Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Nisan '08

 
Kategori
Blog
 

Bir tatlı anı da Yalova'dan alıp geldik...

Bir tatlı anı da Yalova'dan alıp geldik...
 

Blogda olmaktan mutluyum... :))


Beklenen gün yaklaşırken Zeynep’le, Neşe’yle, Özlem’le konuşup durduk. Kaçta bineceksin, nerede buluşalım diye konuşurken her zaman her yerde dilimden düşürmediğim kelimeler vardır. Allah kısmet ederse ve inşALLAH’ı dilimden düşürmem. Günlerce hazırlanıp gitmek için bu denli istek duyduğum toplantıya neredeyse katılamayacaktım. Cuma gecesi hazırlıklarımı yapıp saat ikide tam yatağa girdim ki ağabeyim uyandırdı ve ablamı hastaneye götürdük. Nefes almakta zorlanıyordu. Yoğun bakımda ilaçlar, serumlar takıldı, nefes açıcı buharlar verildikten sonra biraz düzelince yengeme emanet edip gözüm arkada kalmayarak eve dönüp hazırlanarak yola çıktım.

Yoldan sürekli Zeynep’le konuştuk, nerdesin, benden önce varacak gibisin, bana bilet al falan derken, baktım ki benden önce varmış Kartal’a. Yanında yardımcısı tatlı kız Cemile vardı. Ruksan da gelmişti. Dördümüz güle oynaya vardık Yalova’ya… Zeynep’in kayıp telefonunu aramamız büyük bir olaydı, inanın baktığımız yerlere on kez baktık ve sürekli Zeynep’e o telefon bir yerden çıkacak dedim. Çıktı da Ruksan sağ olsun kendi telefonu diye atmış çantasına ve bizim telefonu aradığımız saatlerde kendisi banyolardan faydalanma turunda olduğu için telefon odasında çalıp durmuş. Sürekli arıyordum çünkü neredeyse titreşir de duyarız diye. Ruksan’ı gördüğümde Ruksana ölüm diye gülerek bağırdım (kesin üç saatimizi aldı aramak ve Yalova’ya inip sim kart almak) ama yüzünü saklayıp beni affedin deyince affettik ne yapalım…J Bu arada az blog yazıp çokça blog okuyucusu olduğunu söyleyen Kemal Şahin beye buradan da teşekkürlerimi yazmak istiyorum. Bir erkek ancak bu kadar centilmen olabilir. Arabasıyla bizi götürüp getirmekten öte Yalovalı olarak tam bir ev sahipliği yaptı.

İlk kaynaşmamızı kafede yaşadık. Yeni tanıştığımız arkadaşların hepsini çok sevdim. Hepsi çok şekerdiler, çok sıcaktılar. Sadece yazılarından tanıdığımız arkadaşlarımızı karşımda görmek çok değişik hoş duygular yaşatıyor. O anları yaşayanlar bilirler, ben bunları tattıkça her toplantıya varım diyorum tabii yine Allah kısmet ederse…

Kafede olanlar Cansin Ebru Erdem, Rose moon (Gülay Eralp), Çiğdem Özkan, Sibel Ulusoy ve yakışıklı oğlu, Ali Nail ve eşi, Yağmur zamanı (adaşım), Deniz, Çalışkan Adem, Aslan İlhami, Erol Işık, Beenmaya ve annesi Hatice’cim (8 Marta gecesi birlikte eğlenmiştik, çok sevdim genç kız gibi maşallah ve laf aramızda Özlem annesiyle benim ilişkimi kıskanıyor), İncisel ve arkadaşı, Arif Öğütçü ve eşi, Meral Yağcıoğlu ve sevgili babası, canım Neşe’m (benim adımı kokoşa çıkardılar ya aynı odada kaldığım Neşe Evrim’i tescilli kokoş olan ben bloğun ikinci kokoşu ilan ediyorum, görseydiniz hak verirdiniz J), Ruksan İldan, Zeki Etferat, Kendimce Hülya Tercan, Kemal Şahin idi… Karınlarını doyurmak için Gökçe dere’deki Gökçe Mantı evi’nde yemek yiyip gelen sevgili Bülent Göncü ve Yeşim Koç da katıldı. Peşlerinden de Sema Çürük (bu kez eşi katılmadı, bırakıp gitti adaşımı yemek sonrasında gelip aldı), İlyas Bayram ve eşi (pes vallahi yatıya ordayım diye haber vermesine rağmen tam yemek vakti yetişti geldi), Taner (pek sesi çıkmadı yeni olmaktan sanırım ama gözlerindeki samimi ve sıcak ifadeyi gördüm), Sessiz Çığlık-Yüksel hanım ve eşi, Kendimce-Hülya, Cansın Erol ve Zeynep Gülay Kibaroğlu-yardımcı Cemile bir de bendeniz… Sevgili İlyas bey her zamanki profesyonelliği ile tüm katılanların e-mail adresleri ve telefonlarını bir kağıda yazdırdı, bize de gönderecek. Yine hepimize birer cd hazırlamış sağ olsun. Unuttuğum var mı bilmiyorum, varsa özür diliyorum, liste geldiğinde hemen ilave edeceğim…

Hepimiz hazırlanıp pür şık vaziyette yemeğe başladık… Salon kalabalıktı, bizden başka gelenler de vardı. Ama salonu coşturan, eğlenceyi tam anlamıyla yaşatan bizim MB grubu idi. Zaman zaman da bu coşkumuzu onlara da geçirip coşturduk. Şıngırtılı (Asena kemerleri) kemerler kah bende, kah Bülent’te, kah Neşe’de, kah Yeşim’deydi. Güzel bir hoşluk kattı oyunlarımıza… Bülent’in arabesk şarkıcısı gibi bıçağı eline alıp kendini jiletleme pozu resimlerim arasında olacak göreceksiniz. Neşe’nin rock şarkıcısı misali kafasını sallayarak şarkı söyleyen pozu da öyle… Keyifli sohbetler, özellikle Bülent’in esprileri, Neşe’min gülen yüzüyle inanılmaz enerjisi içinde geçen yemek ve eğlence faslından sonra dışarıdaki fasıl başladı…

Kelimelerle anlatmak mümkün değil o ortamı, gerçekten yaşamak lazımdı. Bir kere Bülent’e söylediğim bir sözü burada da sizinle paylaşmak istiyorum. “Sen tüm blog toplantılarının vazgeçilmezisin, sen tüm toplantılara katılmalısın. Bence sensiz olan bir toplantı eksik kalır. İnanılmaz espritüel bir kişilik. Aynı şeyi Neşe’m için söylemek istiyorum burada. Müthiş bir kadın, sevgi dolu, güler yüzlü, mert, eğlenceli, esprili, sıcacık yürekli bir kadın işte… Tam bir rock şarkıcısı edasıyla söyledi şarkıları, Bülent’le çok güzel ikili oluşturdular. Başlarda ben de katılmıştım fasıla ama uykusuzluktan halsiz düştüğüm için sahneyi onlara bıraktım. Çalışkan Adem’in biraları alıp gelmesiyle coşku daha da arttı. Neşe zaten yarım kalan rakısını kapıp gelmişti. Kahkahalar, espriler havada uçuşuyordu, çok keyifliydik hepimiz. Ama ben ikiden sonra yatmak üzere otele dönmek zorunda kaldım, bir gece önce hiç uyumadığımdan (saydım tam 43 saat uyumamıştım) vücudum isyanlardaydı. İstemeyerek de olsa otele dönüp yattım.

Sabah Zeynep’in talimatıyla 8.30’da odadaki telefonlarımız çaldı. Aynı odada kaldığım Neşe’mle hemen kalkıp kahvaltıya indik. Bir kısım arkadaşlarımız gece ayrılmışlardı. Yine keyifli bir kahvaltı sohbetinden sonra mayolarımızı giyip açık havadaki havuza indik. Ben boynuma kadar suya girmek kararındaydım. Neşe, Zeynep, Bülent ve Yeşim’in ısrarlarıyla Zeynep’in “vallahi ben yapacağım senin saçlarını” diye söz vermesiyle havuza girdim. Zaten girmesem içim içimi yiyecekti biliyordum. Oralara kadar gelip banyolardan yararlanmamak olmazdı. Üstelik kapalı banyolardaki buhar da saçımı bozacaktı. Bunları düşünüp daldım suya. İyi ki girmişim çok hoşuma gitti. Sonrasında kapalı havuza girdik, İlyas bey ve Erol bey de aramızdaydı. Havuz sohbetleri müthişti. Sağ olsun Yeşim’cim beni bir güzel sabunlayıp yıkadı son evrede. Orada yaşadıklarımız da inanılmaz keyifliydi. Sevgili Bülent müthişti yine, kırmızı mayosuyla yaptığı esprileriyle havuz sohbetine de damgasını vurdu.

Artık birlikteliğimizin son saatlerine yaklaşmıştık. Hepimizin yüzünde bir arada olmaktan, yaşadığımız keyifli anlardan dolayı mutlu bir gülümseme mevcuttu. Herkes havuza gelmemişti, bizim orada olduğumuz saatlerde bazı arkadaşlar ayrılmışlardı. Vedalaşma imkanı bulamadığım tüm arkadaşlara onlarla tanışmış olmaktan büyük mutluluk duyduğumu buradan iletmek istiyorum. Yeni tanıdığım arkadaşları da yürekten söylüyorum ki çok sevdim.

En son Bülent, Yeşim ve Ben kaldık otelde. Havuz sefası da karnımızı iyice acıktırmıştı. Bülent ve Yeşim her ay gidiyorlarmış oraya. Onun için nerede ne var iyi biliyorlar. Onların önerileriyle Gökçe dere’de ev yemekleri yapan Gökçe mantı evine gittik. Kuru fasulye, mantı ve çorbaları kalmıştı. Ben hepsinden tatmak için üçünden de yarımşar porsiyon yedim. Gerçekten çok lezzetliydi. Üzerine de bir porsiyon kalan ev baklavasından birer parça yedik. Yemekten sonra da uzunca süren sohbetimiz sayesinde ikisini de daha yakından tanıma imkanı buldum. İstanbul’da görüşmek üzere sözleştik. Minibüsle Yalova’ya geldik beni 17.30 otobüsüne bindirip İstanbul’a yolcu ettiler.

Burada tek tek isim saymak istemiyorum. Tüm samimiyetimle söylemek istiyorum iyi ki Milliyet Blog sayesinde bu arkadaşlarımı tanımışım, hepsinin ayrı yerleri var gönlümde… Ve tüm yazar arkadaşlarım, gelmesi zor olanlar da gayretli olup pikniğimize katılsınlar. Çok güzel vakit geçireceğinizden emin olabilirsiniz… İl dışından gelenler yiyecek hiç düşünmesinler, il içinde olup da (özellikle yalnız gelecek erkekler) yapamayacak durumda olanlar da dert etmesinler. Hepimize yeterli gelecektir yapacaklarımız… Bu hafta içinde yeri netleştirip haber vereceğim… Yalova fotoğrafları da yarın yayımlayacağım… Yazımı okuyan arkadaşlar fotoğraflar yayımlandıktan sonra tekrar bakın emi süper pozlar var bayılacaksınız...


Zeynep'cime tüm emekleri için teşekkür ediyorum... Emeğine, yüreğine sağlık...

Sevgilerimle…

 
Toplam blog
: 203
: 2037
Kayıt tarihi
: 23.10.06
 
 

İnsanların yapmaktan mutlu oldukları hobileri vardır. Benim de en severek yaptığım, hayatımda yen..