Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Şubat '15

 
Kategori
Kitap
 

Bir uyuşturucu bağımlısının düşlerinde yolculuğa çıkmaya ne dersiniz?

Bir uyuşturucu bağımlısının düşlerinde yolculuğa çıkmaya ne dersiniz?
 

Sâdık Hidâyet - Kör Baykuş çevirmen Behçet Necatigil YKY yayınları 2012 roman


“Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkla yiyen, kemiren yaralar: Kimseye anlatılmaz bu dertler, çünkü herkes bunlara nadir olarak karşılaşılan, acayip şeylermiş gözüyle bakar: Biri çıkar da bunları söyler ya da yazarsa, insanlar yürürlükteki inançlara ve kendi akıllarına göre hem saygılı, hemde alaycı bir gülüşle dinler bunları. Çünkü henüz çaresi yoktur bu dertlerin. Tek ilaç, şarap yardımıyla unutmaktır; afyonun ve uyuşturucu maddelerin sağladığı sahte uykudur. Ama ne yazık ki bu tür devaların etkileri de geçicidir, acıyı kesecekleri yerde çok geçmeden daha da şiddetlendirirler.” diye bir girişle başlar roman. Daha ilk cümleden itibaren, umutsuzluğun, acının ve sitemin, boyu aştığı görülür.
 
Afyon tiryakisi bir ruh hastasının, güzelliği, dürüstlüğü ve iyiyi ararken nasıl mağlup olduğunun dramatik hikâyesini anlatır bu roman bize; yer yer görülen umut, çıkışsızlığı arttıran bir faktör olmaktan öteye gidemez. Karakterler; baba, amca, arabacı, mezarcı, hurdacı, bayader esrarengiz kız ve kahpe karısıdır… Bunlar aslında tek bir kişidir ve bu kişide müthiş bir karakter parçalanması söz konusudur. Romanda zaman olgusu karışıktır; geçmiş, şimdi ve gelecek iç içe geçmiştir. Anlatım yüksek tempolu ve akıcıdır. Kitabı okurken, kendi iç dünyanıza gömülüp, yalınkat bir gerçeklikle baş başa kalıp bir anda boşluğa düşebilirsiniz. Rüya ve anı, kenetlenmiş ve kaynaşmış gibi çıkar karşınıza.
 
Roman boyunca, pişmanlık yakasını bırakmaz onun. Ölüm, boşluk ve yalnızlık her daim yanı başındadır. Yalnızdır ve her şeyi gölgesine anlatır.
 
“Ve şimdi yazmaya karar vermişsem, bunun tek nedeni kendimi gölgeme tanıtma isteğidir. Duvardan doğru eğilmiş, yazdıklarımı oburca yutmak, yok etmek isteyen gölgeme.”
 
Kendimizle yüzleşmek çoğu kez acı verir; ama öte yandan olgunlaştırır. Bu durumu en iyi anlatan yapıtlardan  birinin de Kör Baykuş olduğunu düşünüyorum… Çünkü Sâdık Hidâyet, dönemin sosyo-kültürel ve siyasal etkilerini de metinleri arasına serpiştirip olaylara farklı pencerelerden bakma fırsatı da vermiş romanda. Ne var ki sadece bununla sınırlı da değildir; sosyolojik, psikanalitik, varoluş felsefesi ve feminist okumalara da açıktır aynı zamanda.
 
Kuşkusuz, Kör Baykuş 20. yüzyıl İran ve dünya edebiyatı içinde büyük bir yere sahiptir. Ayrıca, romanı okuduğunuzda, Behçet Necatigil’in Sâdık Hidâyet hakkında söylediklerine de istisnasız katılacaksınız:
 
“Çünkü Hidâyet, benim için, edebiyatın bağımsız ve yıkılmaz cumhuriyetler olduğunu bir kez daha hatırlatmış, umutsuzluğunda ölümsüz mutluluğa erişmiş sayılı yazarlardan biri oldu…”
 
 
Toplam blog
: 46
: 284
Kayıt tarihi
: 27.03.12
 
 

Dağcılık sporu ile çocuk yaşlarda tanıştı. 1984 yılında ilk yüksek irtifa tırmanışını gerçekleşti..