da seçkinlerin yardımıyla - Devlet Başkanı olur. Çünkü bütün sitelerde birbirine zıt iki eğilim vardır. Halk, seçkinlerden zulüm ve baskı görmek istemez. Diğer yandan seçkinler de halkı zulüm ve baski altında tutmak isterler. Halkın yardımıyla seçilenlere herkes boyun eğer. 

-Başkalarına haksizlik etmeden ve namuslu olarak seçkinleri memnun etmek mümkün değildir. Oysa halkı memnun etmek çok daha kolaydır. Zenginler zulmetmek isterler. Halkın istediği ise sadece ezilmemektir. 

-Akıllı- Devlet Başkanı, yurttaşlarını her zaman ve her durumda kendisine muhtaç bırakmalıdır. Onların sürekli olarak bağlılığını sağlayacak tek yol budur. 

-Çoğu zaman halk, uğruna evini barkını yaktırdığı hükümdarın etrafında daha siki bir şekilde toplanır, ona minnet duyar. İnsanların yaradılışı böyledir. Kendilerine yapılan iyilikler için olduğu kadar, kendi yaptıkları iyilikler için de bağlılık duyarlar. 

- Bazı özellikler meziyet gibi gözükür yıkım getirir; bazı özellikler de kusur gibi gözükür fakat güvenlik ve esenlik sağlar. 

Devlet adamı kendini, - Devlet Başkanı seçilinceye kadar cömert, seçildikten sonra cimri tanınmaktan çekinmemelidir. Çünkü cömertliğin sonu yoksulluk ve itibarsızlıktır. 

- Devlet Başkanı hem sevilen hem korkulan bir insan olmalıdır. Bu iki özellik bir arada bulunamıyorsa birinden vazgeçilecekse korkulan insan olmak iyidir. Çünkü insanlar genellikle nankör, değişken, ikiyüzlü, tehlikeden kaçan, çıkarlarında hasis yaratılıştadırlar. Kendilerine iyilik yaptıkça sizinle olurlar. Fakat tehlike bas gösterince herkes ortadan yok olur. 

-Deneyler bize göstermiştir ki, büyük isler yapmış olan hükümdarlar verdikleri sözleri fazla dikkate almamışlar, ustalıkla insanları aldatmışlardır. 

-Mücadelenin iki yolu vardır: biri kanun yolu, diğeri kuvvet yoludur. Birinci insanlara, ikinci hayvanlara özgüdür. Fakat çoğu zaman birinci yol kâfi gelmez ikinci yola başvurmak gerekir. Bu nedenle hükümdar insanca davranmayı da hayvanca davranmayı da bilmelidir. 

-Devlet Başkanı tuzakları tanımak için tilki, kurtları korkutmak için aslan olmalıdır. Sonuç olarak, ihtiyatlı bir hükümdar, kendine zararı dokunuyorsa verdiği sözü tutmaz. Söz vermesini gerektiren şartlar değişmişse, yine sözünde durmasına gerek yoktur. İnsanlar iyi olsalardı bu davranış biçimi kötü olurdu. 

-Devlet Başkanı rolünü iyi oynamalı gerçek amaçları konusunda açık vermemelidir. İnsanlar o kadar alışkındırlar ki, aldatmak isteyen biri mutlaka aldanacak birini bulur. 

-Devlet Başkanı , merhametli, vefalı, insancıl ve doğru bir insan olarak gözükmeli, fakat gerektiğinde tümüyle aksine davranabilecek kadar ruhsal hazırlık içinde olmalıdır. 

-Devlet Başkanı sözlerine özen göstermeli, öyle ki görüp işitenler merhametin, bağlılığın, insanlığın, doğruluğun ve dindarlığın ta kendisi olduğunu sansınlar. Bu son niteliğe sahipmiş gibi gözükmek kadar gerekli bir şey yoktur. Çünkü insanlar genellikle ellerinden çok gözleriyle yargılar. Herkes sizi nasıl görünüyorsanız öyle görür. Fakat çok az kişi olduğunuz gibi kavrar. Bu azınlık da her zaman devlet tarafından desteklenen kamuoyuna karşı gelemez. 

-Devlet Başkanı her zaman danışmalıdır. Fakat başkalarının isteğine uyarak değil, kendi istediği zaman danışmalıdır. İstemediği zaman başkalarının bu ise heveslenmeleri önlenmelidir. Diğer yandan, - Devlet Başkanı büyük bir sorgulayıcı olmalı, doğruları sabırla dinlemeli, kendisine gösterilen saygı nedeniyle doğruları söyleyemeyenlere de kızmalıdır. 

Alıntılar aşağıdaki kaynaklardan derlenmiştir. 

Kaynakça
Hükümdar (IL PRINCIPE)- N. Machiavelli, Çeviri- S.Bagdatli
Faruk Deniz.İ.Ü.Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi. No: 23-24 (Ekim 2000-Mart 2001) 

Felsefe Tarihi - Macit Gökberk
Düsünce Tarihi ve Felsefe Ansiklopedisi - Orhan Hançerlioglu 

http://www.msxlabs.org/forum/felsefe/311631-makyavelizm-makyavelist-dusunce.html 

www.canaktan.org/politika/demokrasi/makaleler/ozlusoz-demok.htm 

 

 

 

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..